ETÖ sanığının şaşırtan kod adı

Ergenekon'un PKK itirafçısı sanığı Abdülmuttalip Tonçer'in teslim olduktan sonra 'Ergenekon' kod adını kullandığı ortaya çıktı.

ETÖ sanığının şaşırtan <b>kod adı</b>

Ergenekon davasının tutuklu sanığı olan ve 1993 yılında güvenlik güçlerine teslim olarak pişmanlık yasasından faydalanan bölücü örgütün eski üyesi Abdülmuttalip Tonçer'in de teslim olduktan sonra 'Ergenekon' kod adını kullandığı ortaya çıktı. Sırrı Sakık'ın "Kuyular açılsın" dediğini belirten Tonçer, "Ben de kuyuların açılmasını istiyorum. Faili meçhuller ortaya çıksın!" dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden Ergenekon davasında tutuklu sanıklar Adnan Akfırat, Hikmet Çiçek ve Nusret Senem'in talepleri doğrultusunda tutuklu sanık Abdülmuttalip Tonçer'in ifadesinin alınmasına başlandı. Savunmasına 1990 ile 1993 yılları arasında bölücü örgüt üyesi olduğunu belirten Tonçer, "İç yüzlerini gördüm. Bebeklere, kadınları yaptıklarını gördüm. 26 Eylül 1993 tarihinde Muş'ta jandarmaya teslim oldum." dedi. 1990 yılında gençlik dönemlerinde PKK'lılar tarafından "Tük ordusu tarafından Kürdistan işgal edildi. Sizin de katkınızı bekliyoruz." diyerek propaganda yaptıklarını; eğitimsiz bir kişi olduğunu da vurgulayarak söylenenlere inanıp örgüte katıldığını söyledi. Bölücü örgütün bağımsız Kürdistan'ı kurmaya çalıştıklarını belirten Tonçer, "Köylerden silah zoruyla yiyecek içecek ve adam topluyorlardı. Gelmeyenlere de ceza veriyorlardı. Ben Kürt isem kendi Kürdüme neden zarar vereyim diye düşünmeye başlamıştım. Cemal Bayık gibi üst düzey örgüt yöneticileri, Cizre, Silopi ve Nusaybin'de mitingler düzenlemekten bahsedip, halkı kendi safımıza nasıl çekeriz diye planlar yapıyorlardı. Çocukları getirip mitinglerde, olaylarda kullanıyorlardı. Halkı barikat yapıp 100 metreden güvenlik güçlerine nokta atışı yapıyorlar, asker ve polisi şehit ediyorlardı. Güvenlik güçleri de halkın arasından gelen ateşe karşılık veriyor, olaylarda halktan 5-6 kişi ölürse 'devlet size ateş açıyor' diye kandırıyorlardı." diye konuştu. "GÜNEYDOĞU'DA KESİNLİKLE KÜRT SORUNU YOKTUR" Güneydoğu'da kesinlikle bir Kürt sorunu olmadığını söyleyen Tonçer, "Bürokratlar 'Kürt sorunu var' diyor ama ben onlara katılmıyorum. Saddam, yönetimde olduğu dönemde halka kimlik bile vermedi. Memur olmalarına izin vermedi. Ama Türkiye Cumhuriyeti devleti, Güneydoğu'daki insanlara her hakkı verdi. Benim babam Bayındırlık'ta memurdu. 'Al sana iş, çoluk çocuğuna bak' denilmiş. Bundan büyük özgürlük var mı? Milletvekili Hasip Kaplan, 'Kürt sorunu var' diyor. Devlet böyle bir sorunun sorumlusu olsa seni okutmaz, sen de milletvekili olamazdın. Ahmet Türk, Kürt halkının yanında olduğunu söylüyor. Aksine tam bir Kürt düşmanıdır. Toprak ağasıdır. Orada insanları eziyor. Kimsenin yanından ayrılmasına izin vermiyor. Eğer halkını seven birisi olsa orada 2-3 fabrika açardı. Biz de Allah razı olsun derdik. Ama öyle değil." dedi. Silahlı Kuvvetleri'nin kanun dışı olaylara karıştığı iddialarını reddeden Tonçer, "Ben PKK'dan ayrıldıktan sonra devletime hizmet ettim. Devlet Muş'ta 07Ağustos 1997'de benim düğünümü yaptı. Öldürseydi beni öldürürlerdi." şeklinde konuştu. "KUYULAR AÇILSIN, FAİLİ MEÇHULLER ORTAYA ÇIKSIN" Bölücü örgütün tek amacının Türkiye Cumhuriyeti'ni yıpratmak olduğunu ifade eden Tonçer, "Türk Silahlı Kuvvetleri onun düşmanıdır. Düşmanını yıpratmak için herşeyi yapar. Ben de zamanında böyle diyordum. 'Asker canidir' diyordum. Kan davası sonucu bile bir cinayet işlense devletin öldürdüğünü söylüyorlardı." şeklinde konuştu. Kimsenin cinayet işlediğini itiraf etmek istemeyeceğini söyleyen Tonçer, arkasındaki sanıklara dönerek, "Ne bunlar, ne PKK'lılar işledikleri cinayeti kabul eder. Ancak savcılar delil bulunca kabul ederler. Öldüren de kendini kurtarmak için 'He devlet öldürdü' deyip alkış tutarlar." diye konuştu. Sırrı Sakık'ın "Kuyular açılsın" dediğini belirten Tonçer, "Ben de kuyuların açılmasını istiyorum. Faili meçhuller ortaya çıksın! " dedi. "Ben yıllarca devletime karşı silahlı mücadele yaptım" diyen Tonçer, bölücü örgüt tarafından öldürüldüğünü iddia ettiği bebek fotoğraflarını göstererek "Bu bebekler kaç yaşında? Bunların intikamının alınmasını istiyorum. Benim de 2 çocuğum var" dedikten sonra "Yeter artık, bu fotoğrafları daha fazla göstermeyelim" diyerek fotoğrafları yerine koydu. Tonçer, savunmasına, orduevinde gerçekleşen düğünü sırasında çekilmiş bir video kaydının mahkeme tarafından LCD ekrandan gösterilmesini istedi. Muş Alay Komutanının Tonçer'in özgeçmişiyle alakalı bilgi vermesinin ardından Muş Valisi'nin konuşmaya başlamasından sonra Mahkeme Başkanı Şengün'ün ikazıyla Tonçer, "Benim 'Ergenekon' kod adını kullandığımı söylüyordu" diyerek video gösterisinin durdurulmasını istedi. Pişmanlık Yasası'ndan faydalandığı 1993 Eylül ayından 1996 yılına kadar Muş Jandarma Alay Komutanlığında görev yaptığını belirten Tonçer, "Vali ve komutanlar, görücü usulüyle beni evlendirdiler. Eşya aldılar." dedi. JİTEM'de çalıştığı yolundaki iddiaları kabul etmediğini belirten Tonçer, "Ben JİTEM diye bir şey bilmiyorum. Jandarma istihbaratını biliyorum. Ona da 'JİT' derdik. Bu süre içerisinde bölgeyi çok iyi bildiğim için PKK'ya ait birçok eşya ve ecza depoları ile sığınak yok edildi." diye konuştu. KENDİSİNİ HAYRETTİN ERTEKİN İLE TANIŞTIRAN KOMUTANI DEŞİFRE ETMEDİ İki yıldan beri kendisine kuyumculuk mesleğini öğreten Hayrettin Ertekin'e minnettar olduğunu ifade eden Tonçer, kendisini Ertekin ile tanıştıran komutanın adını deşifre etmekten kaçındı; "Beni Hayrettin Ertekin ile tanıştıran çok sevip saydığım bir komutandır. Adını vermek istemiyorum." şeklinde konuştu. Hayrettin Ertekin'in büyük bir risk alarak kendisini himaye ettiğini ileri süren Tonçer, itirafçı olduktan sonra kendisine iş imkanı sağlamadığını öne sürdüğü devlete sitem etti. Tonçer, "Devlet bana iş imkanı sağlaması gerekirken Hayrettin Ertekin sağladı." dedi. Tonçer, savunmasında ifadeleriyle gündeme damgasını vuran ve yurt dışında yaşayan Abdulkadir Aygan ile ilgili dikkat çekici ifadeler kullandı. Abdulkadir Aygan'ın Avrupa'da PKK'nın elinde olduğunu iddia eden Tonçer, "Abdulkadir Aygan Avrupa'da PKK'nın kucağındadır. Ben niye gidemiyorum İsviçre'ye. 'Türk Silahlı Kuvvetleri şu şu noktalarda adam öldürdü' diyor. İsterse öyle demesin, kafasına sıkarlar. TSK benim canımdır, beni neden öldürmedi." diye konuştu. Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile görüştüğünü ileri süren Tonçer, "Hilmi Paşa o zaman bölgede görevliydi. Kendisine bölgede ne olup bittiğini sormuştum. O da 'Termal kamerayla bile görüntü alıyoruz; ama yukardan emir gelmediği için gidemiyoruz' demişti." iddiasında bulundu. CİHAN
<< Önceki Haber ETÖ sanığının şaşırtan kod adı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER