Akşam gazetesi yazarı Ali Saydam'ın köşe yazısının ilgili bölümü:
Demirel’i Baykal çizgisinde de görmek varmış
Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız ile büyüdüm ben. Zaman zaman, hele
gençlik yıllarımda, çok kızdım kendisine, eleştirdim; bir an önce yerini gençlere bırakması için duacı oldum; ancak her zaman bir ‘devlet adamı’ olarak güvendim ‘Babaya’. Devletin bekasını koruyup kollayacağı, ülkeyi maceralara sürüklemeyeceği konusuna inancım hep tamdı. Her zaman hukuka saygı duyduğuna, hukukun herkes için var olduğuna inandığına
tanık oldum...
Süleyman Demirel benim ‘devlet adamlığı’ kavramını anlamama, onunla ‘
siyaset adamı’ arasındaki farkı algılamama yardımcı olan bir siyaset gurusuydu...
Ta ki bizim İsmail Küçükkaya kardeşimize yaptığı, dün AKŞAM’da yayınlanan kritik açıklamalara kadar... Ne demiş ‘Baba’?
“Türbana ret çıksaydı üniversiteler okunmaz hale gelirdi. Bir
hakem lazımdı,
mahkeme o görevi üstlendi. 1960’da da
Meclis ‘Bizi
halk seçti, ne istersek yaparız’ diyordu. Şimdiki gibi
Anayasa Mahkemesi olsaydı, ihtilal olmadan halledilirdi”...
Devleti, hukuku savunan bir ‘devlet adamı’nın açıklamaları mıydı bu? Yoksa kıvrak bir politikacının mı? Sayın Demirel, biraz telaş etmeseymiş keşke...
Anayasa Mahkemesi’nin açıklamasının hemen ardından NTV stüdyolarında, ona buna danışmadan ânında görüş bildirmek durumunda olan ve mükemmel bir konuşma ile tavrını Demirel’in 180 derece zıt yönde ortaya koyan
Hüsamettin Cindoruk’u izleseymiş... Ya da kendisinin yıllarca yaptığı siyasi konuşmalarında kullandığı ‘Meclis aritmetiği’ meselesini (‘Bulun 226’yı öyle gelin!’ falan)...
O açıklamanın ‘absürd’lüğünü kavramak için insanın kendisine şu soruyu sorması yeterdi aslında:
“Sayın Cumhurbaşkanım, hem halkın iradesinin
egemen kılınması; hem yargının, halkın iradesinin yaptığı yasalara göre icraatı denetlemesi; hem
Atatürk düşünce ve inkılâplarının korunması; hem de silahlı kuvvetlerin zırt pırt
darbe düşünmemesi şıkkı geçerli olamaz mı bu ülkede?”
Anayasa Mahkemesi mi askerin darbe yapmasını engelleyecek?
Sayın Cumhurbaşkanım, gelin şu kıyaslamanın talihsiz olduğunu söyleyin de, ben de sizin ‘devlet adamlığınıza’ saygı duymaya devam edeyim... Yoksa yıllarca savunduğunuz duruşun tam tersi bir yerde, ‘Hukuku biz yorumlarız... Ne bedel ödenirse ödensin, yeter ki
AK Parti iktidardan indirilsin’ noktasında duran
CHP’nin üçlü yönetimiyle (CHP ile değil!) aynı çizgide görmeyi, benim havsalam ‘almakta’ zorlanacak...