Düzeltmeleri yayınlamayıp Valiliği kızdırdı

Cüneyt Koryürek'in ölümünden Valilik makamını sorumlu tutan Hıncal Uluç üstüste yazdığı yazılarla İstanbul Valiliğini suçluyordu.

Düzeltmeleri yayınlamayıp Valiliği kızdırdı

Suçlamalara verilen cevapların Uluç'un köşesinde yayınlanmaması üzerine İstanbul Vailiği açıklama yapmak zorunda kaldı. Vaililiğin internet sitesinden yapılan açıklamada, kendisine gönderilen açıklama metinlerini yayınlamayan Uluç'a karşı sert ifadelerle eleştiride bulunuldu. "Asıl 'ayıp' bu açıklamayı yayınlamamak ve okuyucuların bilgisinden kaçırmak suretiyle yorumda bulunmaktır. Bırakın, bu yorumu ve değerlendirmeyi okuyucular yapsın." denilen açıklamada düzeltme metinleri yayınlanmadığı takdirde, hukuki yollara müracaat edileceği ifade edildi. İşte Valiliğin çeşitli tarihlerde Uluç'a yolladığı ama bir türlü istediği şekilde yayınlanmayan açıklamaları. BASIN AÇIKLAMASI 12.02.2008 BASIN AÇIKLAMASI Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Hıncal Uluç, 23 Ocak, 29 Ocak, 05 Şubat 2008 tarihlerinde yazmış olduğu yazılarına, Valilik İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nce gönderilen açıklamalara yer vermediği gibi, yorumlarıyla kamuoyunu yanlış yönlendirdiği görülmüştür. En son 12 Şubat 2008 günü köşesinde aynı yöntemle yorumlarda bulunmuştur. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla, Valilik İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü tarafından gönderilen bu açıklamaların internet ortamında, Valilik Web sitesinde yayınlanmasına ihtiyaç duyulmuştur. Kamuoyunun bilgilerine sunulur. T.C. İSTANBUL VALİLİĞİ İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü 25.01.2008 Konu : Haber Düzeltme Sayın Hıncal Uluç Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Gazetenizin 23 Ocak 2008 tarihli nüshasındaki köşenizde, "Devlet olsaydı Koryürek hayatta olurdu" başlıklı yazınız incelenmiş ve kamuoyunun yanlış yönlendirilmemesi amacıyla aşağıdaki açıklamanın yapılması zorunlu görülmüştür. Söz konusu trafik kazasının oluş şekline göre; Cumhuriyet Caddesi üzerinde Taksim’ den Mecidiyeköy istikametine, 34 V XXXX plakalı aracıyla on metre genişliğindeki üç şeritli yolun sol şeridinde seyir halinde bulunan sürücü N.A., yaya geçidi olmayan yerden karşıdan karşıya geçmek isteyen gazeteci Cüneyt Koryürek’e çarpmıştır. Kaza yerinde yapılan incelemede, gazeteci Cüneyt Koryürek'in kaza mahallinden Taksim istikametine doğru yüzseksenbeş metre ve Mecidiyeköy istikametine doğru da yetmişbeş metre uzaklıkta bulunan yaya trafik ışıklarını kullanmadığı anlaşılmıştır. Avrupa ülkelerinde yayalar karşıdan karşıya geçerken mutlaka yayalar için işaretlenerek tahsis edilmiş olan geçiş yerlerini kullanırlar. Yayaları buralara sevk etmek için ayrıca trafik polisi görevlendirildiği vaki değildir. Bunlara rağmen bir trafik kazası olduğunda da devlet ve görevlilerin suçlandığı da görülmemektedir. Sizin mantığınızla hareket edildiği takdirde, her kural ihlalinin ve işlenen her suçun meşru görülmesi mümkün olabileceği gibi; böylesine bir yorumun "Suç ve Cezaların Şahsiliği" prensibiyle ne denli uyuştuğu okurlarınızın takdirlerine maruz bulunmaktadır. Her vesile ile eleştirmeyi alışkanlık haline getirdiğiniz kurumların, bu eleştirileriniz karşısında elbette açıklama yapma hakları olacaktır. Sizin okurlarınıza karşı