Çandar'dan sonra bölücü
terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'la ilk röportajı gerçekleştiren ve Sabetayistlerle ilgili yaptığı çalışmalarla dikkatleri üzerine çeken Prof. Dr. Yalçın Küçük'ün
dizüstü bilgisayarının çalınması,
hırsızlık olayına farklı bir boyut kazandırdı. Bilişim polisi, hırsızlığın maddi sebeplerden çok içindeki bilgilere yönelik yapıldığı görüşünde.
Türkiye'deki vakaların büyük çoğunluğunu, özellikle ihaleye girecek büyük şirketlerin oluşturduğunu belirten polis, hırsızlığın,
firmaların
banka hesap numaralarını
kontrol etmek amacıyla gerçekleştirildiğini ifade ediyor. Holdinglerin ana bilgisayarlarının çalınmayacak kadar sağlam korunduğuna dikkat çeken uzmanlar, çoğunlukla şifrelerin alındığını kaydediyor. Bunun yanı sıra şahısların özel hayatıyla ilgili bilgilerin de ele geçirilerek yüklü miktarda para karşılığında satıldığını dile getiren yetkililer, karşılanmadığı takdirde ise internette yayınlamayla tehdit ettiklerini söylüyor. Bu şekilde haksız
kazanç sağlandığına değinen uzmanlar, kurumların ve şahısların bilgisayarlarını tehlikelerden uzak tutmak için güvenlik şirketlerinin geliştirdiği yazılımları kullanmalarını
tavsiye ediyor. Uzmanlar ayrıca, dizüstü bilgisayarların içinde çok önemli bilgilerin bulundurulmaması konusunda kullanıcıları uyararak, ayrı bir diskette yedeklenmesini öneriyor. Dünya geneline bakıldığında ise ortaya korkunç bir tablo çıkıyor. Her 10 dizüstü bilgisayardan 8 tanesi bilgi hırsızlığı için çalınıyor. Geçtiğimiz yıl SafeBoot tarafından yapılan araştırmalara göre dünyada 60 milyon dizüstü bilgisayar çalındı.
Amerika Ticaret Departmanı ise iki hafta önce, geçtiğimiz 5 sene içinde 1.137
laptop'unun kaybolduğunu açıkladı. Bu haber bugüne kadar raporlara geçmiş tüm laptop hırsızlıklarını gölgeledi.
Araştırma şirketi Intellect'in Türkiye dağıtıcısı Safeboot'un yetkilileri, geçen yıl dünyada çalınan cihazların, yüzde dokuzunun bilgi için profesyonel kişiler tarafından gerçekleştirildiğini açıklıyor. Bilişim uzmanları, çalınan her dizüstü bilgisayar için şirketlerin uğradığı zararın 61 bin 881 dolar olduğunu vurguluyor. IT-Harvest şirketi baş araştırma analisti Richard Stiennon'a göre, pek çok firma önemli bilgileri
mobil cihazlarda taşıdığı için büyük bir risk altında. Şirketleri bir an önce önlem almaya çağıran Richard Stiennon, konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunuyor: "Amerika Ticaret Departmanı'nın toplam 30 bin dizüstü bilgisayarı var. Yıllık kayıp laptop oranı ise binde 3. Bunların büyük çoğunluğu ise nüfus bürosuna ait." Bilişim polisi, Türkiye'de Amerika'daki gibi yaygın bir hırsızlık ağı olmadığını; ancak
bilgisayar korsanları vasıtasıyla büyük cirolara sahip şirketlerin verilerinin çalındığını söylüyor.
Türkiye'deki hırsızların hedefi yazar bilgisayarları
Amerika'daki bilgi hırsızları, şirket verilerinin saklandığı laptopları hedef alırken, Türkiye'dekiler bununla yetinmiyor. Firmaların verilerinin yanında yazarların bilgisayarlarına da göz diken hırsızların, pek çok vakası bulunuyor.
Bugün Gazetesi yazarlarından
Cengiz Çandar'ın ardından önemli çalışmalara
imza atan Profesör Yalçın Küçük'ün Fatih'teki evinden bilgisayarı çalındı. Bir dönem de yayınevlerine dadanan hırsızlar,
İstanbul Cağaloğlu'nda faaliyet gösteren 50 şirketi soymuştu. Bab-ı Ali Yokuşu'nda, Güncer Han'ın ikinci katındaki Alfabe ve Ekin Yayınları hırsızlardan nasibini alan yayınevlerinden sadece ikisi. Cağaoğlu'nda alınan geniş güvenlik önlemlerinin ardından sahte evrak yapımı için muhtarların bilgisayarlarını gözüne kestiren hırsızların yeni hedefi ise henüz bilinmiyor.
Zaman