"Siz Başbakan olamadınız diye, bunun öfkesini bizden çıkarmak zorunda mısınız? Yaşınızı, başınızı almış bir siyasetçisiniz. Ergen çocuklar, gençler gibi öfkeli konuşmanın anlamı var mı? Üstelik hükümet sözcüsüsünüz." diyen Selahettin Demirtaş, hükümetin çözüm sürecine yönelik hükümet üyeleri arasındaki çelişkileri gidermek zorunda olduğunu belirtti. Demirtaş, "Çünkü ‘müzakere’ dediğiniz şey; açık, aleni şeffaf bir şekilde konuşmaktan ibarettir. Korkarak, çekinerek müzakereden bile konuşmaktan feragat ederek sorunlar nasıl çözülebilir? Bu konuda diyorlar ki, ‘Efendim HDP kafasından uyduruyormuş’. Görüşme tutanaklarını açıklayalım o zaman. İmralı’da ne konuşulmuş, açıklayalım. Bunların hepsi mutabakattır." diye konuştu.
Demirtaş, "Özgürlüğümüzü örgütlemek için yeni yaşam kongresinde buluşalım" sloganıyla düzenlenen partisinin Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen Bursa İl Başkanlığı 1. Olağan Kongresi’nde konuştu. Türk bayrakları ve Atatürk posterinin de bulunduğu salonda partililer İmralı’da çarptırıldığı ömür boyu hapis cezasını çeken teröristbaşı Abdullah Öcalan lehine slogan attı.
Konuşmasında HDP’nin yeni bir sürece girdiğini anlatan Demirtaş, şunları kaydetti: "Fabrikası, tarlası, atölyesi, bizim için mücadele alanlarıdır. Orada yaşayan herkesin sorununu her yerde dile getireceğiz. Bursa’da bu yönlü siyaseti yapmak bize düşer. Ezilenler bu yönlü bizden beklenti içerisindeler. Biz kimden yana olacağız biliyor musunuz? Bir fotoğraf var bugünlerde çok konuşuluyor. Yırtık bir lastik ayakkabı var, bin odalı bir saray var. İşte biz Ermenek’te o yırtık lastik, cızlaveti giyen amcanın yana olacağız. O’nun, o yırtık ayakkabısının Sultan’ın sarayından daha değerli, daha kıymetli olduğunu unutmadan siyaset yapacağız, halkla birlikte omuz omuza siyaset yapacağız."
"SİZ KENAN EVREN’İN BUGÜNKÜ ÇOCUKLARI VE TORUNLARISINIZ"
Yeni dönemde genç ve kadınlara büyük görev düştüğüne dikkat çeken Demirtaş, her yerde, gençlik ve kadının öncülüğünde bütün sorunları doğru örgütleyebilmeleri halinde 2015 seçimlerine partisinin damgasını vuracağını dile getirdi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendilerini küçümseyenlerin olduğunu savunan Demirtaş, şöyle devam etti: "Bizi küçümsüyorlardı, hafife alıyorlardı, damgasını vuran biz, siz olduk. Sizin savunduğunuz düşünceler Türkiye siyasetine damgasını vurdu. 2015 seçimlerine gidiyoruz halen seçim barajı var. Halen örgütlenme önünde engeller var. Halen hazine yardımını üç parti kendi arasında üç kağıtçı bir şekilde paylaşıyorlar. Halen adaletsizlikler var. Bir önceki dönem ‘seçim barajını düşünelim’ diye kampanyalar yaptık. Barajın düşürülmesi sadece bizi ilgilendiren bir mesele değil. Türkiye’de demokratik siyaset için yüzde 10 barajının kalkması lazım. Fakat ne demişti eskimiş Başbakan, ‘Bunu biz getirmedik ki, Kenan Evren getirmişti.’ demişti. Kenan Evren seçim barajını getirmiş diye bir argümanın arkasına saklanmıştı. Oysa ki; Kenan Evren’i darbeci olarak niteleyen, Kenan Evren’i cuntacı diye niteleyip yargılatan bunlar değil miydi? Ama Kenan Evren’in getirdiği bütün nimetlerden tırnak içerisinde faydalananlar bunlar. Seçim barajı işlerine yarıyor diye onu kaldırmıyorlar. Yüksek Öğretim Kurumu, Evren’in getirdiği, kurduğu kurumlardan biridir, kaldırmıyorlar. Milli Güvenlik Kurulu darbe sonucu oluşmuş bir kurumdur, kaldırmıyorlar. Yani darbenin bütün nimetlerinden faydalanıyorlar, ‘en büyük demokrasi taraftarı da biziz’ diyorlar, kusura bakmayın ama siz Kenan Evren’in bugünkü çocuklarından, torunlarından başka bir şey değilsiniz."
