Deşifre olmamak için bakın ne yapmışlar!

Mahkemece kabul edilen Ergenekon iddianamesinde, yasadışı kanlı oluşumun çalışma prensipleri de ayrıntılarıyla ortaya kondu.

Deşifre olmamak için bakın ne yapmışlar!

Ergenekon Terör Örgütü, kanlı eylem planları ve yapılanmasına ilişkin kendi aralarında yaptıkları görüşmelerde teknik takibe takılmamak için çok dikkatli hareket etmiş. Örgüt üyelerinin nasıl hareket etmeleri gerektiği de ERGENEKON" ve "LOBİ" dokümanlarında açık olarak belirtilmiş. Kanlı örgüt, Gizlilik Prensibi başlığı altında gerek örgütsel faaliyetlerini yerine getirmede, gerekse kendi aralarındaki her türlü ilişki de, tedbirli davranmak için azami gayret sarf etmiş. ERGENEKON’UN GİZLİLİK PRENSİBİ Sevgi ERENEROL: "İyiyim sağol iş yerindeyim evdeysen sabitten konuşalım" Güler KÖMÜRCÜ: ''..Bu aşağılık, işte memlekette telefonun dinleniyor. Evim dinleniyor. Kerem bunlar bi şaka değil bak.'' Kerem DOKSAT: "Ne yapmaya çalışıyorlar? Güler KÖMÜRCÜ: ''Boşver bunları şimdi söyleyemem. Söylersem yani yapacaklarıma engel olur" İddianamede örgütün deşifre olmaması için bazı üst düzey yöneticilerinin cep telefonu kullanmadığı vurgulanıyor. NEDEN CEP TELEFONU KULLANMADILAR? Örgütün üst düzey yöneticilerini oluşturan İlhan Selçuk ve Doğu Perinçek'e bakıldığında, yapılacak herhangi bir teknik takibe yakalanmamak için bu güne kadarki hayatlarında kesinlikle cep telefonu kullanmadıkları görülmüştür. Diğer örgüt üyelerinin de teknik takip korkusu sebebiyle görüşmelerinde şifreli konuşmaya çalıştıkları ve sabit telefon ya da MSN görüşmeleri yapmak için birbirlerinin uyardıkları tespit edildi TELEFON GÖRÜŞMELERİ AZ VE ÖZ YAPILIYORDU Diğer örgüt üyeleri de cep telefonu kullanmış olsalar da mümkün mertebe az konuştukları, konuşmak durumunda kaldıklarında da suçluluk psikolojisi içersinde telefonlarının dinleniyor olabileceğini düşündükleri ve bu konuda birbirlerini uyardıkları, yinede konuşmak durumunda kalırlarsa şifreli konuşmaya çalıştıkları, hatta bir kısım örgüt mensuplarının sabit telefonda da konuşmayıp MSN yolu ile iletişim sağladığı görülmüştür. Örgüt mensuplarının suçluluk psikolojisi içersinde daima izleniyor endişesiyle hareket ederek, sık sık şüphelere kapılıp kullandıkları yerlerde gizli izleme cihazı taraması yaptırdıkları da iddianamede yer alıyor. M. Fikri KARADAĞ: ''...Öyle dicem tabi canım, öyle dicem, telefonlar dinleniyor..." Ferahi SES: ''..senin sakıncan olduğun için asla yapmıcam o işi" M.Fikri KARADAĞ: ''Tamam tamam, telefonda olmaz, özel hattan arayacam seni sonra." Kemal KERİNÇSİZ: Eyi sen bana telefonda söyleme de ben sana göndereyim Mahkemeye verilen 441 klasörlük delillerde bu konuşma kayıtlarının tamamı detaylarıyla yer alıyor. Konuşmalar incelendiğinde birçok kanlı cinayete adı karışan örgüt üyelerinin yakalanmamak için oldukça dikkatli davrandıkları açık seçik görülüyor. Hayrettin ERTEKİN: Abiciğim dün o konuştuğumuz konu vardı ya şey. Abi telefonda söylemiyim size ya.'' Ali TURHAN: ''Tamam, beni sabit telefondan ararız konuşuruz" Hayrettin ERTEKİN: "Yav ben seni bi numaradan arayacağım ama sabit numaran yok mu?" Serdar....: "Yok söyleyemem kesinlikle söyleyemem ama sabit telefondan ararsan veya verirsen sabit telefonda söylerim" Telefon görüşmelerinde bu derece dikkat gösteren, örgüt mensuplarının deşifre olmaması için kod isimler kullanan ve toplu seyahat etmemeye dikkat eden Ergenekon Terör Örgütü'nün deşifre olan elemanlarına da sahip çıkmadığı iddianamede geniş şekilde yer alıyor.
<< Önceki Haber Deşifre olmamak için bakın ne yapmışlar! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER