"Dernekçilik adı altında bal gibi
siyaset yapıyorlar!"
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)
Mersin İl Başkanı Mahmut Tat,
kentte Yörük köylerinde
propaganda yaptığı ileri sürülen Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi Derneği'ne (VKGH)
silah ve
Kuran üzerine
yemin eden Kuvayı Milliye Derneği'ne böyle tepki gösteriyor. Kentteki 'neo-milliyetçi' kuruluşlara,
avukat Kemal Kerinçsiz'in eski sözcüsünün başkanı olduğu
dernek ve 'ırkçı' Elbirliği Derneği de eklenmiş. Bu '
sivil'
tırmanış, MHP'yi de Demokratik Toplum Partisi'ni (DTP) de aynı kaygıda buluşturuyor: "Mersin'deki olası gerginliklerden endişeliyiz!"
Güneydoğu'da 1984 yılında başlayan çatışmalardan sonra başlayan göç dalgasından en çok etkilenen kentlerden biri Mersin. DTP'li Ali Bozan'a göre, kent merkezindeki nüfusun yüzde 40'ı göçle gelen
Kürtlerden oluşuyor. Türkler ve Kürtlerin iç içe ve bir arada yaşadığı kentte milliyetçi yükseliş de var. MHP'li Mahmut Tat'ı bile kaygılandıran neo-milliyetçi yapılanmalar, kenti de tedirgin ediyor. Bunların başında,
Taner Ünal'ın başkanlığını,
emekli Korgeneral Hasan Kundakçı'nın onursal başkanlığını yaptığı VGKH geliyor. VKGH, geçen yıl 15
Nisan'da yaptığı '
bayrak yürüyüşü'yle adını duyurdu. MHP, 20 bini aşkın kişinin iki kilometrelik bayrak taşıdığı eyleme
destek vermedi.
Danıştay saldırısının faili
Alparslan Aslan'ın üzerinden de VKGH üyelik kartı çıktı.
'Türk'ten suçlu çıkmaz!'
Mersin'i 'mesken' seçen ikinci dernek de VKGH'dan ayrılan emekli Kurmay
Albay Fikri
Karadağ'ın kurduğu Kuvayı Milliye Derneği oldu. Derneğin Mersin şubesinin üye
katılım töreninde silah üzerine yemin edilmesi basına yansıdı. Mersin Şube Başkanı,
emekli polis Kemal Canay da, yerel bir gazeteye verdiği demeçte, Türkiye'de 13 bin 500
hain belirlediklerini ve bunlardan
hesap sorulacağını belirterek, şöyle dedi: "Mersin,
PKK ve Siyonistlerce işgal edildi. Mersin'de suç işleyenlerin yüzde 90'ı Doğulu ve Güneydoğuludur. Türk çocuğu suç işlemez."
Korkutan dernekler
Kentin 'neo-milliyetçilerinde' tanıdık isimler de var. Avukat Kemal Kerinçsiz'in başkanlığını yürüttüğü Büyük
Hukukçular Birliği (BHB) ve mahkemelerin önündeki eylemleri düzenleyen Milli Güç Platformu'nun (MGP) sözcülüğünü yapan 'www.kuvayimilliye.net' adlı WEB sitesinin sahibi Bekir
Öztürk, Kuvayı Milliye Derneği'yle sahneye çıktı. Mersin Devlet Hastanesi'nde çalışan Öztürk, Kerinçsiz ile yollarını ayırdıktan sonra bu derneği kurdu. Derneğin Yönetim Kurulu üyesi ve basın sözcülüğünü emekli Kurmay Kıdemli Albay Aziz Ergen, yürütüyor.
İstanbul merkezli Elbirliği Derneği'nin tek şubesi de Mersin'in
Tarsus ilçesinde bulunuyor. MHP'li Mahmut Tat, "Bu derneği biz de duyduk. Aradık, kimseyi bulamadık. Belki gizlice toplanıyorlardır" diyor. Elbirliği Derneği, gayritürkleri ve bilhassa Kürtleri, 'kendilerini Türk hissetseler bile' üyeliğe kabul etmiyor. Kentte örgütlenmeye çalışan bir diğer örgütse İzmir'de kurulan Türkçü Toplumcu Budun Derneği (TTBD). TTBD, İzmir'de başlattığı ve Çağdaş Hukukçular Derneği'nin şikayeti üzerine durdurulan 'Kürt
Nüfus Artışı Durdurulsun' kampanyasıyla biliniyor.
