Ancak bütün il ve ilçelerde tesis edilen bu kurullara vatandaş ilgi göstermiyor.
İstanbul’da hak ihlali gerekçesiyle başvuru yapanların sayısı sadece 51.
Diyarbakır’da ise şikâyetçi olanların sayısı 21.
Türkiye,
Avrupa Birliği yolunda köklü bir reform süreci yaşıyor. Yapılan düzenlemelerle bireyin devlet karşısındaki
özgürlük alanı genişletiliyor. 2000 yılında, devletle vatandaş arasındaki ihtilafların çözülmesi ve uluslararası kamuoyundan yükselen eleştirilerin önlenmesi için 81 il ve 850 ilçede
insan hakları kurulları oluşturuldu. Ancak hem
toplumdaki bilinç eksikliği hem de yeni müessesenin yetersizliği sebebiyle kurullara yeterince başvuru yapılmadı. 15 milyon nüfuslu İstanbul’da yıl başından bu yana ‘insan hakları ihlali’ başvurusu yapanların sayısı sadece 51. Diğer büyük şehirlerde de durum farklı değil. 2006’da
Ankara İnsan Hakları İl
Kurulu’na toplam 39,
İzmir’e ise 60 başvuru gerçekleşti. Diyarbakır’da da kurullara uğrayan yok. 1 milyonun üzerinde nüfusa sahip kentte, bu yıl hak ihlalinden şikayetçi olanların sayısı sadece 21.
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkan Vekili
Ahmet Faruk Ünsal, basının bu kurulları yeterince halka duyurmamasından şikâyet ediyor.
AK Parti Adıyaman Milletvekili Ünsal, vatandaşların ‘tek çözüm yerinin mahkemeler olmadığını öğrenmesi gerektiğini’ belirtiyor. Komisyon üyelerinden
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ise insan hakları kurullarını ‘işlevsiz’ olarak değerlendiriyor. Uygulamayı, ‘Dostlar alışverişte görsün.’ sözüyle eleştiren Ersin, bazı bürokratların da toplantılara gitmediğini kaydediyor.
Halkın kurullara rağbet göstermemesinin sebeplerinden biri de bu yapıların
yaptırım gücünün olmaması. Çünkü insan hakları kurulları, şikayet edilen devlet kuruluşlarına sadece tavsiyede bulunuyor. Resmî makamların bu tavsiyelere uyma mecburiyeti yok. İnsan Hakları Derneği Başkanı Yusuf Alataş, halkın güven sorunu yaşadığını ifade ediyor. Kurullara vali ve kaymakamların
başkanlık yapmasını eleştiren Alataş, “Onlar çağırırsa toplantı oluyor, çağırmazsa olmuyor.” diyor.
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyelerinden AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cavit Torun, vatandaşın ‘Sonuç alamayız’ düşüncesiyle kurullara müracaat etmediğini düşünüyor. Torun, kurulların yaptırım gücünün olmamasının da, başvuru sayısını etkilediğini kaydediyor. Her türlü hak ihlalinin kurullara getirilebileceğini aktaran Torun, “Buna rağmen insanların gelmemesi, bilinç eksikliğini ortaya koyuyor.” ifadelerini kullanıyor. İnsan Hakları Kurullarının Görev
Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında
Yönetmelik,
Kasım 2000’de yürürlüğe girdi. 2003 yılı Kasım ayında ise kurullar yeniden yapılandırılarak
kamu görevlilerinin katılımıyla son şekli verildi. Toplumun tüm kesimlerinin temsiline imkân sağlayacak şekilde
sivil toplum temsilcilerinin ağırlıkta olduğu yeni bir yapıya kavuşturuldu. Şu anki kurullarda, aralarında insan hakları
dernekleri temsilcileri, üniversite temsilcileri,
sendika temsilcilerinin de bulunduğu ortalama 15 kişi görev yapıyor. Bir önceki yıl, Türkiye genelinde insan hakları ihlali başvurusu yapanların sayısı bin 377’de kalmıştı. Henüz yıl sonu gelmemesine rağmen, 2006 rakamları da durumun 2005’ten pek farklı olmayacağını gösteriyor. İstanbul’da valilik bünyesinde çalışan İnsan Hakları İl Kurulu’na 2006’nın ilk 7 ayında 51 başvuru geldi. Vatandaşların şikâyetleri genelde kamu görevlileri üzerinde yoğunlaşırken, işkence gördüğü iddiasıyla yapılan başvuru sayısı 4 olarak gerçekleşti. Ankara’da ise bu sayı 39.
Valilik yetkilileri şikâyetlerin genel olarak belediyeler ve
hastanelere yönelik olduğunu belirtiyor. İzmir’de İnsan Hakları İl Kurulu’na gelen 60 kişi arasında, çevre kirliğinden rahatsız olanların yanı sıra maddi
yardım talep edenler bile var. Diyarbakır’da bu yıl valiliğe yapılan müracaat ise şimdiye kadar sadece 21. Devlet kurumlarının aksine sivil toplum kuruluşlarına yoğun ilgi var.
Mazlum-Der Genel Başkanı Ayhan Bilgen, bu yıl 2 binin üzerinde vatandaşın kendilerine geldiğini söylüyor. İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Yusuf Alataş ise sadece Diyarbakır’da binin üzerinde müracaat olduğunu belirtiyor.
Kurul kararıyla
parmak izi
mesai takibi kaldırıldı
Kurulların yaptırım gücü olmamasına rağmen, sonuç alınan olaylar da var.
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı tarafından hazırlanan İnsan Hakları kitabında, giderilen mağduriyetlerle ilgili verilen örneklerden biri şöyle: “Çalışanların mesai takibinin parmak izi
uygulaması ile yapılması konusu ile ilgili olarak İstanbul İl İnsan Hakları Kurulu tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, Elektronik Takip Sistemi uygulamasının anayasal normlara ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 8. maddesine uygun olmadığı, bu nedenle uygulamanın hukuka uygun hale getirilmesi gerektiği görüşüne oyçokluğuyla varılmış ve bu karar sonucunda ilgili kurumca
Sağlık Bakanlığı görüşleri de dikkate alınarak nihai yargı kararına kadar uygulama yürürlükten kaldırılmıştır.”
İnsan hakları kurullarında görev yapan sivil
toplum kuruluşları:
İnsan hakları alanında faaliyet gösteren en az üç dernek veya
vakıf
Muhtar temsilcisi
Yerel basın temsilcisi
Okul-
aile birliği temsilcisi
Sendika temsilcileri
Ticaret ve
Sanayi Odası temsilcisi
Tabip Odası temsilcisi
Baro temsilcisi
Üniversite temsilcisi
TBMM’de grubu bulunan siyasî parti temsilcileri
İl genel meclisi temsilcisi
Belediye başkanı veya temsilcisi
Kurullara gelen bazı şikâyetler:
Sağlık ve Hasta Hakları
Mülkiyet Hakkı
Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti
İşkence ve Kötü Muamele Yasağı
Adil Yargılanma Hakkı
Aile İçi
Şiddet
Maddi Manevi Yardım
Çevre Kirliliği