AA muhabirine konuşan
Arslan, bugüne kadar hep
cinayette kimin ihmali olduğu üzerinde tartışıldığını, kendisinin ise kitabında daha çok
Hrant Dink cinayeti öncesi ve sonrasına ışık tutmaya çalıştığını ifade etti.
Hrant
Dink cinayetinin tekil bir olay olarak görülemeyeceğinin altını çizen Arslan, ''Bu cinayet Karadenizde adım adım işlenen bir sürecin parçası olarak yaşandı ve devamı da gelecekti ama engellendi'' dedi.
Bir gazeteci olarak Hrant Dink cinayeti konusunda kendini sorumlu hissederek çalıştığını aktaran Adem
Yavuz Arslan, kendisi için önemli olanın çözüm noktasına bir katkı sağlamak olduğunu ve kitabında bugüne kadar bilinmeyen belgeleri ortaya çıkararak bunu sağladığını düşündüğünü söyledi.
Hrant Dink'in kardeşi Orhan Dink ve ailenin diğer üyelerinin kendisini arayarak teşekkür ettiğini anlatan Arslan, ''Dink ailesinin avukatları kitaptaki iddialara için dilekçeyle mahkemeye başvuracak. O açıdan kitap çözüm sürecine katkı sağladı ama bazı çevreleri de rahatsız ediyor'' diye konuştu.
Arslan, amatör olmadığı her halinden belli olan tehditlerin ilk günden itibaren başladığını, bu nedenle kendisine 24 saatlik koruma tahsis edildiğini ifade etti.
Kitabının birçok 'bilinmeyen'i ortaya koyması açısından kamuoyunda çok tartışıldığını belirten
Adem Yavuz Arslan, ''Kamuoyundaki bu hassasiyetin Devlet Denetleme Kurulu'nun harekete geçmesinde etkili olduğunu düşünüyorum'' ifadelerini kullandı.