HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Bülent Arınç'ın sözlerine cevap verdi.
Arınç'ın "4 Şubat’ta açıklanması gereken bu 10 madde neden 24 Şubat’ta açıklandı. Açıklanan metin değiştirilmiş metindir. 4’ünde bu metni kabul etmiş olsaydın ben bunların hiçbirini söylemiş olmazdım" sözlerine cevap veren Demirtaş, "Benim yüzümden açıklama 20 gün gecikmiş. Ben de sormak istiyorum açıklama 7 ay önce yapılacaktı. 7 ay neden yaptırmadınız bu çağrıyı. Neden biliyor musunuz seçim yakın yapıp barış rüyalarını pazarlamak istediler. Biz yine de itiraz etmedik. Ama AKP’ye güvenmiyoruz" dedi.
İşte Demirtaş’ın konuşmasından satır başları:
"10 işçi öldüğünde bir iş yerinde işverenin en ufak bir bedel ödeme hesap verme kaygısı yoksa Türkiye’nin he yerinde işçinin can güvenliği artık yoktur. Mesele bir iş yeriyle ilgili değil. Bütün emekçilerin sermayeye peşkeş çekilmesinin örneğidir bunlar. Aynı işçiler o ölen işçiler mesela grev yapmış olsa, hakkını aramak için sokağa çıkmış olsa 10 dakika oturma eylemi yapsalar o işçileri önce öldüresiye döverler. İçeri alırlar, aylarca yargılarlar. İşçiye diyorlar ki grev yapamazsın, hakkını alamazsın devlet olarak burnundan fitil fitil getiririz. Daha yakın zamanda grevi yasaklayanlar bunlar değil miydi?
'EKONOMİ PATLADI PATLAYACAK'
Resmi olarak 3 milyon 100 bin işsiz var. İş aramaktan umudunu keseni, evde oturanı dahil ettiğinizde bu sayı 10 milyonu buluyor. Bu 3 milyonun 1 milyonu üniversite mezunu. Aileleri yememiş yedirmiş, üniversiteyi bitirmiş işsiz oturuyor. 81 ile üniversite açmanın sonucu bu işte. Üniversite mezunu işsizler ordumuz var. Ekonomi patladı patlayacak. 3 ayı kurtaralım seçim sonrası kıyamettir ekonomide bunu biliyor. Seçim öncesi kriz olmasın diye elinden geleni yapıyor cumhurbaşkanı. Ekonomik kriz patladığında işverenleri başta olmak üzere en büyük mağduriyeti yaşayacaklar. "Seçimi kazanayım umurumda değil" diyor. Seçim kazanmak için ekonomiyi riske atmak, kendi bakanını azarlamak MB Başkanını vatan haini ilan etmek dahil her şeyi yapıyor. Tekrar daha güçlü iktidara geldikleri halde nasıl davranacaklarını bu yaptıklarına bakarak görebiliyoruz.
'60 SARAY PARASI UÇTU GİTTİ'
Cumhurbaşkanının MB Başkanı'nı azarlama ona talimatlar yağdırma laflarından sonra doların yükselişinden dolayı Türkiye’de kur farkından kaynaklı 81 milyar 800 milyon lira özel sektörün borcu artmış durumda. 60 saray parası havaya uçtu gitti. Cumhurbaşkanı bunu bilerek ısrarla yapmaya devam ediyor. Oy alayım ülke umurumda değil anlayışının tezahürüdür bu. Ekonomiden sorumlu bakan istifa intihar noktasına geldi. O akşam başbakana istifasını sunmaya gidiyor ama seçime kadar ikna ediliyor.
'KAFA KARIŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR'
Düşünün bir de 400 milletvekili kazanmış. Düşünün bir de başkan olmuş bunlar. Düşünmeyin gerçi böyle bir şey olmayacak…Çok bilinçli bir şekilde bu iddia üzerinden HDP üzerinden kafa karıştırmaya çalışıyorlar. Bizim AKP ile hiçbir uzlaşmamız yoktur. Bizimle uzlaşmak isteyenler temel ilkelerimize bakacaklar. Biz başkasının ilkesizliği üzerinden yeni yaşam kurmayacağız. Bizi her türlü komployla iftirayla yıpratmaya çalışacaklar. Kendi kirlilikleri, çirkinlikleri kapatılamayacak boyutta olduğu için arık çamur at izi kalsın politikası da tutmuyor. Bize saldıranlar artık sadece kendini yıpratıyorlar. Hükümetin her alandaki yanlışını eleştirmek bizim temel misyonumuzdur. Bizim işimiz ana muhalefet görevi yürütmektir. Ve mümkün olduğu ilk anda onu indirip yerine geçmektir.