'Bu oyun iki yıldır deneniyor'
DTP'li Bozan da MHP'nin bu gruplardan ayrıldığını, daha itidalli davrandığını kabul ediyor. Bozan'a göre, Mersin'de bir oyun oynanıyor: "O yeminin bugün ortaya çıkması, 'acaba yeniden bir şeyler mi deneniyor' şüphesini doğuruyor. Acaba ilgi Trabzon'dan Mersin'e mi çekiliyor? Mersin'de her yıl bu tür bir olay yaşanıyor ve
halkların karşı karşıya gelmesi isteniyor. Fakat Mersin'de bu oyunlara gelmeyecek bir yapı var. Bu yüzden oyuna hazırlıklı hala gelmesi isteniyor. İki yıldır bunlar deneniyor. Mersin'de ayrılamayacak bir yapı olsa da bu denemeler sürekli gerçekleştiğinde bir endişe yaratıyor."
İHD: Provokasyona dikkat
İHD'li Sonuvar'a göre de provokatif girişimler Mersin'de çıkarılıyor: "Belli örgütler dağ köylerinde Yörükler üzerinde örgütlenme yürütüyor. Halkı milliyetçi ve ırkçı çalışmalarıyla karşı karşıya getiriyorlar. Bunlar Mersinlilerin geliştirdiği bir hareket değil. Irkçı ve şoven güçlerin bu kenti hassas bulup üs seçtiklerini düşünüyorum. Fakat halkın bu provokasyonlara geleceğini sanmıyorum."
Her yıl bir olay
Kentte gerilim dinmek bilmiyor
8
Mart 2004: 'Kızılelmacı' Türksolu Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmeni
Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Türkiye'de ilk kez 'etnik kimliğe göre oy verilmesi' çağrısında bulundu. Çulhaoğlu, 2
8 Mart'ta yapılan 'yerel seçimler' öncesinde, 'Yerel Seçimler İçin Türk Planı' diye bir yazı yazdı. Yazısında, oy verirken adayların 'milliyetine bakılmasını' ve Türk adaylara oy verilmesini istedi. Mersin,
Diyarbakır ve Güneydoğu Anadolu'da, Sosyaldemokrat Halkçı Parti ile
ittifak yapan Demokratik Halk Partili adaylara karşı AKP'ye oy verilmesini öneren Çulhaoğlu, "Mersin, kukla Kürt devletinin Akdeniz'e açılma kapısı. 20 yıldır Kürt bölücülüğü Mersin'e iç göç gerçekleştiriyor. Büyük ihtimalle Mersin'de kazanacaklar. Sonuçta Mersin'den çekilecek bir hatla birlikte Türkiye'de Kürt devleti kurulmuş olacak" diyordu.
'Sözde vatandaşların alçaklığı'
20 Mart 2005: O gün kentte '
Nevruz'
kutlaması vardı. On binlerce vatandaşın katıldığı kutlama olaysız bitmiş ki, beş çocuğun bir bayrağı yakmaya çalıştıkları an görüntülere takıldı. Beş çocuk
gözaltına alınıp tutuklanırken, 'tepkiler' de çığ gibi büyüdü. Değişik kentlerde bayrak yürüyüşleri ve açıklamalar yapıldı, evlere, balkonlara, işyerlerine bayraklar asıldı. En sert tepki Genel
kurmay Başkanlığı'ndan geldi. Açıklamada, 'sözde vatandaşların alçaklığından' bahsediliyordu.
15 Nisan 2006: Eski MHP'li olan Taner Ünal'ın kurduğu Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi Derneği (VKGH), bir 'bayrak' yürüyüşü düzenledi. Yaklaşık 20 bin kişinin toplandığı yürüyüşte iki kilometrelik bir bayrak taşındı, 'Mersin Türk'tür Türk kalacak' sloganları atıldı. Ünal, yürüyüşte, Mersin'in 'Kürtçü feodal işgale' uğrağıdını savundu. Yürüyüşü Türksolu Dergisi de destekledi. VKGH, daha sonra da aynı bayrağı Diyarbakır'da polis çemberi içinde taşıdı.
Bir garip
yemin töreni
9
Şubat 2007: Emekli Kurmay Albay Fikri Karadağ'ın VKGH'dan ayrılarak kurduğu Kuvayı Milliye Derneği'nin Mersin'deki yemin töreni ortaya çıktı. Karadağ, yeni üyelere, 'Türk anadan ve babadan doğmuş, soyunda dönme olmayan Türk oğlu Türk'üm ben' diyerek silah, bayrak ve Kuran üzerine yemin ettiriyordu.
RADİKAL