Eski Başbakan Bülent Ecevit, bugün cezaevinden tahliye edilen Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesinde derin devlete vurgu yaptı. Ecevit, "Ortada hukuki bir aciplik var. Hukuk sistemiyle ilgili birtakım karışıklıklar var. Yüzeyde birşeyler görünmüyorsa, derinde birşeyler var demekti" diye konuştu. Mehmet Ali Ağca'nın Şartla Salıverme Yasası'ndan faydanarak tahliye olduğu yolundaki eleştiriler üzerine Eski Başbakan Bülent Ecevit ile eşi Rahşan Ecevit, eleştirilere sert cevap verdiler. Rahşan Ecevit, kendisinin hukukçu olmadığını, bu nedenle konuyla ilgili bilgileri dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ten aldığını belirterek, bir aftan yararlanan bir kimsenin ikinci bir aftan yararlanamsaycağını, bu nedenle Ağca'nın 2000 yılında çıkarılan aftan yararlanmasının mümkün olmadığını söyledi. Ağıca'nın 1991 yılında çıkarılan aftan yararlandığını, tahliyesinde 2000 yılında çıkarılan ve Rahşan Hanım Affı olarak bilinen affın bir ilgisinin olmadığını savunan Rahşan Ecevit, "Çıkmaması gerekiyordu. Yanlış bir uygulama olmuş, hoş karşılamıyorum" diye konuştu. Bir gazetecinin "O dönem istediğiniz af şimdi istemediğiniz bir noktaya geldi. Pişman mısınız?" diye sorması üzerine Rahşan Ecevit, "Hayır, pişmanlık yok. O afla 33 bin kişi dışarı çıktı. Bu tür aflardan sonra çıkanların yüzde 20'si tekrar cezaevine döner. Bu afta öyle birşey de olmadı. Çok küçük bir kısmı tekrar suç işledi ama 33 bin kişi topluma yeniden kazandırılmış oldu" şeklinde konuştu. Eski Başbakan Bülent Ecevit ise, 2000 yılında çıkarılan Şartla Salıverme Yasası'ndan Rahşan Hanım Affı diye bahsedilmesine isyan ettiğini söyledi. Cumhuriyet tarihinde 80 af yasası çıkarıldığını ancak bunların hiçbirinden 'Ahmet affı', 'Mehmet affı' veya 'Fatma affı' diye bahsedilmediğini hatırlatan Bülent Ecevit, Rahşan Ecevit'in o denem milletvekili olmadığını, herhangi bir etkinliğinin olmadığını kaydetti. Rahşan Ecevit'in ekmek çaldığı için mahkum olan bir mankum ve onunla aynı durumda olan kader mahkumları için af çıkarılmasını istediğini, diğer partilerin ve Meclis'in de buna sahip çıktığını dile getiren Bülent Ecevit, sözkonusu af için özellikle 'Rahşan Hanım Affı' tabirinin kullanılmasının, kendilerini ve partilerini yıpratmaya yönelik bir davranış olduğunu söyedi. Abdi İpekçi davasından kesinleşmiş mahkumiyeti olan Ağca'nın tahliyesini 'korkonç bir olay' diye niteleyen Ecevit, Ağca'nın bir dönem İstanbul gibi bir dünya kentinde, askeri cezaevinden kaçırıldığını ve kendisine yurt dışına çıkma imkanı verildiğini kaydetti. Ecevit, "Bu olay anlaşılır gibi değil. Hukuksal açıdan irdelenmesi lazım. Ben son zamanlharda 'derin devlet ' kavramını gündeme getirdi. Türkiye'de derin devlet maalesef hala var. Üstelik eskiye göre daha başıbozuk işleyen bir süreç. Şemdinli'de Hakkari'de Van'da bunu gördük. Bu olayda neler oluyor, neler dönüyor bilemiyorum" şeklinde konuştu. Abdi İpekçi'nin katılinin tahliye edilmesinin kendisini özellikle üzdüğünü dile getiren Ecevit, "Ortada hukuki bir aciplik var. Hukuk sistemiyle ilgili birtakım karışıklıklar var. Bu olay kolay kolay üzeri örtülemeyecek hale getirildi. Türkiye'de yeni girişimler, yeni tartışmalar var. Şemdinli'de Van'da yaşanan olaylar, bazı olumsuz gelişmelerin habercisiydi. Bunda da öyle bir durum var" diye konuştu. Bir gazetecinin, "Bahsettiğiniz acaipliklerin oluşmasında derin devletin bir rolü var mı?" diye sorması üzerine Ecevit, "Tabiki... Baktığımızda yüzeyde birşey görünmediğine göre, derinlerde bir şeyler var demektir. Kaygı verici bazı olaylar yenidern görülmeye başladı" dedi. Ecevit, derin devletin son zamanlarda yeniden canlandığını, bunun da devlet içindeki bazı hukuki kurumların işlemesine engel olduğunu savundu.