Algılar ve Gerçekler’de İlahiyatçı  Ömer Faruk Şentürk ve Yrd. Doç. Dr. Ergün Çapan, Türkiye’de özellikle bir kısım çevreler tarafından dünyaca ünlü Newyork Tımes gazetesine makale yazması hazmedilemeyen ve “hangi sıfatla yazıyor” diye küçümsenen Fethullah Gülen Hocaefendi’nin dünyanın seçkin akademisyen, kanaat önderi, ilim ve fikir adamları tarafından nasıl görüldüğünü ekrana taşıdılar.

Algılar ve Gerçekler’de Ergün Çapan, Hocaefendi’nin pek çok yönü olduğunu, düşüncelerinin 160’tan fazla ülkede hayat geçtiğini , bu topraklarda çok büyük ilim, fikir ve  aksiyon adamlarının yetiştiğini, ancak insanlık tarihinde fikir ile aksiyonu bir arada atbaşı götürebilenn insanın az olduğunu belirtti. Düşüncesi aksiyona dönüşen, aksiyonu da evrensel ölçekte, dünyanın hemen hemen her coğrafyasında bir hizmet modeline dönüşen Hocaefendi gibi insan çok az olduğunu söyledi.  Fethullah Gülen Hocaefendi’nin bugüne kadar basılmış 73 civarında eseri olduğunu, Amerika’da, Avrupa’da, Avustralya’da, Arap ülkelerinde, Afrika ülkelerinde, Hint alt kıtasında, Rusya’da ve dünyanın her yerinde  hakkında pek çok master, doktora tezleri ve sempozyumlar, seminerler ve paneller yapıldığını kaydetti. Çapan, Hocaefendinin eserlerinin dünyanın 43 farklı diline tercüme edildiğini, ve 2008 yılında Foreign Policy dergisinin yaptığı dünyanın yaşayan en büyük 100 entelektüeli yarışmasında birinci sırayı aldığını, haber ve medya değeri olarak dünyada en ön sıralarda gelen bir insan olduğunu söyledi. Ergün Çapan, toplumla, İslam’la ilgili düşüncesi en çok merak edilen kişilerden birisinin Fethullah Gülen Hocaefendi olduğunu, dolayısıyla böyle bir şahsiyete dünyadaki akademisyenlerin, devlet başkanlarının, yöneticilerinin, medya mensuplarının ve toplumun farklı katmanlarındaki insanların gözüyle Hocaefendi’ye bakmak gerektiğini vurguladı.  

Allah Teala ona öyle yönler vehbetmiş ki, ilk bakışta onu filozof ve bir düşünür olarak görüyorum.  Bu iki yönü kelimenin tam manasıyla yani. Bu sadece benim değil, batılı bir çok hoca ve alimin görüşü. Benimle Hocaefendi’nin bir düşünür ve filozof olduğu konusunda hemfikirler. Onun yazdığı çok önemli bir kitaba dikkatini çekmek istiyorum. Kitabında doğu ve batı filozoflarıyla başa baş ilerliyor. Yani Eflatunla ilerlerken, modern felsefecilerle toplumu daha ileri seviyeye çekme konusunda atbaşı. Konfüçyüsle gene baş başa… Yani ben tek başıma onun filozof ve düşünür olduğunu söylemek istemiyorum. Bunu neden ısrarla söylüyorum. Çünkü bazıları onun sadece bir İslam alimi ve cami vaizi olduğunu düşünüyor. O insanlara saygısızlık etmek için söylemiyorum. Demek istediğim Hocaefendi, Vaiz ve İslam alimliğinin yanında, aynı zamanda filozof ve bir düşünür. Onun Darvinin evrim teorisi hakkında yazdıklarına bakın örneğin. Beni etkileyen bir diğer yönü de HE’nin geniş bir kültür yelpazesine sahip olması. Öyleki akademisyenlerin, düşünürlerin,  ilim sahibi insanların da çok dikkatini çekiyor. Modern İslami ilimler ile eski İslami ilimleri birleştirmiş, gene İslami ilimlerle pozitif ilimleri birleştirmiş. Yazdıklarını okuyunca bu ilimlerle de ne kadar mesafe aldığını görüyorsun.

PROF. DR. ROTİSLAV RİBAKOV – RUSYA BİLİMLER AKADEMİSİ ÜYESİ: Bana kalırsa ben hiç Fethullah Gülen’in felsefesi tabirini filan da kullanmazdım. Ben Gülen’in ayrı bir felsefesi olduğuna da inanmıyorum. Çünkü o söylemekten ziyade hayata geçiren biri. 

PROF. DR. AHMET EL-BUKÎLİ – FAS – İBN TUFEYL ÜN. ÖĞR. ÜYESİ: Fethullah Gülen’in  eğitimdeki gücü basitliğindendir. Terbiye sistemini basitçe Kur’an ve Sünnet’ten alıyor. Akidevi bir kanunu ikna edip eğitime uygulayınca ruhani bir güç elde ediyor. Bu ruhani güç de insan davranışına dönüşüyor. Rabbim Hocaefendi’ye külli nazarla teşri emirleri okuma gücü vermiş. Yani işin sadece giriş ve bir parçasını almıyor. Onun için o bir İslam davetçisi. O sadece aradığınızı kalplerinizde arayın der.

ISAM EL-BEŞİR –SUDAN İSLAMİ MECLİS BAŞKANI: Fethullah Gülen Hocaefendi bu asra Rabbaniliği, ruhaniliği ve ferasetiyle damgasını vuran çok değerli bir İslam alimi. İslam aleminin durumunu çok iyi analiz etmiş, o pak ve temiz İslam düşüncesinden aldıklarını asra uygun teoriği ve pratik olarak kitaplarında ve müesseselerinde ortaya koymuş. Sadece Türkiye’de değil bütün bir coğrafyada kendisi gibi düşünen bir nesil yetiştirmiş. Ve onların omzunda medyadan tutun üniversiteden hastanelere bu dev gibi müesseseler ikame edilmiş. Bütün bunlar o insanın, o müceddidin gayret ve cühdü sayesinde olmaktadır.