ARINÇ’A ‘PROJE’ CEVABI
Proje partisi olarak gelenler kendi geliş gerekçelerini bize benzetmeye çalışıyorlar. Bir proje hareketi olarak gelen AKP’nin bir proje ile devrilebileceğini düşünüyorlar. Biz bir halk projesiyiz. Biz yeni bir dikta hükümeti yaratmak için HDP’yi iktidara taşımak istemiyoruz. Katılımcı bir iktidarı halk iktidarına dönüştürmeye çalışıyoruz. Bizim yeni saraylara ihtiyacımız yok. Bizim emekçi iktidarına ihtiyacımız var. Yüreğiniz sizi nereye götürüyorsa oraya doğru gidin. Orası doğru yoldur.
DOLMABAHÇE AÇIKLAMASI
Geçen hafta sonu ortak bir açıklama yapıldı. Bu açıklamadan sonra “biz uzun süredir bu açıklama için uğraşıyorduk” dedik. Elbette ki bu ülkede kesinlikle silahlar susmalı ve silahlar bırakılmalı. Biz asla savaş çatışma istemiyoruz.
Koşullar ne olursa olsun demokratik siyasetten yanayız. Çağrımız buydu. Bunu desteklediğimizi de bizatihi ben ifade ettim. Burada hükümetin rahatsız olduğu ne var. Biz bu hükümetin barış getireceğinin inanmıyoruz demişiz.
Bunu demek “süreci bozmak istiyorsun” demekmiş. İşte hükümetle barış konusunda anlaşamadığımız en temel konu budur. Onlar barış hayalini satmak istiyorlar biz gerçek barışı halkımıza vermek istiyoruz. “Seçime 3 ay kala tam da barış hayalisi satacaktık buna engel oldunuz” diyorlar
'ZERRE KADAR İNANMIYORUZ'
Ben de diyorum ki iyi engel olmuşuz. Tekrar diyorum ki biz sizin barış getireceğinize zerre kadar inanmıyoruz Benim yüzümden açıklama 20 gün gecikmiş. Ben de sormak istiyorum açıklama 7 ay önce yapılacaktı. Cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen sonra yapılacaktı. 7 ay geciktiren kim? 7 ay neden yaptırmadınız bu çağrıyı. 25 günlük gecikmeyi soruyorsun da 7 ayı neden sormuyorsun. Hükümet olarak bunu cevabını verin.
'GÜVENMİYORUZ ANLAMIYOR MUSUNUZ?'
Neden biliyor musunuz seçim yakın yapıp barış rüyalarını pazarlamak istediler. Biz yine de itiraz etmedik. Ama AKP’ye güvenmiyoruz. Bu kısmı çıldırtıyormuş. Güvenmiyoruz güvenmiyoruz anlamıyor musunuz. Sen İç güvenlik yasasını bile tekme tokat geçirmeye çalışıyorsun. Neyine güveneceğiniz senin. 10 hasta tutsağa izin vermedin. Son nefeslerini ana babalarının yanında vermesine izin vermedin. Bu hükümet bu ülkeye kalıcı barışı getiremez. Zihniyetleri yuğun değil. O yüzden HDP’nin büyümesi lazım. Özellikle Sayın Arınç’a şunu söylüyorum. Ülkede gerilime gerek yok. Barış ortamında demokratik bir seçim yaşayalım istiyoruz. Biz kendi öz gücümüzle kazanacağımıza inanıyoruz. Biz kendimizi halka anlatacağız size anlatmak zorunda değiliz.
Böylesine zalim bir iktidara karşı direnmek bile kutsaldır, bırakın kazanmayı…Onlar silahlar bırakılsın gibi görülmesini istiyorlar. Evet PKK silah bırakacak ama biz silah bıraktıracağız. İnşallah cezaevlerini de dağları da demokratik bir uzlaşı çerçevesinde boşaltacağız.
'HER TÜRLÜ KARARA SAYGILIYIZ'
Sayın Bozdağ, Şakran Cezaevi'ne kendiniz gidin. Müfettiş göndermeyin. Çocukları kendiniz dinleyin ve sorumlulara öyle bir ceza verin ki bir daha böyle bir şey yapmaya kimse cesaret edemesin. Bugün Birleşik Haziran Hareketi’nin seçime dair açıklaması oldu. Biz seçime dair her türlü karara saygılıyız. Seçimde bağımsız olacaklarını söylemiş arkadaşlarımız. Karşı karşıya gelmeye gerek yok. bizimle bu mücadele içine olan herkesi yoldaş belledik. Aynı o çerçevede haziran hareketiyle dayanışma içinde olacağız. Seçim sonrasında da bu beraberliği geliştirmek için çaba sarf edeceğiz."