Türkiye, 1978'de
Savcı Doğan Öz’ün kontrgerillaya açtığı
soruşturma ve 1996'daki
Susurluk davasıyla "Derin devlet"e karşı ilk adımları attı.
Savcı Öz suikaste
kurban gitti, Susurluk davasının sonucu ise kamuoyunu tatmin etmedi. Türkiye şimdi son hesaplaşmayı izliyor.
Türkiye, “Derin Devlet”le hesaplaşma fırsatını 1978'de kontrgerillayı soruşturan
Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz'le ve 1996'da Susurluk skandalıyla yakaladı ancak karanlık ellerin cezalandırılması mümkün olmadı. Savcı Doğan Öz, 1978'in Ocak ayında, bir
cinayet nedeniyle, Özel
Harp Dairesi ile bağlantılı öğrencilerin kaldığı Site
Öğrenci Yurdu'nda
arama yaptırdı. O dönemde yoğun olarak işlenen siyasi cinayetlerin kontrgerilla ile bağlantılarını yakaladı ve "Kontrgerilla Genel
kurmay Harp Dairesi'ne bağlıdır" dedi.
TSK Küçük'ü suçsuz buldu
'Kontrgerilla'nın üstüne giden Savcı Öz, 24
Mart 1978'de,
ülkücü kimliği ile bilinen İbrahim Çiftçi tarafından öldürüldü. Çiftçi, bir tanığın teşhisi sonrasında, suçunu
itiraf etti. 12
Eylül darbesi sonrasında Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'ne görülen davada
mahkeme, Çiftçi'ye 4 kez idam cezası verdi. Askeri
Yargıtay ise ilginç gerekçelerle idam kararını bozdu. Mahkemeler arası gel-gitlerden sonra, Askeri Yargıtay, bu kez Çiftçi'nin beraatına karar verdi. Bu karar üzerine, Ankara 1 No'lu Askeri Mahkemesi, 25 Haziran 1985'te hukuk tarihine geçen şu kararı vermek zorunda kaldı:
"Sanık İbrahim Çiftçi'nin maktul Doğan Öz'ü taammüden öldürdüğü mahkememizce sabit görülmüş, ancak Askeri Yargıtay Daireler Kurulu kararları mahkememizi bağlayıcı nitelikte bulunduğundan
sanık İbrahim Çiftçi hakkındaki 7/8'lik oy çoğunluğuna dayanan bozma ilamına uyularak, sırf bu hukuki zorunluluk nedeniyle sanık İbrahim Çiftçi'nin beraatına karar verilmiştir." 3
Kasım 1996 günü Subir
kaza oldu. Kazada ölen kişilerin eski
Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ, üzerinden ''Mehmet Özbay'' adına düzenlenmiş kimlik çıkan
katliam sanığı
Abdullah Çatlı ve sevgilisi
Gonca Us, yaralanan kişinin de DYP
Milletvekili Sedat Bucak olduğu anlaşılınca olay Türkiye gündemine ''
bomba gibi'' düştü.
Bunun üzerine,
İstanbul DGM
Cumhuriyet Başsavcılığı, ''Cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak'' suçundan soruşturma başlattı. Başta
emekli Tuğgeneral Veli Küçük olmak üzere, bugün
Ergenekon davasında yargılanan bazı sanıkların adları, Susurluk çetesinde de geçti. Olayı soruşturan Savcı Aykut
Cengiz Engin, Çatlı'nın o dönem geçen dönemin
Kocaeli İl Jandarma
Alay Komutanı
Veli Küçük ile bağlantısını tespit edince,
Genelkurmay Başkanlığı'na suç duyurusunda bulundu. Ancak Genelkurmay, Küçük'ü suçsuz buldu. TBMM'ye ifade vermeye bile gitmeyen Küçük, kurmay olmamasına rağmen tuğgeneralliğe
terfi ettirildi. Davanın diğer sanıkları ise kısa süreler hapiste kaldıktan sonra serbest bırakıldı.
Ve son raund: Ergenekon
Bugüne kadar 2 kez fırsatı yakalayıp, sonuca ulaşamayan Türkiye şimdi tüm dikkatini Ergenekon yargılamalarına verdi.
GÖZLER ASRIN DAVASINDA
Emekli Tuğgeneral Veli Küçük,
İşçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek,
Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı
İlhan Selçuk ve eski İstanbul Üniver
sitesi Rektörü Kemal Yalçın Alemdaroğlu'nun da aralarında bulunduğu 46'sı
tutuklu 86 sanıklı ''Ergenekon'' davasının görülmesine bugün başlanacak.
Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki adliyede, İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılacak yargılama, toplam 280 kişilık kapasiteye çıkarılan
duruşma salonunda yapılacak.
Duruşma salonunda mahkeme heyeti, savcılar, avukatlar ve sanıklara 200, basın mensupları ve izleyicilere de 80 kişilik yer ayrıldı. Davanın ilk oturumu, saat 09.00 da başlayacak ve sanıkların kimlik tespitleri yapılacak.
Kimlik tespitlerinin ardından ilk olarak tutuklular olmak üzere sanıkların ifadesi alınacak sanıkların ifadeleri bitene kadar duruşmalar her gün yapılacak. Duruşmalarda, sanık sayısının çokluğu nedeniyle mağdurlar ve tanıklar daha sonra dinlenilecek.
Gizli tanıklara özel ifade
Duruşmada dinlenilecek "gizli tanıklar", salon bitişiğinde oluşturulan ve ses ile görüntülü
kayıt sistemi de kurulan bir bölümde, kendisini sorgulayacak hakim ile bulunacak. Salondaki diğer kişilerce tanınmaması için görüntüsü bulanıklaştırılacak sesi de değiştirilerek salona aktarılacak tanığa, mahkeme heyeti ve avukatlar da doğrudan soru yöneltebilecek. Duruşma görüntülerin, salon yakınına kurulan bir LCD ekrandan basın mensupları ve izleyicilere canlı olarak aktarılacak davanın ilk oturumunda, kimlik tespiti işlemleri tamamlanırsa, savcı 2455 sayfadan oluşan iddianameyi okumaya başlayacak.Bugün