Diyarbakır Müze Müdürlüğü tarafından 2 cilt halinde yayınlanan 860 sayfalık envanterde, sahabe türbe ve camisinin olduğu yere ‘sivil mimari eser’ denildi.
Müze Müdürlüğü, Vakıflar’da 'Sultan Sasa Türbe ve Camii' olarak kayıtlı bulunan yer için daha önce ‘Roma dönemine ait kilise kalıntısı’ raporunu vermişti. Bu rapor üzerine söz konusu yerde iş merkezi inşaatı yapılmasının yolu açılmıştı. Ancak üniversitedeki İslam tarihi araştırmacılarının tarihi belgeleri sunması üzerine Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu iş merkezi projesini iptal etmişti.
Anıtlar Kurulu bölgeyi 'Sultan Sasa Türbe ve Camii' olarak tescil ettikten sonra vakıflar bölge müdürlüğü aslına uygun restorasyon için adım attı. Türbe ve mescit için hazırlanan proje onaylandı ve ihale aşamasına geçildi. Önümüzdeki günlerde inşaatın başlaması bekleniyor.
Diyarbakır'ın 639 yılında İslam orduları tarafından fethi sırasında yaralanan sahabe Sultan Sasa, 6 ay valilik yaptıktan sonra vefat etti. Ulu Cami'nin yan tarafında, Hasanpaşa Hanı’nın önünde kendi adına yaptırılan caminin bahçesinde toprağa verildi. Yaklaşık bin 300 yıl burada kalan mezar, 1925'te yol çalışması gerekçesiyle Rızvanağa Mezarlığı'na taşındı. Mescidi yıkan belediye, bölgede Gazi Caddesi'ni açtı. Yıkılan türbenin bir bölümü, İslam'ın ilk valisinin makamı olarak kaldı. Gazi Caddesi'nde 4 yıl önce uygulanan rehabilitasyon projesi kapsamında Sultan Sasa'nın makamının olduğu yerde kazı çalışması yapıldı. Diyarbakır Müze Müdürlüğü, Vakıflar'da 'Sultan Sasa Türbesi ve Camisi' olarak kayıtlı 5 No'lu parsele 'Roma dönemine ait bir kilisenin müştemilatının kalıntısı' şeklinde rapor verdi. Ardından bölgede iş yeri yapılmasının önü açıldı. Türbenin görmezden gelinmesi araştırmacıların tepkisine yol açtı. Dicle Üniversitesi’ndeki bilim adamlarının tarihi belgeleri sunması ve Diyarbakırlıların rapora tepki göstererek yürüyüş düzenlemesi üzerine söz konusu yere yapılması planlanan projeden vazgeçildi. Ancak sahabe makamı 2 yıla yakın boş kaldı ve çöplük alanına dönüştü. Bunun üzerine Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak devreye girerek buranın aslına uygun hale getirilmesi için talimat verdi. Vakıflar Bölge Müdürlüğü, söz konusu yere “Sahabe Sultan Sasa Türbesi ve Mescidi” yapılması amacıyla proje hazırladı.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nca kabul edilen projenin, önümüzdeki günlerde hayata geçmesi bekleniyor. Gazi Caddesi üzerinde bulunan yerin aslına kavuşması için geçtiğimiz ay ihale işlemleri tamamlandı ve sahabe makamının inşası için yer ilgili firmaya teslim edildi. Sultan Sasa Türbesi ve Mescidi’nin ekim ayına kadar bitirilmesi hedeflenirken, Diyarbakır Müze Müdürlüğü ilginç bir adım daha attı. Müze görevlileri tarafından hazırlanan 2 ciltlik kültür envanterinde, sahabe makamı ve mescidi ikinci kez görmezden gelindi. Tarihi ve manevi değeri yüksek olan yere, ‘sivil mimari eser’ denildi. Diyarbakır’da hemen hemen her taşın envantere alındığı çalışmada sahabenin yok sayılmasına İslam tarihi araştırmacıları tepki gösterdi ve müzeyi envanteri düzeltmeye çağırdı.
Dicle Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İrfan Yıldız, müze müdürlüğünün bir hata yapmış olabileceğini belirterek düzeltmesi gerektiğini söyledi. Yıldız, çalışma yapılırken ya da çizim hazırlanırken Sahabe Sultan Sasa’nın yeri için ‘cami, mescit ve türbeler’ ibaresi yerine ‘sivil mimari’ denmesinin büyük bir ihtimalle yanlışlıktan kaynaklandığını kaydetti. Yıldız, aksi halde böyle bir yere kasıtlı olarak sivil mimari denilemeyeceğini kaydetti.
CİHAN