sorumluluğunuz ise, bu açıklamalara aynen yer vermek ve kamu oyunun bilgilenmesini sağlamaktır. Daha önce defalarca yaptığınız gibi, bu açıklamalarımıza aynen yer verilmediği takdirde hukuki yollara baş vurulacaktır. Sayın Uluç, Toplumun bilinçlendirilmesi görevi devletin olduğu kadar, basının da görevi ve sorumlulukları arasında yer almaktadır. Trafîkte yayaların ve sürücülerin hatalı davranışlarını ve kural ihlallerini meşru ve mazur göstermeye yönelik değerlendirmelerinizin, bu sorumluluk anlayışıyla bağdaşmadığını özellikle belirtmek isteriz. Bu tür yorumlar, alınmakta olan tedbirlere ve yapılacak düzenlemelere hiçbir katkı sağlamayacağı gibi, merhum Cüneyt Koryürek misali değerlerimizin kaybını da önlemeye yetmeyecektir. Bu hususta, siz de dahil olmak üzere herkesin üzerine düşen sorumluluğu popülist bir yaklaşımla değil, gerçekçi değerlendirmelerle yerine getirmesi gerekmektedir. Aslolan, kent yaşamının zorunlu kıldığı davranış biçimleri ve sorumlulukların, her zaman ve her yerde sergilenmesi gerektiğinin İstanbul’da yaşayanlara her fırsatta hatırlatılmasıdır. Ayrıca, değerli gazeteci Cüneyt Koryürek'in maalesef hayatını kaybetmesine yol açan trafik kazası ile ilgili tespit tutanağının bilirkişilerce hazırlanarak mahkemeye sevk edildiğini, araç sürücüsünün tutuklandığını ve kazadaki kusur dağılımının mahkeme kararıyla belirlenebileceğini ifade eder, bu açıklamaya köşenizde aynen yer verilmesini rica ederiz. Saygılarımızla İstanbul Valiliği İl Basn ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü T.C. İSTANBUL VALİLİĞİ - İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü SAYI : B.054.VLK.4340500/04- Konu: Haber Düzeltme 30.01.2008 Sayın Hıncal Uluç Sabah Gazetesi Köşe Yazarı 29.01.2008 tarihli Sabah Gazetesinin 17. sayfasında, “İstanbul Valisi’nin Garip Danışmanları” başlıklı yazınız incelenmiştir. 23.01.2008 tarihli köşe yazınız da, “Devlet Olsaydı Koryürek Hayatta olurdu” başlıklı yazınız da ileri sürdüğünüz iddialarla ilgili olarak, 25.01.2008 tarihinde gönderdiğimiz açıklamaya köşenizde yer vermediğiniz, ancak 29.01.2008 tarihli köşe yazınızda ise yarım sayfa, kendinize özgü haksız yorumlarla okurlarınızı yanılttığınız görülmüştür. Asıl “ ayıp” bu açıklamayı yayınlamamak ve okuyucuların bilgisinden kaçırmak suretiyle yorumda bulunmaktır. Bırakın, bu yorumu ve değerlendirmeyi okuyucular yapsın. Sizin yazılarınıza açıklama gönderilmesini ve öteden beri yaptığınız gibi yayınlamamanız halinde hukuki yollara başvurulacağının hatırlatılmasını tehdit olarak algılamanız da ilginçtir. Bu nedenle, Okuyucularınızın doğru bilgilendirilmesi ve objektif değerlendirme yapabilmesi için 25.01.2008 tarihli açıklama metninin ve bu açıklamamızın tümüyle köşenizde yayınlanmasını bekliyor ve Basın Kanunu gereğince talep ediyoruz. Saygılarımızla, İstanbul Valiliği İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü T.C.