Demokrat Yargı'dan Gerçeker'e tepki

Demokrasi ve Özgürlük İçin Yargıçlar ve Savcılar Birliği (Demokrat Yargı) Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin, anayasa değişiklik paketini değerlendirdi.

Demokrat Yargı'dan Gerçeker'e tepki

Ertekin, anayasa değişiklik paketinin 12 Eylül zihniyetini tasfiye etmede yetersiz kalacağını söyledi. Ertekin, "Daha kararlı, muhtevası çok daha kapsamlı olabilirdi." dedi. AK Parti, 26 maddelik anayasa paketini muhalefete sundu. Yargının demokratik meşruiyetine yönelik düzenlemeler taslağın temelini oluşturuyor. Paketi en genel bağlamda 12 Eylül'ü tasfiye etmede yetersiz gördüğünü dile getiren Demokrasi ve Özgürlük İçin Yargıçlar ve Savcılar Birliği (Demokrat Yargı) Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin, daha kararlı, muhtevası çok daha içerikli ve kapsamlı olabileceğini söyledi. HSYK ve Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in açıklamalarını ciddi bir hukuksal yorum problemi olarak gördüğünü ifade eden Ertekin, muhalefet partilerinin uzlaşma teklifinin ise politikanın mantığına tamamen aykırı olduğunu vurguladı. Cihan Haber Ajansı muhabirine anayasa paketini değerlendiren Ertekin, paketin kararsız bir tasviye çabası içerdiğini kaydetti. 12 Eylül Anayasası'nı değiştirme girişimlerinden biraz daha farklı bir içeriği olduğunu anlatan Ertekin, ilk kez yargının dönüşümünü içeriyor olmasının çok olumlu bir şey olduğunu vurguladı. Bugüne kadar hukuk reformuyla yetinilerek ilerlendiğini dile getiren Ertekin, "Ama hukuk reformun gerçek kalıcı sonuçlar doğurmadığı açık ve net bir şekilde ortaya çıktı. Bu durumda yapılacak en önemli şey, yargı reformu yapmak. Yargının hem kuruluşunun hem kendini yeniden üretme biçimlerine dönük bir politik müdahale gerekiyordu. Bu müdahale anlamlı bir başlangıç olarak görülebilir." dedi. Parti kapatmalarda Meclis denetiminin bulunmasının son derece yerinde olduğunu anlatan Ertekin, bazı kesimlerin bunu sanığın kendi hakimini seçmesi olarak algıladığını, ama bunun son derece yüzeysel bir değerlendirme olduğunu söyledi. Ertekin, şöyle devam etti: "Toplumun yargı erkinde, yargı yönetiminde, yargı süreçlerinde, bizzat milli egemenlik gereği kendi hakkını, kendi dileklerini, kendi iddialarını ileri sürme hakkının bir parçası olarak görmek gerekir. Bu anlamda topluma ve siyasete daha olumlu bir bakışın ifadesi olarak görülebilir. Bugüne kadar ki süreç, geleneksel yargı algısı toplumu ve siyaseti yargı örgütünden ve yargılama süreçlerinden uzak tutma üzerine şekilleniyordu. İlk defa bu geleneği kıracak içerik taşıyor." "GERÇEKER VE ÖZBEK'İN AÇIKLAMALARINDA HUKUKSAL YORUM PROBLEMİ VAR" Son 5 -6 yıldır Türkiye'deki hukuk uygulamalarının dönüşüm süreci yaşadığını anlatan Ertekin, anayasa kültürünün öncelikle somut madddeler üzerinden bir yorum yapmayı gerektirdiğini belirtti. HSYK Başkanvekili Kadir Özbek ile Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in açıklamalarını eleştiren Ertekin, "Değişiklik teklifinin anayasanın başlangıç ilkelerine aykırı olduğu tezini çok ciddi bir hukuksal yorum problem olarak görüyorum. Son dönemde buna alıştık. Ama buna alıştığımız ölçüde de hukuktan ve hukuk kültüründen uzaklaşıyoruz. Bizzat hukukçular ve yargı eliyle uzaklaşıyoruz. Hem Kadir Özbek'in hem Hasan Gerçeker'in bu konuda yeni bir değerlendirme yapıp, bu hukuk dışı yorum yöntemlerinden uzak durmaları ve daha hukuk metodolijisine uygun, anayasa kültürüne uygun, anayasa yorum metodlarına uygun yorumlar geliştirmeleri lazım." diye konuştu. Anayasa değişikliğinin uzlaşmayla yapılması yönündeki talepleri de değerlendiren Ertekin, siyasette uzlaşmanın son derece önemli ve gerekli bir yöntem olduğunu vurguladı. Türkiye'de uzlaşma çağrısının apolitik uzlaşma çağrısı olarak yapıldığına dikkat çeken Ertekin, "Uzlaşma belli bir politik programa dayanıyor. Politik programa dayanmayan bir uzlaşma olmaz. Taraflar politik programlarını koyarlar ve bunun üzerinden belli bir uzlaşma getirirler. Ama bugüne kadar hükümete dayatılan uzlaşma teklifi tamamen apolitik bir uzlaşma teklifidir. Muhalefet partilerinin uzlaşma teklifi, politikanın mantığına tamamen aykırıdır. Apolitik bir uzlaşma teklifidir. Politikadaki uzlaşmanın mantığına aykırıdır. Politik uygulamaların önünü kapatıyorsa, onun kapatılmasının bir yolu olarak kullanıyorsanız uzlaşmayı, bu tamamen dışarda dostlar arasındaki ya da birbirinizle çekişen taraflar arasındaki bir uzlaşma olur. Tamamen apolitik olur. En azından Meclis'te kullanılabilecek, siyasette kullanılabilecek, iktidar mücadelesinde kullanılabilecek bir uzlaşma algısı olarak kabul edilemez." şeklinde konuştu. (CİHAN)
<< Önceki Haber Demokrat Yargı'dan Gerçeker'e tepki Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER