MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Atatürk Kültür Merkezi'ndeki Çankırı Günleri etkinliğine katılan Bahçeli, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bahçeli, Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylara ilişkin bir soru üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bazı konuşmalarının satır aralarında MHP'yi de olayların içine çekecek suçlamalar ve iftiralarda bulunduğunu ileri sürerek, şunları kaydetti:
"MHP'nin hiçbir ferdi bu tür eylemlerin içinde olmamıştır. Bütün arkadaşlarımızdan bu tür eylemlere katılmamaları için hassasiyet göstermeleri istenmiştir. Ancak Başbakan Erdoğan'ın birtakım muhalefeti sayarken eylemlerin içerisinde Milliyetçi Hareket Partisini de gösterme gibi bir yalan ve iftiraya devam etmektedir. Şimdi soruyorum: Barış görüşmelerinde müzakereci olarak kabul ettiğiniz, İmralı'ya gönderip getirttiğiniz, sonra da ondan aldığınız bilgilerle barış sürecini yönlendirdiğiniz insanları şimdi işbirlikçisi olarak unutup, hasım olarak görüp, yanına Milliyetçi Hareket Partisini ilave etmek bir utanmazlıktır. Siyasi iktidar ve yandaşları bundan vazgeçmelidir."
MHP'nin Türk milletinin huzuru, barışı ve güvenliğine ilişkin hassasiyetlerini sürdüreceğini bildiren Bahçeli, bugün partisinin İstanbul İl Başkanlığı tarafından olayların kınandığını ve bu tür eylemlerde MHP'nin bulunmayacağının vurgulandığını hatırlattı.
Bahçeli, "İnşallah bundan sonra bu tür olaylardan yararlanarak Türkiye'yi Ortadoğu'daki bir "Arap Baharı"na benzer ve şimdiden adını Türk Baharı koyarak bir kardeş kavgasına sürükleyebilecek davranışlardan başta siyasi iktidar, ikincisi muhalefetin bazı marjinal unsurları vazgeçmelidir" dedi.
Gezi Parkı'ndaki olaylarda polisin tavrını da değerlendiren Bahçeli, polisin şiddetli davrandığını ancak verilen talimatı yerine getirdiğini söyledi. Bahçeli, şöyle devam etti:
"Polisi burada kimse suçlamasın. Suçlamadan evvel İstanbul Valisi başta olmak üzere, İçişleri Bakanı, güvenlikten sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Başbakan bu konuda sorgulanmalıdır. Polisin ne günahı var? Bomba at, diyor atıyor, gaz at, diyor atıyor, su sık, diyor sıkıyor. Yoksa polisin belki de su sıktığı insanların içinde çok yakınları var. Şimdi işi gücü bırakıp her suçu polisin üzerine yüklemek doğru değildir. Yarın Türkiye'nin güvenliği açısından herkesin başvuracağı kadro polis teşkilatıdır."