"28 MİLLETVEKİLİ KOLTUĞUMUZDA AKP'LİLER OTURUYOR"
Halen yüzde 10 seçim barajının duruyor olmasının utanç olduğunu anlatan Demirtaş, "Bugün itibariyle tam 28 milletvekilliği, bizim milletvekilliğimiz yani, aldığımız oyun karşılığı olan 28 sandalyede baraj sebebiyle AKP’liler oturuyor, aslında yeteri kadar oy almışız, ama bağımsız girdiğimiz için 28 milletvekilliği koltuğumuz AKP’lilerin işgali altında. Böyle bir haksızlık olabilir mi? Ama inşallah bakın bunlar bu utancın altında ezilecekler, biz o barajı tuzla buz edeceğiz. Yüzde 10 barajı falan tanımayacağız, barajı aşacağız, çok daha güçlü şekilde parlamentoya gireceğiz. Her yerde sabırla, inatla, kararlılıkla HDP’yi anlatmamız lazım. Biz, Ortadoğu’ya bir meşale gibi kardeşliği, barışı yayan parti olarak her yerde daha sabırla olmak zorundayız. Mahallede, evde, camide, cem evinde, medresede okulda, her nerede iseniz HDP’yi doğru bir şekilde, doğru bir üslupla gerçekçi olarak, sabırla anlatmak zorundayız. Bu iğne oyasına benzer. Zordur, küçük küçük irmekle onu örmek, inşa etmek zordur. Sabır ister ama iğne oyası dantel bittiği zaman ortaya muhteşem bir şey çıkar. Sizler de sabırla HDP’yi her yerde inşa edeceksiniz. Barış içinde bu ülkede bir daha kan, gözyaşı olmasın diye sığınabileceğimiz en güzel şey eşitlik, adalet, halkların demokrasisinin olduğu HDP’dir. Bu ülkede barışın da teminatı biz olacağız. Çözüm sürecini bu nedenle en fazla biz destekledik, en fazla bizler inşaa ettik. Saldırılar oldu. Hakaretler oldu, tehditler oldu, haksızlıklar oldu, ama yılmadık, bıkmadık çünkü barış hepimize lazım. Barış, bugünün yarının işi de değil, yüzlerce binlerce yıl geçse barıştan vazgeçmeyiz." diye konuştu.
"ERGEN ÇOCUKLAR GİBİ..."
