Yaklaşık bir yıldır gündemde tuttulan “Sayıştay raporlarının Meclis’ten gizlenmesine” yönelik skandal, dün internet sitelerine düşen bir ses kaydı ile doğrulandı. AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ile Başbakan Erdoğan’ın özel kalem müdürü Hasan Doğan arasında geçtiği iddia edilen ses kaydında, Sayıştay raporlarının kamuoyu tarafından öğrenilmesini istemedikleri için Meclis’e gönderilmediği öne sürüldü. İkili arasındaki görüşmede, raporların Meclis’e gelmesi halinde hükümetin “duman olacağının” iddia edilmesi dikkat çekti.
RAPORLAR İYİ Kİ GELMEDİ
Medya, Yargıtay ve Danıştay’daki usulsüzlükleri gözler önüne seren ses kayıtlarının ardından bugün de Sayıştay’daki iddialara ilişkin AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’a ait olduğu öne sürülen bir ses kaydı yayınlandı.
Taraf Gazetesi'nin haberine göre, söz konusu ses kaydında AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’ye ait olduğu öne sürülen ses, 2012 Sayıştay raporlarının TBMM’ye gelmediğini belirterek, raporların çok berbat olduğunu ifade ediyor. Yine aynı Canikli’ye ait olduğu öne sürülen ses kaydında, Beyefendi’nin yani Başbakan Erdoğan’ın talimat verdiği ifade edilerek, bu raporların Meclis’e gelmesi halinde hükümetin zor durumda kalacağı iddia ediliyor. İkili, bu konudaki endişelerini “raporların Meclis’e gelmesi halinde duman oluruz” ifadeleri ile paylaşıyorlar.
Nurettin Canikli ile Hasan Doğan arasında geçtiği iddia edilen kayıtta, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Başbakanlık eski Müsteşarı Ömer Dinçer, Anayasa Mahkemesi ve Sayıştay denetçilerine de ağır eleştiriler yöneltiliyor. Kayıtta, Sayıştay raporlarının bu hale gelmesinde Ömer Dinçer’in rolü olduğu öne sürülüyor. Canikli, Sayıştay raporları için randevu istediği Ömer Dinçer’in kendisine, randevu verdiği için pişman olduğunu söylediğini ifade ediyor.
KADROLAŞMA İTİRAFI
Kayıtta, Sayıştay Başkanlığı’ndaki kadrolaşma konusunda da bazı itiraflara yer verildi. Buna göre, ikili Sayıştay’daki tüm üst düzey kadroların kendi “adamları” olduğunu belirterek, bu kişilerin raporlara niye itiraz etmediklerini de tartışıyorlar. Yine Canikli olduğu iddia edilien kişi, asıl tehlikenin 2013 yılı raporlarında olduğunu ifade ederek, 2013 raporlarının Meclis’e gelmemesi gerektiğini söylüyor. Bunun içinde acilen yasal düzenleme yapılması gerektiğini ifade eden Canikli olduğu iddia edilen kişi, eski sisteme geçilmesi gerektiğini yoksa kamu otoritesinin ileride açılacak yolsuzluk ve usulsüzlük davaları ile uğraşmak zorunda kalacağını iddia ediyor.
SAYIŞTAY KRİZİ NASIL ÇIKTI?
AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ile Başbakan’ın özel kalem müdürü Hasan Doğan arasında geçtiği öne sürülen ses kaydına konu edilen “Sayıştay raporları krizi” 2012 raporları ile başladı. Sayıştay, söz konusu raporları öncelikle Meclis’e göndermedi. Tepkiler üzerine ise, raporlar özetlenerek Meclis’e sunuldu. Örneğin 300 sayfalık rapor, 4-5 sayfaya kadar indirildi. Bu da muhalefetin tepkisine neden oldu. Hükümet üyeleri ve AKP yöneticileri ise, Sayıştay raporlarının gizlenmediğini öne sürdüler. 2013 yılı raporları ise henüz Meclis’e gelmedi. İncelemeler ise devam ediyor. Önümüzdeki yasama döneminde Meclis’e sunulacak.
İşte 'duman edecek' raporların bazıları
Ses kaydında yer alan ve Canikli ile Doğan’ın “bizi duman ederler” diye tarif ettiği Sayıştay raporlarında, “vergi uzlaşmalarından”, örtülü ödenek” harcamalarına kadar birçok alandaki harcamalarla ilgili usulsüzlük tespitleri bulunuyor.
Örtülü ödenek: “Sayıştay krizinin çıkmasında, Sayıştay denetçilerinin örtülü ödenek ile ilgili harcamalara da bakmak istemesi etkili oldu. Hiçbir kaydı tutulmayan örtülü ödenekle ilgili bazı ihbarlar Sayıştay denetçilerine geldi. Bunun üzerine, ihbarların izi sürülmek istendi. Bu gelişme üzerine Sayıştay krizinin fitili ateşlendi”.
Vergi Uzlaşmaları: “Hükümet ile Sayıştay’ı karşı karşıya getiren bir başka konu da Maliye Bakanlığı’nın merkezi uzlaşma raporları oldu. Sayıştay denetçileri, hükümete yakın bazı holdinglerin vergi cezalarının sıfırlandığını tespit etti. Bunun üzerine, uzlaşmalar incelenmek istendi. Maliye Bakanlığı ise buna izin vermedi”.
TOKİ ihaleleri: “Yine, başta TOKİ olmak üzere kamu kurumlarının ihaleleri ile ilgili usulsüzlük tespitleri de Sayıştay krizinin çıkmasında etkili oldu. Ve ihalelerle ilgili tespitler raporlardan çıkarıldı”.
Belediye harcamaları: “Sayıştay’ın, yıllardır tam olarak denetlenmeyen belediyelerin hesaplarını incelemek istemesi de hükümet ile Sayıştay’ın karşı karşıya gelmesinde etkili oldu. Yerel seçimler öncesinde, belediyelerin denetimleri adeta askıya alındı”.