Okuluna geri dönen Çetin
Vural, kendisini haksız yere atayan dönemin
İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey'den de 3 bin TL tazminat kazandı.
Danıştay'ın onayladığı karar, 28
Şubat'ta EMASYA mağduru olan binlerce kişiye kapı açtı.
Kurtuluş Lisesi
Matematik öğretmeni Çetin Vural, 2000 yılında dönemin İstanbul İl
Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey tarafından askere
sivil olaylara müdahale yetkisi veren 5442 sayılı EMASYA Protokolü'nün (Emniyet, Asayiş,
Yardımlaşma) 8/c maddesi gerekçe gösterilerek
Kağıthane Şehit Adem
Yavuz İlköğretim Okulu'na sürüldü.
Vural'a ilk
dava okul müdürüne görevini layıkıyla yapamadığını söylediği gerekçesiyle açıldı. Okulda siyasi konuşmalar yaptığı, öğrencilere kaba davrandığı ve dersleri zayıf olan öğrencilere ek sınav açmama iddiası da
soruşturma dosyasına eklendi.
DANIŞTAY ONAYLADI
12 Eylül'de 90 gün gözaltında kaldığı için de fişlenen Vural, böylece 28 Şubat dönemi valisi
Erol Çakır'ın, vali yardımcısı olarak atadığı Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey'in kararıyla Kağıthane Şehit Adem Vural İlköğretim Okulu'na atandı. İddiaların asılsız ve kendisine yönelik komplonun parçası olduğunu belirten Matematik öğretmeni Vural, Balıbey'e karşı hukuk mücadelesi başlattı. İstanbul 6. İdare Mahkemesi, Balıbey'in yetkisinin dışına çıkarak atama yaptığına hükmetti.
Mahkemesi, Balıbey'in kararını Vural'ın kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte buldu. Mahkeme ayrıca ildeki memurların atama yetkisinin sadece valide olduğuna dikkat çekti. Danıştay da İdare Mahkemesi'nin bu kararını onayladı.
BALIBEY 3 BİN TL ÖDEYECEK
Eski görev yeri olan Kurtuluş Lisesi'ne geri dönen Vural, manevi olarak yıprandığı için Balıbey aleyhine
Ankara Asliye 20. Hukuk Mahkemesi'ne 20 bin TL
tazminat davası açtı. Talebi kabul eden
mahkeme Balıbey'i 3 bin TL tazminata mahkum etti. Vural şimdi de dönemin İstanbul
Valisi Erol Çakır hakkında dava açmaya hazırlanıyor.
Hukuk zaferim örnek oldu
Kararı değerlendiren Çetin Vural, EMASYA'nın 28 Şubat' ta çıkan, valilerin il içindeki bütün yetkilerini askere devreden antidemokratik bir
yasa olduğunu belirterek, yasanın halen 81 ilde yürürlükte olduğuna dikkat çekti. Binlerc
e devlet memurunun EMASYA yasası uyarınca kanunsuz bir şekilde
tayin edildiklerini ifaden eden Vural, “Demokrasilerde böyle bir yasanın olması kesinlikle kabul edilemez. Benim eski İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey'i 3 bin TL tazminata mahküm ettirmem örnek bir davadır. Türkiye'nin dört bir tarafında yasanın mağduru binlerce insan bulunuyor. Hukuk zaferim bu insanlara emsal teşkil edecek” diye konuştu. Vural, Ömer Balıbey'i tazminata mahkum ettikten sonra yüzlerce EMASYA mağdurunun kendisini arayarak bilgi istediğini anlattı.
EMASYA Protokolü nedir?
Emniyet,
asayiş ve yardımlaşma kelimelerinin kısaltmasından oluşan EMASYA, 28 Şubat'ta Refahyol hükümetinin ardından 7 Temmuz 1997'de G.Kurmay adına Korgeneral
Çetin Doğan ve
İçişleri Bakanlığı adına
Müsteşar Teoman Ünüsan tarafından imzalandı. 27 maddeden oluşan
protokol askerin her ilde oluşturduğu 'Asayiş
Güvenlik Merkezleri' ile mülki amirler ile
emniyeti, istihbarat ve planlama açısından kendine bağımlı kılıyor.
Asker, tüm istihbarat yetkisini kendisinde toplayarak Türkiye'nin her yanında
fişleme yapabiliyor. Uygulamanın içeriği 2006'da ortaya çıkan büyük fişlemeyle anlaşıldı.
Diyarbakır,
Şanlıurfa ve Mardin'de valiler, yardımcıları, kaymakamlar, emniyet müdürleri ve yargı mensuplarının
jandarma tarafından fişlendikleri anlaşıldı. G.Kurmay haberler üzerine uygulamanın EMASYA çerçevesinde yapıldığını savundu. EMASYA'nın en çok tartışılan unsurlarından biri askerin, mülki amirin iznine gerek kalmadan herhangi bir olaya el koyabilmesi.
YENİŞAFAK