"Erdoğan tarafından bir anda İçişleri Bakanlığı'na getirilen Efkan Ala’nın Selam Tevhid Kudüs Ordusu örgütü ile alakası neydi?"
17-25 Aralık büyük yolsuzluk ve rüşvet adı altında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturmanın ardından yaşanan siyasi sarsıntının yeni bir boyut kazandırdığı kabine revizyonu çerçevesinde, bakanlık koltuğuna oturan isimler arasında en dikkat çeken isim Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala olmuştu.
O günlerde dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Devlette paralel yapı kurmak isteyenler, devletin kurumları içerisine sinenler, şunu bilesiniz ki; istediğiniz kadar oralara yerleşin. İninize gireceğiz ininize. Didik didik edeceğiz ve devletin içindeki bu örgütleri teşhir edeceğiz. Türkiye’yi karanlık örgütlerden kurtaracağız.” sözleri, “Erdoğan Cemaat’i Efkan Ala ile tasfiye edecek.” söylentilerine neden olmuş, Efkan Ala'nın İçişleri Bakanlığı'na parlamento dışından getirilmesinin bir dizi siyasi nedenleri olduğu iddia edilmişti.
ALA BÜYÜK TASFİYE OPERASYONUNA BAŞLADI
Erdoğan daha “Didik didik edeceğiz!” sözlerini bitirmeden devlet içerisinde onlarca kamu görevlisinin yeri değiştirilmişti. Efkan Ala’nın İçişleri’nin başına geçmesinin ardından, büyük bir tasfiye operasyonunun düğmesine de basıldı.
Efkan Ala, İçişleri Bakanı olmasına yönelik tüm bu söylentilerin kamuoyunu meşgul ettiği o dönemlerde, Kazım Karabekir Kapalı Spor Salonu’nda AKP’nin Erzurum belediye başkan adayları tanıtım toplantısında öyle bir konuşma yaptı ki; hakkında mevcut olan tüm bu iddiaları, adeta perçinledi.
ALA'NIN SELAM TEVHİD KUDÜS ORDUSU İLE NE ALAKASI NE?
Peki Erdoğan tarafından bir anda İçişleri Bakanlığı'na getirilen Efkan Ala’nın Selam Tevhid Kudüs Ordusu örgütü ile alakası neydi?
Karşı gazete'den Emre Erçiş'n haberine göre; İran, saha ajanlarını kullanarak devletin mahremine rahatlıkla girebildiği gibi, İslamcı maskeli etki ajanlarını da aktif şekilde kullanıyordu.
Selam Tevhid Kudüs Ordusu örgütünün kilit isimlerinden ve İran ajanı olduğu iddia edilen Hüseyin Avni Yazıcıoğlu’nu bu sahada kullandıkları gibi, İran Devrim Muhafızları Kudüs Ordusu sorumlusu Naser Ghafari’nin, siyasal İslam sahasında kullandığı başka birçok etki ajanı olduğu öne sürüldü.
90’lı yıllarda Uğur Mumcu gibi birçok aydını katleden bu örgüt, İran ile dirsek temasında olan birçok siyasal İslamcı yazarlardan etkilenmiştir. Bu teorisyen ve yazarlardan birisi de 30 yılı aşkın süredir İran ile gizli bağlantılarını sürdürdüğü iddia edilen Burhan Kavuncu'dur. Söz konusu bu iddialara göre Kavuncu, halen İran Devrim Muhafızları Ordusu sorumlusu Naser Ghafari tarafından kullanılan eski ajanlarından birisi.
Burhan Kavuncu hakkında bu iddiaların dayanağı ise, yine 2011/762 nolu soruşturma dosyasına giren ve Naser Gfahari ile Kavuncu arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmeleridir.
1 Şubat 2013 tarihinde şahıslar arasında yapılan bir görüşme, soruşturma dosyasına şu şekilde geçmiştir.
2011/762 nolu soruşturma kapsamında polis tarafından gerçekleştirilen fiziki takip görüntüleri..
B.KAVUNCU: Geldiniz mi neredesiniz?
N.GFAHARİ: Evet, evet, ben telefon kabinindeyim.
B.KAVUNCU: Ha, bakıyorum burada telefon kabini nerede var?
N.GHFARİ: Gördünüz mü, hangi taraftasın?
B.KAVUNCU: Ben gemilerin, yolcuların çıktığı kapıdayım.
N.GHAFARİ: Şey, burada taksi durağı var, telefon kabinleri var. Ben şu anda konuşuyorum, buradayım.
B.KAVUNCU: Bir dakika, kapatmayın.
N.GHAFARİ: Tamam, kapatmıyorum.
B.KAVUNCU: Taksi durağının oraya şimdi geldim. Burada telefon kabini yok, burada ama şey mi?
N.GHAFARİ: Bu şey, burada yemek satılıyor, telefon kabinleri soruyor, onlar gösteriyor.
B.KAVUNCU: Ha ,tamam, tamam, gördüm.”