İSTANBUL VALİLİĞİ - İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Konu: Haber Düzeltme 05.02.2008 Sayın Hıncal ULUÇ Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Gazetenizin 05 Şubat 2008 tarihli nüshasında yer alan yazınızda; hala açıklamadığınız ve okuyucularınızın bilgisinden kaçırdığınız cevaplar hakkında yorum ve değerlendirmeler yapmaya devam ettiğiniz görülmektedir. Şahsınıza gönderilen 25 Ocak tarihli açıklama bütün içeriği ile gazetenizde ve köşenizde yayınlanmamıştır. Yayınlamadığınız açıklamayı “zırva ve saçmalık” şeklinde değerlendirmek “şark kurnazlığıdır”. Yayınlayın da okuyucularınız neyin zırva neyin saçma olup olmadığına karar versin. Neden korkuyorsunuz! Ayrıca 30 Ocak 2008 tarihli yazınızda, bu açıklamayı okuduğunuzu ve “Pazartesi açıklamayı köşenize koymayı kararlaştırdığınızı”, ancak açıklamanın haberiniz olmadan gazetenizde yer aldığını belirtmektesiniz. Sayın Uluç, Siz ne zamandan beri “Pazartesi günleri” yazı yazmaktasınız? Pazartesi günü açıklamayı yayınlamayı kararlaştırdığınızı ifade ederek okuyucularınızı nasıl kandırabiliyorsunuz? Alışkanlığınız gereği, işinize geldiği gibi açıklamaları yayınlama veya hiç yayınlamama yoluna giderek samimiyetsizliğinizi ısrarla sürdürüyorsunuz. Dünyanın başka uygar kentlerindeki yöneticilerin sorumluluklarından söz ederken, “açıklama ve cevap haklarına saygı göstermeyen yazarların ” o ülkelerde yazarlık ve gazetecilik yapamayacaklarına neden değinemiyorsunuz? Siz, köşenizde sayfalarca yorum ve değerlendirmede bulunacaksınız, karşı görüşleri saçmalık diye değerlendireceksiniz, ancak cevap geldiğinde de, hem okuyucudan kaçırıp hem de üstüne tekrar yorum yaparak kamuoyunu yanıltacaksınız. Ne güzel bir gazeteci – yazar sorumluluğu ve nede güzel bir demokrasi anlayışı! Sayın Uluç, Davutpaşa’ da meydana gelen patlamayla ilgili her türlü soruşturma ve inceleme sürdürülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve hiç kimsenin sorumluluğu örtbas edilemez. Elbette buna verilecek çok yönlü cevaplar vardır. Bu sorunun yıllardan beri süre gelen kent altyapısı, izinsiz yapılaşma, vergi adaletsizliği, kayıtdışılık, iş ve çalışma güvenliğindeki eksiklikler, sendikal örgütlenme yetersizlikleri, kaçak ve göçmen işsizler, sigortasız istihdam, ekonomik maliyetlerin düşürülmesi için iş şartlarının zorlaştırılması ve elbette denetim eksikliği gibi sebepler vardır. Bunların her birinin ayrı bir çözümü, ayrı bir iyileştirme süreci ve hukuki, mali imkânlarla karşılanabilecek yönleri vardır. Bütün bunların çözümü içinde devlete, yerel yönetimlere, sivil topluma, işçi ve işveren kuruluşlarına, medyaya ve vatandaşlarımıza düşen görev ve sorumluluklar vardır. Hepimiz üzerimize düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmenin gayreti içinde olmalıyız. Her olayda birilerini suçlu gösterip havaleci bir anlayışla kendimize düşen sorumluluklardan kaçmak kolaycılıktır. Bu anlayışla sorunlara temel çözümler getirmekte mümkün değildir. Sayın Uluç, Sözcü gazetesinin haber başlıklarından yola çıkarak nezaketsiz bir üslupla yorumlarda bulunmak işte böyle bir kolaycılığın örneğidir. Sürekli birilerini suçlamak yerine, sorunun çözümüne ilişkin önerilerde bulunmak daha sağlıklı olacaktır. Anlaşılan yolunuz başka gazetelere doğru çıkıyor. Hayırlı olsun. Yürüyün bakalım… Bu açıklamamıza da öncekilere olduğu gibi hiçbir kesinti yapmadan yer vermemeniz halinde; bundan böyle hiçbir yazınıza cevap verilmeksizin hukuki haklarımız saklı kalmak üzere, gerekli açıklamalar Valilik internet sitesinde kamuoyuna duyurulacaktır. Saygılarımızla, İstanbul Valiliği İl Basın Ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü
<< Önceki Haber Düzeltmeleri yayınlamayıp Valiliği kızdırdı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER