ETÖ soruşturması nasıl engellendi?

Önder Aytaç - Emre Uslu Taraf Gazetesindeki köşesinde gazete arşivlerinde kalan haberlerden yola çıkarak Ergenekon soruşturmasının nasıl engellediğini anlattı.

ETÖ soruşturması nasıl engellendi?

Güney dosyaİstihbarat Şube’yi dağıttırdı mı? Şimdilerde herkes, Tuncay Güney’in 2001 yılındaki itiraflarından sonra ETÖ konusunun neden kapatıldığını soruyor/tartışıyor. Bazıları, polisin bunu ciddiye almadığını, bu nedenle de soruşturmanın yapılmadığını iddia ederken, diğer bir kısım yazar ise, konunun altında bir bityeniği arıyor: Acaba İstanbul Emniyeti’nin bir ihmali mi söz konusu sorusunun yanıtını arıyor. Hatta dönemin konuya bakan savcısı bile; “Ben Emniyet’e incelensin diye yazdım ama bir sonuç çıkmadı” açıklamasında bulunuyor. Burada gerçekten de ilginç bir durumun olması lazım. Çünkü Güney’in itirafları karşısında dehşete düşüp konuyu savcının gündemine getiren de polisin ta kendisi. Bunu yapan polis neden soruşturmayı kapatmak istesin ki? Adil Serdar Saçan; ‘kendisinin dosyayı İstihbarat Şube’ye teslim ettiğini, ancak dosya kapatıldıysa bunu İstihbarat Şube’nin yapabileceğini’ ima ediyor. Oysa o dönemde medyada çıkanları derinlemesine incelediğimizde, Tuncay Güney’in gözaltına alınmasını müteakip İstanbul İstihbarat Şubesi ile ilgili bazı ilginç gelişmelerin olduğu gözlemleniyor. Bilindiği gibi, Güney 2001 yılı mart ayında İstanbul Emniyeti’nce gözaltına alındı. Daha sonra konu Organize Şube’ye intikal ediyor. Güney mahkemeye sevk edildikten sonra da, İstanbul Adliyesi’nden Emniyet’e yazı yazılarak, bu iddiaların incelenmesi isteniyor. Konu İstihbarat Şube’ye intikal ediyor. İstihbarat Şubesi konunun üzerine çalışmaya başlayınca da çok ama çok ilginç gelişmeler oluyor. Daha sonra Veli Küçük ve bir emniyet görevlisi ile birlikte güvenlik şirketi kuran dönemin İstanbul valisinin, İstihbarat tarafından telefonlarının dinlendiği iddiaları ortalıkta dolaşmaya başlıyor. Dönemin iktidarına çok yakın olan bu valiyi dinlemenin, mantıksız, gereksiz ve olanaksız olduğu bilindiği halde, İstihbarat Şube çalışanları hakkında –özellikle Ergenekon soruşturmasını etkisizleştirmek için- bu tip söylentiler çıkarılmış/yayılmış olabilir mi? Bu önemli soru yanıt bekliyor. Bu iddialar dönemin başbakanına yakın vali ile dönemin içişleri bakanına yakın emniyet müdürü arasında bir karşı karşıya gelmeye mi neden oldu acaba? Kendisi de İstihbarat kökenli olan dönemin emniyet müdürünün, o süreçte İstihbarat Şubesi’ni haksız iddialara karşı koruduğu da bilgilerimiz arasında. Dönemin emniyet müdürü görevden istifa edince, Ergenekon’u araştıran birim ve İstihbarat Şubesi’nin başındakiler de dağıtılıyor. Acaba bu dağıtılmaya neden, ETÖ soruşturması mıydı dersiniz? ‘Nitekim’ medyada çıkan bilgilerle araştırmaya devam edecek olursak, şimdilerde “Susurluk’u çözmemiz için kurumlardan gerekli desteği bulamadık” diyen o dönemin önemli ve meşhur siyasetçisinin; ‘o dönemde Emniyet’i ve özellikle de istihbarat birimlerini etkisiz hale getirmek için, bir takım girişimlerde bulunduğu’ da yazıyor o dönemin gazetelerinde. Eğer o dönemin aydınlatılmasını istiyorsak, o dönemde Ergenekon dosyasına bakan birim başta olmak üzere tüm İstihbarat Şubesi’nin pasif kılınması için, siyasi çabaların olup olmadığı da kesinlikle incelenmelidir, değil mi? Örneğin o dönemde İstanbul İstihbaratı’ndan sorumlu müdürler, neden, kim tarafından, nasıl, niçin ve hangi gerekçelerle İstanbul dışına gönderildiler? Özellikle Saadettin Tantan’ın içişleri bakanlığından alınması sonrasında göreve gelen, o dönemin etkili devlet adamına ve kardeşine yakın olan siyasilerin, İstihbarat Dairesi’ni ve buna bağlı İl İstihbarat Şube birimlerini hedef aldıkları, rutin işlemlerden başka hiç bir istihbarat faaliyetine karışmasını istemedikleri iddiaları acaba ne kadar doğru? Hatırlayınız lütfen, Saadettin Tantan’ın istifa sürecinde taaaaaa İstanbullardan Ankara’ya gelip, başbakanlığın önünden konuyu canlı yayınlarla aktaran dönemin kudretli gazetecisi bu gün neyle suçlanmakta? Kendisi de bu gün ETÖ üyeliğinden tutuklu bulunan o gazeteci için, bir içişleri bakanının istifa etmesi acaba neden bu kadar önemliydi? Güney’in iddialarının tümünün temelsiz olduğuna, hepsinin de bir şizofrenin uydurmaları olduğuna inanmayı ne kadar çok isterdik!.. Önder Aytaç & Emre Uslu - TARAF GAZETESİ
<< Önceki Haber ETÖ soruşturması nasıl engellendi? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER