Muhtemelen diyoruz çünkü bu
muhalif duruş grubun patronu
Aydın Doğan’a çok şey kaybettirdi. Maddi kayıpları trilyonları aştı. Grubun bürokrasiyle ve AK Partinin önemli isimleriyle dirsek temasları patronlarını daha büyük kayıptan kurtardı. ( Örneğin:
Petrol Ofisine kesilen cezaların silinmesi.. ) Bu yakın teması yapmak zorundaydılar çünkü medya dışı birçok alanda varlar.
Sabah gazetesinin önemli kalemlerinden
Emre Aköz de bu konuyu bugün sayfasına taşıdı.
“Bu gazete bir dönem Hükümeti açıkça destekledi. Bunu gönülden yapmadıklarını Emin Çölaşan'ın ifşaatlarından biliyoruz:
"Köprüyü geçerken ayıya dayı" dediler. Çünkü medya dışındaki ekonomik faaliyetlerine bir zarar gelmesinden çekiniyorlardı.
Sonra çark ettiler: AKP ve Hükümet karşıtı ulusalcı-laikçi-devletçi cepheye yanaştılar.”
İşte cephesini belli ettiği dönemde her konuda Hükümet aleyhtarı yayıncılık yaptılar. İşte “367 meselesi”, işte “Gül’ün köşk adaylığı”, işte
Ergenekon operasyonu” ve “
kapatma davasındaki” yayın
politikası. Hepsinde ama hepsinde Hükümeti savaş açan bir politika izlediler. Zaten patronları Aydın Doğan’ı biranda medya önünde
Başbakan’la alenen söz düellosu yaparken gördük.
Ama bu politika Aydın Doğan’a sürekli para kaybettirdi. İşte bu nedenle bu gerginliğin çok daha uzun sürmeyeceği konuşuluyor.
Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz de kamuoyuna yansıyan bu düşünceleri destekleyen görüşünü köşesine taşıdı.
“Aydın Doğan'ın "Çocuklar ne gerek vardı bunca kavgaya, beni boşu boşuna maddi ve manevi açıdan yıprattınız" demeye başladığı belli oluyor. Aydın Doğan yakında duruma el koyacaktır: Fırçasını çeker. Düzelen düzelir, ayak uyduramayan köşesine çekil.”
Patron Aydın Doğan’ın bu süreçte gazete ve medyayı emanet ettiği yöneticilerin politikasından memnun olmadığını söyleyebiliriz. Muhtemelen yakında Aydın Doğan duruma el koyacaktır. İşte bu düşünceleri besleyen bir gelişme yaşandı.
Doğan grubunun önemli isimlerini
Meclis’te gördük. 13
Kasım sabah saatlerinde
Hürriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni
Ertuğrul Özkök, Başyazarı ve
Basın Konseyi Başkanı
Oktay Ekşi, Gazetenin
Ankara temsilcisi
Enis Berberoğlu ve Şükrü Küçükşahin Meclis’e geldiler. Tabi o gün önemli bir gündü. Son gazi için Meclis’te tarihi bir
tören düzenleniyordu. Onlar da bu töreni takip etmek istediler. Buraya kadar her şey normaldi. Ama tören biter bitmez hatta bitmesi bile beklenmeden bu isimleri Hükümetin önemli isimleriyle
kulis yaparken gördük.
Ertuğrul Özkök’e
“ Tamam o işi halledeceğiz” diyen Bakanlar, Hürriyet’in Ankara temsilcisi Enis Berberoğlu’na “
Seninle randevulaşalım konuşalım” diyen Partinin önemli isimlerini gördük.
Hatta
Oktay Ekşi ve Ertuğrul Özkök’ü bugüne dek hiçbir yerde Abdulkadir Aksu ve Cemil Çiçek ile bu kadar yakın ve samimi görmedik desek yeridir. Sağlık Bakanı ve
Milli Eğitim Bakanı ile de uzun uzun selamlaştılar. Gözlerimiz
Maliye Bakanı ve
Enerji Bakanı ile yakınlaşacaklar mı diye Doğan’ın yöneticilerine dikkat kesildim ( malum enerji ve maliye ayağında sıkıntılı günler geçiriyorlar ) ama olmadı.
Özetle , gülüşmeler, fısır fısır konuşmalar kol kola girmeler…
Anlaşılan Doğan grubu yine çark etti. Politikasını değiştirme kararı aldı. Zaten Aydın Doğan, Başbakan ile
nikah şahitliği yaparak bir adım atmıştı. Bu çark ediş yine köprüyü geçene kadar” olacaktır ama u – dönüşünü net bir şekilde önümüzdeki günlerden itibaren görmeye başlayacağız.
Kim bilir bunun temelleri ve zemini 13 Kasım sabahı Meclis’te atılmıştır…
Bekleyelim görelim.
SAMANYOLU HABER