Hükümet üyelerinden bazılarının çözüm sürecine ilişkin çelişkili ifadeler kullandığını belirten HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dün Konya’da Abdullah Öcalan’a sekretarya görevlendirilmesine ilişkin açıklamalarına sert tepki gösterdi. Demirtaş, şunları söyledi: "Hükümet cephesinden bazıları herhalde bu görüşme trafiğinin yeniden başlamasından rahatsız olmuş olacaklar ki tahrik etmeye çalışıyorlar. Özellikle Bursa’dayız, Bursa milletvekili seçilmiş sayın Arınç’ı buradan hatırlatmak istiyorum. Siz Başbakan olamadınız diye, bunun öfkesini bizden çıkarmak zorunda mısınız? Yaşınızı, başınızı almış bir siyasetçisiniz. Ergen çocuklar, gençler gibi öfkeli konuşmanın anlamı var mı, üstelik hükümet sözcüsüsünüz. Başbakan yapmadılar sizi ne yapalım? O da bizim sorunumuz değil. Şimdi bide çözüm sürecinden sorumluluğu elinden aldılar, iyice öfkelenmiş durumda, neredeyse çıkacak, ‘çözüm sürecine gerek yok’ diyecek noktaya gelmiş. Hükümet kendi içinde bu çelişkileri çözmelidir. Sayın Başbakan, hükümet sözcüsünün arkasında mı değil mi, bilmek istiyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki, bir sekretarya oluşturulması, bir gözlemci güç oluşturulması ve heyetlerin genişleyerek İmralı’ya Sayın Öcalan’la görüşmeye gitmesi bir mutabakatın sonucudur. Bu konuda İmralı’da mutabakat vardır. Ama hükümet sözcüsü çıkmış diyor ki, ‘Ortada bir uzlaşma, anlaşma yok’. Şimdi merak ediyoruz; İmralı’ya giden heyet sizin heyetiniz değil mi, orada konuşulanların hükümet olarak arkasında durmuyor musunuz? Çünkü ‘müzakere’ dediğiniz şey; açık, aleni şeffaf bir şekilde konuşmaktan ibarettir."
"NE KONUŞULMUŞ KÜRT DE TÜRK DE ÖĞRENMELİ"
Korkarak, çekinerek müzakereden, konuşmaktan bile feragat ederek sorunların nasıl çözülebileceğini soran Demirtaş, şunları kaydetti: “Bu konuda diyorlar ki, ‘Efendim HDP kafasından uyduruyormuş’. Görüşme tutanaklarını açıklayalım o zaman. İmralı’na ne konuşulmuş, açıklayalım. Bunların hepsi mutabakattır. Eğer siz hükümet olarak, ‘orada konuşulanlar bizi ilgilendirmiyor’ diyorsanız ortada bir aldatmaca vardır, siz bir aldatmaca içerisinde değilseniz kendi içinizdeki bu çelişkileri bırakın artık. Sayın Arınç’ın söyledikleri doğruysa, ortada bir mutabakat yoksa, sekretarya olmayacaksa, müzakere başlamayacaksa, çözüm sürecinde heyetler genişletilerek siyasi heyetler adaya gitmeyecekse ve Sayın Bülent Arınç’ın kullandığı üslup ve dil hükümetinizin diliyse o halde toplantılarda bize anlattıklarınız nedir? Biz bu çelişkileri kusura bakmayın konuşacağız. Biz bu çelişkileri konuştukça ‘Efendim HDP süreci bozuyor’ diyorlar. Kusura bakmayın; süreç aleni, açık olacak. Nerede ne konuştuysan halk bilecek. Kürt de bilecek Türk de bilecek. Herkes bilecek ki kimse kimseyi kandıramasın, aldatma olmasın. Ama gizli kapaklı, kapalı kapılar ardında süreç yürütmenin imkanı yoktur. Bu şekilde ne hiç kimse ne zaman kazanabilir, ne de bu köklü sorunu çözebilir. Bu saatten sonra barış için, ama hakiki bir barış için, samimi bir barış için kimse kimseye şart koymasın. Özellikle de HDP’ye diz çöktürmeye çalışanlar, boyun eğdirmeye çalışanlar, böyle barış olmaz. Teslimiyetle barış olmaz. Zaten HDP’nin size teslim olacak, boyun bükecek asla düşüncesi olmaz, ama siz muhatabınıza boyun eğdirerek de barış yapamazsınız. Değerli kardeşlerim bütün sorunlarınızı, sıkıntıları birbirinden ayırmadan çözmek istiyorsanız HDP’yi büyütmek bizim için en büyük fırsat olacaktır."
"ERMENEK’TE DE SOMA’DA DA YANYANA OLACAĞIZ"
Kardeşliği büyütmek için partililere layık olkmaya çalışacaklarını anlatan Demirtaş, "Biz Ermenek’te de, Soma’da da, Yırca’da da yan yana olacağız Robovski'de de, Kobani’de birlikte direneceğiz. Bu baskıları yapanlardan hep birlikte hesap soracağız." dedi.
CİHAN