Türkiye'nin, stratejik
hedef olan
AB üyeliği istikametinde üzerine düşenleri kararlılıkla yapmayı sürdürüldüğü vurgulanan Bakanlık açıklamasında, ''Aynı zamanda AB'nin de Türkiye'ye yönelik taahhütlerini yerine getirmesini bekliyoruz'' denildi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada,
AB Komisyonu tarafından 1998'den bu yana Türkiye için düzenli olarak hazırlanan ve müktesebata uyum konusunda son bir yıl içinde katedilen mesafeyi yansıtan İlerleme Raporu'nun 13'üncüsünün ve AB'nin genişleme gündemine ilişkin tespit, değerlendirme ve öncelikleri içeren Genişleme Stratejisi Belgesi'nin bugün yayımlandığı hatırlatıldı.
2010 İlerleme Raporu'nda, Türkiye'de son bir yılda gerçekleştirilen siyasi reformlara geniş şekilde yer verildiği belirtilerek, ''Kayda geçirilen olumlu tespitler,
ülkemizde gerçekleştirilen, vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin en yüksek evrensel standartlara yükseltilmesini amaçlayan çalışmaların yansımasıdır. Ülkemizde son bir yıl içerisinde siyasi kriterler açısından sağlanan gelişmelerin İlerleme Raporu'yla bu şekilde kayda geçirilmesinden memnuniyet duyuyoruz'' ifadesi kullanıldı.
Raporda ifade edilen beklentilerin ise, diğer
aday ve müzakere eden ülkeler için olduğu gibi, üyelik aşamasına kadar geçecek süre zarfında, gerekli kriterlerin karşılanması yönünde Türkiye tarafından atılması gereken adımların bir envanteri olduğu bildirilerek, bu yönde yapılacak çalışmaların Türk hükümeti tarafından ilan edilen
Ulusal Programlar ve
Eylem Planı vasıtasıyla kamuoyuyla paylaşıldığı anımsatılan açıklamada, ''Hükümetimiz, her vesileyle ifade edildiği gibi, reform sürecinde ilerleme sağlama yönünde kuvvetli bir irade taşımakta olup, gerekli adımları atmaya devam edecektir. 12
Eylül 2010 tarihinde düzenlenen referandumda onaylanan kapsamlı
Anayasa değişiklikleri, bu iradenin en somut göstergesidir'' denildi.
Müktesabata uyum bağlamındaki beklentilerin, tam üyelik aşamasına kadar geçecek dönemde ilerleme raporlarında azalarak yer almaya devam edeceği de belirtildi.
Raporda ayrıca, Türkiye'nin
uygulamakta olduğu
ekonomik istikrar programının ve temel sektörlerde gerçekleştirdiği yapısal reformların, Türk ekonomisinin krizlere direncini artırdığının vurgulandığı bildirildi. Hükümetin bu alanda izlenen disiplinli ve tutarlı
politikasının başarısının teslim edildiği de kaydedilerek, öte yandan, Türkiye'nin alınan mali tedbirler ve bankacılık sektörünün sağlıklı yapısı sayesinde, küresel ekonomik krizin etkilerini atlatmayı başardığına ve
büyüme hızının tekrar güçlü bir şekilde yükselişe geçtiğine dikkat çekildiği ifade edildi.
-KIBRIS-
Bakanlık açıklamasında, raporda "
Kıbrıs" konusuna da yer verildiği hatırlatarak, Kıbrıs'ta kapsamlı çözüme yönelik müzakerelerin, yerleşik BM parametreleri olan iki kesimlilik, siyasi eşitlik ve eşit statüye sahip iki kurucu devleti haiz yeni bir
ortaklık zemininde devam ettiği belirtildi. Kıbrıs sorununun çözümü yönünde gerek Kıbrıs Türk tarafının gerek Türkiye'nin bugüne kadar attığı adımlar ve yaptığı açılımların, BM başta olmak üzere uluslararası
toplum tarafından yakından bilinmekte olduğu kaydedilerek, Türk tarafının BM Genel Sekreteri'nin ortaya koyduğu hedef doğrultusunda 2010 yılı sonuna kadar çözüm istediğinin, BM tarafından da teyid edildiği anımsatıldı.
