Marmara Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi
Camii'nde öğle vakti kılınan namazın ardından Canan'ın cenazesi toprağa verilmek üzere
Eyüp Sultan Mezarlığı'na götürüldü.
Cenazesine katılan sevenleri,
İbrahim Canan'ın eşine az rastlanır bir hayat sürdüğüne dikkat çekti.
Önceki gece Sancaktepe'de meydana gelen
trafik kazasında
vefat eden İlahiyat Profesörü İbrahim Canan, uzun yıllar görev yaptığı
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii'nden ebediyete uğurlandı. Cenazeye; eşi Zarife Canan, çocukları, akrabaları, dostları ve öğrencileri katıldı. Cenaze namazını
ailenin isteği üzerine Prof. Dr.
Suat Yıldırım kıldırdı. Avlu ve bahçe hınca hınç dolarken kalabalıktan dolayı
cenaze namazı cami içerisinde kılındı. Namazın kılınmasının ardından
Suat Yıldırım kısa bir konuşma yaptı. Ardından Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Raşit Küçük de kısa bir konuşma yaptı. Helallik alınmasının ardından İbrahim Canan'ın
tabutu eller üzerinde taşınarak camiden çıkarıldı. Kalabalık cemaatin elleri üzerinde hareket eden tabut cenaze aracına ulaştı.
Cenaze namazı öncesi İbrahim Canan'ı anlatan tanıdıkları, çok önemli bir ismin son yolculuğuna uğurlandığı noktasında birleşti.
Zaman Gazetesi Köşe Yazarı Ahmet
Şahin, Canan'ın hayatı için, "İmrenilerek yaşanmış bir hayat." açıklamasını yaptı. Şahin şunları söyledi: "Hocamız, hayatını tam değerlendirdi. İlimde bizim gıpta ile baktığımız yerlere çıktı.
Hadis külliyatını hayatımıza o nakletmiştir, metniyle, tercümesiyle, tefsiriyle. Ayrıca hocamız, sadece konunun ilmini yapmamış, hadislerden aldığı Sünnet-i Seniye'yi kendi hayatına tatbik etmiştir. Bunu hayatına uygulayarak başkalarına örnek olmuştur. Hocamızın bu vasfı zannederim emsallerinden çok farklı bir özellik arz etmektedir. Bundan dolayı hocamızı tanımayan birisi onunla sohbet ed
erken onu hiçbir ilmi vasfı olmayan sıradan bir insan zanneder. Sonra anlar ki emsaline az rastlanır bir ilim adamıdır. İlmi şahsına hürmet sağlamak için kullanmayan birisi olduğunu görür. Sadece nefsi ile yaşayan ve yaşayarak örnek olan birisi. Bu vasfı ile hocamız bir ayrıcalık arz etmektedir. Ben kendisini böyle tanırdım."
40 YILLIK DOSTU CANAN'I ANLATTI
İbrahim Canan'ın 40 yıllık dostu
Azerbaycan Kafkas Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömer Okumuş da, önemli mesajlar verdi. Okumuş, "Hem aile reisi olarak hem de üniversitede bir hoca olarak örnek bir insandı. Zaman tanzimini çok iyi beceren, ailesine
vakit ayıran, ilmi kariyerini yaparken başka şeyleri
ihmal etmeyen bir insandı. Ben onun boş zamanı olduğunu bilmiyorum. Zaman tanzimi ile ilgili bir kitabı vardı. Bu kitabında yazdıklarını aynen hayatına uygulayan bir kişiydi.
Akademisyen olarak kendi sahasında verdiği sayısız eserlerle eşine az rastlanır birisiydi. Hadis çalışmalarının yanı sıra pedagoji, çocuk terbiyesi alanında önemli çalışmalar yaptı. Yeri doldurulamayacak kıymetli bir insandı." ifadelerini kullandı.
Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Niyazi Eruslu ise şunları anlattı: "Üniversitemizin faaliyetini
tebrik etmek üzere Yalova'ya geldiğinde üniversitemiz tarafından organize edilen Ahilik ile ilgili konferansa da katılmıştı. Burada Ali Rıza Abay'ın konuşmasını dinledi. Akşam beraber yemekte buluştuk. Kendisinden benzer çalışmalar yapmasını istedik. Özellikle çocuk eğitim ile ilgili 15 Kasım'da üniversitemizde bir konferans vermek üzere sözleştik.
İstanbul'a dönecekken
deniz ulaşımı sıkıntılı olduğu için otobüsle gönderdik arkadaşımızı. Ama maalesef kaybettik."
ALLAH, ONA ESER YAZMASI İÇİN ARTI ZAMAN VERMİŞ
Yalova'daki konferansın ardından İbrahim Canan'ın aynı otobüste yan yana
yolculuk ettiği Yalova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ali Rıza Abay ise, İbrahim Canan'ı elim kazadan önce son gören kişi olduğunu söyledi. Abay, "Yol boyunca 3 saat dolu dolu sohbetimiz oldu. Çok güzel şeyler paylaştık hocamla. Akademik hayattan dünya işlerine kadar hemen hemen her konudan bahsettik. Bir nokta var ki; o beni hüzünlendirdi. Ona dedim ki; 'Hocam, bu kadar kitap yazdınız nasıl zaman buldunuz?' Bana, 'Bir tayyi mekan var bir de
Allah'ın zaman içinde zaman oluşturması vardır. Ben kitapları yazmak için oturduğumda sanki Cenab-ı Hak bana artı bir zaman veriyor. O artı zaman içerisinde bunları yapıyorum gibi geliyor.' demişti. Bu akademik hayatına bu kadar eser sığdırabilmesinin hikmeti demek ki buymuş. Bir alimin ölümünün bir alemin ölümü olduğu gerçeğini hoca bize göstermiş oldu."
Yeni
Asya Gazetesi'nin sahibi Mehmet Kutlular da, "Kendisin 1961'den beri tanırım. Sık sık görüşürdük. İyi bir
dava adamıydı. Kendisini iyi yetiştiren, talebeler yetiştiren bir insandı. Kader erken aldı bizden. Allah'ın takdiri. Kaza olduğu için şehidi manevidir inşallah. Yeri doldurulamayacak bir insan olduğuna şüphem yok." İfadeleriyle Canan'ı anlattı.
Eski
Kültür Bakanı İsmail
Kahraman da, "Fevkalade hizmetler yapmış, çok değerli bir insandı. Allah gani gani rahmet eylesin. Fani alemi terk etti. Allah geri kalanlara uzun ömür versin. 10 gün evvel bir konferansta beraber olmuştuk. Globalleşmenin Aileye Tesirleri isimli bir konferanstı. Yurtiçi yurtdışı nereye çağrılsa giderdi. Mütevazi bir insandı, örnek bir şahsiyetti." dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş da yaptığı açıklamada, "Kendisini bildiğimiz tanıdığımız güzel bir insandı. Ben mimarlık eğitim aldım ama daha öncesinde Marmara İlahiyat Fakültesi'nde eğitim hayatım vardı. Bu yüzden kendisini tanırdım. Takdir ettiğimiz Hadis üstadı, mükemmel bir insandı. İlim dünyasının
İslam aleminin başı sağolsun." şeklinde konuştu.
(CİHAN)