EMASYA Protokolü'nü imzalayan dönemin İçişleri Müsteşarı
Teoman Ünüsan, neden böyle bir
protokolün imzalandığını, neler yaşandığını anlattı. "Bu protokolü neden imzaladınız?" sorusuna Ünüsan, "Çünkü, 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11. maddesinin D fıkrasında 29
Ağustos 1996 tarihinde 4178 sayılı bir
kanunla değişiklik yapıldı. Kanunda, askeri birlikler ve
sivil idarenin birlikte çalıştığı hallerde nasıl bir koordinasyonla çalışacakları, 'emir komuta ilişkileri ve gerekli görülen diğer hususlarda
Genelkurmay Başkanlığı ile
İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslara göre yürütülür' deniyor. Kanun mecbur ettiği için bu protokol imzalandı. Aslında bir protokol değil, İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay'ın kanunun bu maddesinin uygulanmasını içeren esaslardır" karşılığını verdi.
Ünüsan, EMASYA Planı ile sivil idarenin yetkilerinin askere devredildiği yönündeki tartışmaların da kaynağının kanun olduğuna işaret ederek, kanunda "
Güvenlik kuvvetleri ile
yardıma gelen askeri kuvvet arasında
işbirliği ve koordinasyon, yardıma gelen askeri birliğin komutanının da görüşü alınarak vali tarafından tespit edilir. Ancak, bu askeri birliğin belirli görevleri
jandarma ya da polis ile birlikte yapması halinde komuta, sevk ve idare askeri birliklerin en kıdemli komutanı tarafından üstlenilir" yazıldığını belirtti.
"Bu esasların darbeye zemin olabileceği yönünde bir kaygı duydunuz mu" sorusu üzerine ise Ünüsan, "O zaman biz bunu kanunun gereği, her kanundan sonra çıkan yönetmelikler gibi bir çerçevede görüp imzaladık.
Askerden yardım istersen, askerle sivil yan yana nasıl çalışacak diye hazırlanmış bir şey" dedi.
Protokolün darbenin alt yapısı olarak nitelendirilmesine tepki gösteren Ünüsan, “İhtilal olunca asker bu protokolü mü gösterecek? Bir ihtilal olduğunda değil protokol, ortada anayasa kalmıyor. Darbenin alt yapısı, üst yapısı olur mu?
Anayasaya karşı bir hareket yapıp, 'protokole göre yaptık' mı diyecekler" diye sordu.
EMASYA'da belirlenen esasların hiç uygulanıp uygulanmadığına ilişkin tartışmalara da değinen Ünüsan, Güneydoğu'da bazı olaylarda, valilerden gelen talep üzerine askerden yardım istendiğini ve o zaman bu esasların uygulandığını söyledi.
Balyoz Planı ile ilgili kendisini savunurken EMASYA Protokolü'ne atıfta bulunan dönemin 1.
Ordu Komutanı
Orgeneral Çetin Doğan'ın açıklamaların değerlendiren Ünüsan, "Ne yaptıklarını bilmiyorum. EMASYA Protokolü Fatih Camii'ne
bomba koyma yetkisi mi veriyormuş?" tepkisini gösterdi.
4-5 ZİBİDİ ÇIKIP BİRŞEY YAPIYORSA...
Ünüsan,
Türkiye'de sürekli darbelerin gündemde olmasından duyduğu rahatsızlığı da dile getirerek, "İhtilalin senaryosu filan olmaz. Adam kelleyi koltuğa aldıysa protokol dinlemez zaten. Bunları bu ülkede artık konuşmamak lazım. Türkiye'de ihtilal dönemi kapandı. Bu ordu bizim ordumuz, Rus ordusu,
Alman ordusu değil, kendi askerimiz diğer güvenlik güçlerimizi nasıl takviye edecek, bu anlayışla hazırlandı.
Polisimiz de askerimiz de Türkiye'nin. Türkiye hepsine güvenmek durumunda. İçinde 4-5 zibidi çıkıp da bir şeyler yapıyorsa, bunun kanunu, yönetmeliği, protokolü olmaz" dedi.
“KALDIRILSA DA KANUNDA VAR
İçişleri Bakanlığı'nın "Bu esaslar uygulanacak durumda değildir. Bakanlığımızca kaldırılmıştır" diyerek bunu ortadan kaldırabileceğine dikkan çeken Ünüsün, ancak EMASYA'da yazanların kanunda değişiklik yapılmadığı sürece bir kanun maddesi olarak kalacağını vurguladı. EMASYA'nın 28
Şubat sürecinin bir ürünü olup olmadığı yönündeki soru üzerine de Ünüsan, "Esaslar kanun çerçevesinde yazılıyor. Kanunun 28 Şubat ile ilgisi var mı ona bakmak lazım. Bu yetkiler kanunla verilince asker bu esasların belirlenmesini yaklaşık 1 sene istemiş oluyor. Asker, bu kanunla verilmiş yetkilerin esaslarının belirlenmesinin peşindeydi" dedi.
TERÖRLE MÜCADELE İÇİN YAPILDI
Böyle bir kanuna neden ihtiyaç duyulduğu konusunda ise Teoman Ünüsan, "O zaman terörle boğuşma seneleri. Askerin
terörle mücadelede kendisini yasal bir platforma itmesi için kanun değişikliği oldu. Doğu'da
isyan,
ayaklanma gibi senaryolar üzerine hazırlanmış bir kanun herhalde. Asker bu yetkileri kanundan alıyor, protokolden almıyor. Hiç kimse kanunu okumuyor. Bu protokol de o kanuna atıf yaparak çıkıyor. Bu yetkiler asker bastırdı da mı verildi, hükümet kendiliğinden mi verdi onu bilmiyorum" açıklamasını yaptı.
"Böyle bir düzenlemeye bugün ihtiyaç var mı" sorusuna ise Ünüsan, "Askerden yardım isteme ihtiyacı kalktıysa, devlet 'bunu ben jandarmamla, polisimle yürütürüm' diyorsa böyle bir protokole lüzum yok. O zaman protokolün iptali değil, kanunun bu maddesinin değiştirilmesi gerekir. Kanun değişince zaten protokol de kendiliğinden ortadan kalkar. 11. maddenin D bendi yeniden düzenlenirse protokol kalmaz" yanıtını verdi.
Seda ŞİMŞEK / Bugün