Açıklamada daha sonra şunlar kaydedildi:
''Esasen süreçte bugüne kadar sağlanabilen ilerlemede Türk tarafının sarfettiği yoğun çaba büyük rol oynamıştır. Türkiye'nin de
teşvik ve desteğiyle
ocak ayında Yönetim ve Yetki Paylaşımı başlığında sunduğu kapsamlı
öneri paketi sayesinde önemli ilerlemeler kaydedilmesine imkan sağlayan Kıbrıs Türk tarafı son olarak, eylül ayı başında mülkiyet konusunda da çok kapsamlı ve yapıcı bir öneri paketi hazırlamış, yeni ve yaratıcı fikirler ortaya koymuştur. Bu şekilde kapsamlı çözüm hedefine çok yaklaşılmış olduğu BM tarafından da teslim edilmektedir. Türkiye, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Ada'da devam eden müzakere sürecine her türlü desteği vermeye ve garantör ülke hak ve yükümlülükleri uyarınca müzakerelerin en kısa sürede anlaşmayla sonuçlanması yönünde tarafları teşvik edecek inisiyatifler geliştirmeye devam edecektir.''
Gelinen aşamada Türk tarafının tüm gayretlerine rağmen çözüm sürecinde arzu edilen gelişmenin henüz sağlanamadığı anımsatılan açıklamada, ''Bu durum ne Kıbrıs Türk tarafı ne de Türkiye'den kaynaklanmıştır. Hal böyleyken, raporda Türk tarafından aktif
destek beklentisine dair ifadeler yer alması yadırganmaktadır. AB çözümün önünü açmak istiyorsa, bu gerçekleri göz önünde bulundurmalı ve öncelikle Kıbrıs Türklerinin izolasyonuna son vermek için 26
Nisan 2004 tarihli Konsey Kararı'yla üstlendiği yükümlülüklerini yerine getirmelidir'' denildi.
-GENİŞLEME STRATEJİSİ BELGESİ-
Genişleme Stratejisi Belgesi'nin de bir yandan genişleme gündeminin AB bakımından taşıdığı öneme vurgu yapmakta, diğer yandan AB'nin müteakip genişleme dalgasında bulunan ve aralarında Türkiye'nin de yer aldığı aday ve müzakere eden ülkelere yönelik saptama ve değerlendirmeler içerdiği belirtildi.
''Ülkemizin
dış politika alanında attığı yapıcı adımların her iki belgede de geniş biçimde yansıtılmış olmasını ve aktif Türk dış politikasının AB için bir kazanım olarak nitelendirilmesini memnuniyetle not ediyoruz'' denilen açıklamada, Türkiye'nin bölgesel barış ve istikrarın güçlendirilmesi yönündeki çabaları çerçevesinde özellikle Balkanlar'da başlattığı bir dizi girişime övgüyle değinilen söz konusu belgelerde, enerji güvenliğinin güçlendirilmesi, bölgesel meselelerin çözümü ile etnik ve dini ihtilafların önlenmesinde Türkiye ve AB'nin birlikte oynayabilecekleri role yapılan atfın da olumlu bulunduğu vurgulandı.
Bakanlık, gerek komşularla olan gerek genişleme kapsamında bulunan gerekse
Afrika ve Latin
Amerika gibi bölgelerdeki ülkelerle ikili ilişkilerin güçlü biçimde geliştiğine işaret edilen belgelerde, Türkiye'nin AB Ortak Dış ve
Güvenlik Politikası'na kayda değer biçimde katkıda bulunduğunun belirtilmesinin de yerinde bir tespit olduğunu kaydetti.
''Stratejik hedefimiz olan
AB üyeliği istikametinde üzerimize düşenleri yapmayı kararlılıkla sürdürüyoruz'' denilen açıklamada, Türk hükümetinin bu istikamette siyasi ve ekonomik reformları hayata geçirmeye devam edeceği belirtildi. Açıklamada, ''Öte yandan, aynı zamanda AB'nin de Türkiye'ye yönelik taahhütlerini yerine getirmesini bekliyoruz'' denildi.
İlerleme Raporu'nda yer alan hususlar hakkında Türkiye'nin ayrıntılı görüş ve değerlendirmelerinin her yıl olduğu gibi bu yıl da Komisyon'a iletileceği belirtilerek, bu raporun onaylanan mevzuat ve uygulanan önlemleri içerdiği, hazırlıkları sürdürülen mevzuat çalışmalarının ise dikkate alınmadığı bildirildi. Bu çerçevede, mevzuat ve uygulama alanında gözlemlenen eksiklikler konusunda halihazırda yapılmakta olan çalışmalar hakkında da Komisyon'a bilgi verileceği, bu alanda kaydedilen ilerlemelerin müteakip ilerleme raporlarında yer almasının sağlanacağı belirtildi.