Zaman gazetesi yazarı
Ahmet Turan Alkan bugünkü köşesinde,
ilk olarak Samanyoluhaber.com'un gündeme taşıdığı bu ilginç toplantıyı ve toplantıda sarfedilen ezan ve Kur'an'a
hakaret konuşmalarını yorumladı...
İŞTE AHMET TURAN ALKAN'IN KONUYLA İLGİLİ KÖŞE YAZISI
İstikrar senin neyine Vesâyet?
Haberin tarihi hakkında bilgi bulamadım; Youtube'a 9 ay önce yüklendiğine göre yeni değil; hayli zaman olmuş besbelli.
Üniversiteli
Kadınlar Derneği'nin bir toplantısında çekilmiş video görüntüleri; gizlisi saklısı olmadığı da açık, çünkü profesyonel
kamera tarafından kaydedilmiş, bir televizyonun haber bülteninden
kopya edilip Youtube'a konulmuş. Bir kadın konuşmacı, oturduğu yerin civarındaki caminin hoparlör yayınından şikayetçi, diyor ki,
-
Ezan!.. Hadi ezan ama bir de 11 civarında Kur'an okumaya başlıyorlar... Mânidar bir sükût faslından sonra aynı imâlı vurgu ile ilâve ediyor,
-Ve her gün...
Hmm, demek sistematik, hatta "odak" şeklini almış bir kalkışma söz konusu; ezan hadi neyse ama her gün saat 11'de Kur'an okumak... Affedilir gibi değil! Ardından bir başka konuşmacı,
-Türban için başa bağlanan... o Kur'an'da adı geçmeyen baş sargısı için beyaz çarşaf giyiyor ve ortaya çıkıyorlar bu ne utanmazlıktır
arkadaşlar, çok üzüldüm...
Hani böyle bir kavram Kur'an'da geçse, belli ki hanımefendi de gereğini yerine getirecek ama geçmiyormuş; ne kadar üzülse haklı yani...
Sazı öteki alıyor,
-O kafalarına saten pırıl pırıl başörtülerini takıp başları dik bir şekilde yanımızdan geçişlerini hazmedemiyorum!..
Hazımsızlık kötü şey; hele kıskançlık daha beter: Kur'an'da başörtüsünün adı geçmiyor, hele "saten başörtüsü" hiç; geçse, belki hazmedebilecek hanım teyzemiz.
Bir başkası kafayı
İmam-Hatiplilere takmış; vaktiyle bunlar İmam-Hatipliler üzerinde hayli çalışmışlar, demişler ki, "Arkadaş, çocuğunu alalım, [okul masraflarını) biz üstleniyoruz... biz onu koyalım normal liseye, bursunu da bağlayalım..." Sonra n'olmuş, çocuklar eski tas eski hamam; bunun üzerineee, "döndüremeyeceğimizi anlayınca bursu da kestik..."
Öyle ya; besle kargayı...
Bu iş böyle gitmez; ilerici, aydın kadınlar birleşip çalışmalı; öyle ağlayıp sızlamakla olmaz; nitekim bir başka konuşmacı kadın, işe tâ
muhtarları "elde etmek"ten başlamak yanlısı,
- Seçimler geliyor; muhtarları elde etmek zorundayız; sadece muhtarları ve mahalleleri elde edersek işi başarabiliriz arkadaşlar ama bunu medyaya yaymadan kendi aramızda ve bütün bulunduğumuz alanlarda, her yerde bizim kafamızdaki muhtarlar çoğu kadın olmalı, erkekler de bizim kafamızdaysa erkekleri de...
Haydi muhtarlar iyisiniz iyi! 'Elde edilmek' az mazhariyet değil ha! Elde var muhtar; başka?
En güzelini okumadınız daha: Üniversiteli aydın kadınlarımızdan biri, evine temizliğe gelen kızcağıza takmış, siyasi eğilimini sormuş,
- Yanımda çalışan kadının bile... ertesi gün, "AKP'ye verdim abla", niye evladım AKP'ye?... Köprülerde yazıyor ya, şunu yaptık bunu yaptık. İstikrar senin neyine Vesâyet... istikrar senin neyine?..
Yahu şiir gibi cümle; Teşhis, İstiâre, Târiz, Tenâsüb, Tevriye, Hüsn-i tâ'lil, İstifham, Terdid, Kinâye, bilumum edebî sanatlar cümlede resm-i geçit halinde... Al edebiyat dersinde evire çevire okut:
- İstikrar senin neyine Vesâyet, istikrar senin neyine?..
- Çoğulculuk senin neyine Vesâyet, şeffaf
toplum neyine?
- Din ve vicdan hürriyeti senin neyine Vesâyet, fikir hürriyeti neyine?
- Bunlar
kaka şeyler Vesâyet; al sana
yargıç devleti; al sana otokrasi, al sana Köy Enstitüleri, Halkevleri, 10. Yıl Marşı, al sana altı ok!
Haddini bil Vesâyet; vesâyet altında yaşa; "vasîler"ine dua et!
İŞTE DİNLEYENLERİ ŞOK EDEN O AÇIKLAMALAR
"
KUR'AN'DA ADI GEÇMEYEN BAŞSARGISI !!!"
"
EZAN HADİ NEYSE, PEKİ YA KUR'AN"
"
TÜRBANLI, ONLAR BİZDEN OLABİLİR Mİ?"
"
İSTİKRAR SENİN NEYİNE?"
"
MUHTARLARI ELDE ETMEK ZORUNDAYIZ, BİZİM KAFAMIZDAKİ MUHTARLARI..."