Radikal Gazetesi yazarı Deniz Zeyrek bugünkü yazısında dinleme skandalına ait ulaşılan detayları yazdı:

MİT ile ortak çalışmalara katılan Dışişleri’nden üst düzey bir yetkili, Hürriyet’in “yabancı bir istihbarat örgütü olabilir mi” sorusuna, “Hayır, fail kesinlikle içeriden” yanıtını verdi. Söz konusu odanın kritik toplantılar nedeniyle yüksek güvenlikli bir yer olduğunu vurgulayan yetkili, alınan önlemlerin ancak içeriden aşılabileceğini savundu. 

Güvenlik kaynakları ise Bakan odasında yapılan aramada böceğin bulunamadığını buna karşın kaydın yüzde 90 böcekle gerçekleştirildiği değerlendirmesinin yapıldığını vurguladılar. Böceğin bulunamamasının, yerleştiren kişiler tarafından kaldırılmış olmasına bağlandığını belirten bir yetkili, bunu da ancak odaya erişimi olan kişilerin yapabileceğini söyledi. Bu nedenle Dışişleri ile MİT’in ortak yürüttüğü araştırmada, listenin üst sıralarında son dönemde Davutoğlu’nun odasına erişimi olan çalışanlar yer aldı.

Dışişleri Bakanlığı’nın dinlenmesi ile gündeme ‘sağır oda’ kavramı da girdi. Sağır oda dinlemeye karşı özel olarak yapılan bir oda, daha doğrusu istihbarat terimi. Sağır oda olması istenen mekan seçildikten sonra özel bir kimyasal madde ile kaplanıyor. Sonrasında pencereler de özel çerçevelerle kaplanıyor. Yani bir nevi dünyadan bağlantısı kesiliyor. İçerideki kimyasallar cep telefonlarının çalışmasını engelliyor. Kayıt cihazları da özel sistem sebebiyle körleşiyor. Sağır oda sadece bunlarla yapımı biten bir yer değil. Ayrıca özel perdeler kullanılıyor. Bu perdeler sayesinde ses titreşimlerinin camlara yansıması engelleniyor. 

Konunun uzmanları milliyet.com.tr’ye şu açıklamayı yaptı: “Sağır odada önce tavanı, tabanı ve duvarları karbon bazlı boya ile boyuyoruz. Ses izolasyonu için alüminyumla akustik kaplama yapıyoruz. Sonra alüminyum plaka ve üzerine koruyucu kumaş kaplıyoruz. Yeniden karbon bazlı boya ile boyuyoruz. Havalandırma sistemleri, kapılar vb. için de özel çözümler var. Burada dinleme ancak bir kişi elinde kayıt cihazı ile odaya girerse mümkün.”