Burhan Kavuncu ile İran Devrim Muhafızları Kudüs Ordusu sorumlusu Naser Ghafari arasındaki bağlantıyı tespit eden emniyet güçleri, teknik ve fiziki takiplerini sıklaştırır ve şahısların sıklıkla bir araya geldiklerini tespit eder.
26 Mayıs 2013 tarihinde Naser Ghafari, Ankara’dan 0312 488 06 XX numaralı ankesörlü telefondan Burhan Kavuncu’yu arar. Bu görüşme ise kayıtlara şu şekilde geçti :
N.GHAFARİ: E şey, İstanbul'da mısın?
B.KAVUNCU: Evet, İstanbul'dayım.
N.GHAFARİ: İnşallah, ömrüm var ise, yarın müsait misin? Görüşeceğiz.
B.KAVUNCU: Evet, sadece yarın müsait olabilirim. Çünkü ondan sonra İstanbul dışına gideceğim.
N.GHAFARİ: Hee şey, kardeşim bu Ahmet’in numarası sizde var mı?
B.KAVUNCU: Kimin numarası?
N.GHAFARİ: Ahmet, Ahmet.
B.KAVUNCU: Ahmet’in mi?
N.GHAFARİ: Önceden onu sordum, siz diyordunuz Bursa'dadır falan.
B.KAVUNCU: Haa evet, onun numarası yok bende.
N.GHAFARİ: Onu bana bulabilir misin lütfen?
B.KAVUNCU: Araştırabilirim yani.
N.GHAFARİ: Teşekkür ederim.
B.KAVUNCU: Yarın ne zaman geleceksiniz?
N.GHAFARİ: Yarın ben saat 10’dan sonra sizi arayacağım.
B.KAVUNCU: Tamam, olur inşallah.”
SADECE BÜROKRASİ DEĞİL KİŞİŞEL AYAKÇILIKDA YAPIYOR
İran Devrim Muhafızları Kudüs Ordusu sorumlularından Naser Ghafari’nin etki ajanı olarak kullandığı öne sürülen Burhan Kavuncu’nun, son 10 yılın devlet bürokrasisini şekillendirdiği iddia edilen Efkan Ala üzerinde büyük bir etkisi olduğu ise, bir başka iddia konusu olarak tazeliğini korumakta.
Etki ajanı olarak takibe alınan Burhan Kavuncu'nun, bürokrasiyi şekillendirdiği iddia edilen Efkan Ala’yı sadece espiyonaj çalışmalarına yönelik değil, kendi kişisel işleri için de kullandığı öne sürüldü.
Burhan Kavuncu’nun damadı ve aynı zamanda İran ajanlarının bazı devlet kademelerinde kadrolaşmasını organize ettiği iddia edilen Furkan Torlak işsiz kalınca, Efkan Ala tarafından Başbakanlık Müşaviri olarak işe alındı.
Yani iddiaya göre Efkan Ala, Burhan Kavuncu’nun ricasını kıramadı.
2011/762 nolu soruşturma dosyasındaki dinleme kaydına göre, Burhan Kavuncu, damadı Furkan Torlak için 4 Ocak 2013 tarihinde Efkan Ala’yı arıyor ve rahat bir tavırla şunları söylüyor :
B.KAVUNCU: Bizim Furkan’ın şeyi varmış galiba, Başbakanlık Danışmanlığı için, Sayın Başbakan talimat vermiş.
EFGAN ALA: Ha tamam, doğru, onu yaptık galiba.
B.KAVUNCU: Öyle mi, evrakları güvenlik soruşturmasındaymış hala...
EFGAN ALA: Valla... İşte biz, yani onlar önemli şeyler değil de, onları hemen yaptırırız yani problem değil.
B.KAVUNCU: Ha o da...
EFGAN ALA: Biliyorum, ben takip ediyorum yani mevzuyu.
B.KAVUNCU: Tamam, iki-üç aydır işsiz de, o da merak ediyor ne oldu diye.
EFGAN ALA: Tamam, yoo, yoo, hemen hızlandırırız gidince, ben öyle bi şey talimat verdim...
B.KAVUNCU: Tamam tamam. Peki çok teşekkür ediyorum.
EFGAN ALA: Tamam, görüşürüz.
B.KAVUNCU: Hadi Allah'a emanet.”
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında ortaya atılan iddialardan sonra, İçişleri Bakanı Efkan Ala da zincirin bir halkası olarak yerini aldı.
İnsan ister istemez soruyor, koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İçişleri Bakanı, İran Devrim Muhafızları Kudüs Ordusu sorumlusu ile sürekli irtibat halinde olan bir şahısla neden bu kadar samimi olur?
Ve yine akla şu soru geliyor
Eğer bu iddialar doğru ise, devleti adeta aile şirketi olarak kullanan Efkan Ala ve Burhan Kavuncu ortaklığı, Suriye’de Şiilik üzerine eğitim aldığı iddia edilen Furkan Torlak ve ekibine hangi misyonu yükledi?
Yoksa koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti İçişleri Bakanı Efkan Ala, bu şahıslar hakkında bilgilendirilmiyor ve her şeyden habersiz bir şekilde mi bu kişilerle diyalog kuruyordu?
KARŞIGAZETE.COM