Ege’de Yunanistan’ın Santoni adasının volkanik özelliklerinin tsunami yapabileceğini belirten Yalçıner, şöyle konuştu:

“Akdeniz’in Doğu baseni, güneybatı kıyılarımız fay zonunun bulunduğu bölgelerdir. Bunlar içinde Girit’ten Rodos’a uzanıp Anadolu’ya Dalaman’dan giren ve bir kolu da Kıbrıs’a uzanan bir fay zonu vardır. Bunun dışında Ege’de Yunanistan’ın Santorini Adası ve onun volkanik özellikleri tsunami oluşturabilir. 1956 bunun son örneklerinden birisi. Tarihte 365 yılındaki tsunami Doğu Akdeniz’de önemli zararlar vermiştir. Muğla kıyıları için körfezlerin her birisi tsunami için enerjinin odaklanması ve kıyılarda büyük dalgalanma oluşturması ihtimali taşır. Tarihte de bunlar olmuştur ve izlerini bazı bölgelerimizde bulduk."

Deprem olduktan sonra tsunami oluşursa Muğla kıyılarına 10 dakika içinde geleceğini bilmek gerektiğini anlatan Yalçıner, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Ege’de, örneğin Kuşadası veya güneyindeki kısımlara daha yakın zamanda ve daha kısa sürede gelebilir. Bunun dışında 3 metreye kadar varan yükselme beklenebilir. Bunları tarihteki tsunaminin izlerinden bulmuş durumdayız. Tsunami yaz aylarında olursa ki, yaz aylarında kıyılar çok yoğun biçimde kullanılmaktadır. Hele gündüz olursa daha çok yoğundur. Bu konuda yapmamız gereken şudur. Depremden sonra denizde bir çekilme, anormal bir biçimde dalga ilerlemesi veya gerilemesi gibi bir olay gözlemlenebilir. Bu durumda kıyıdan en uzağa gitmek lazım. Eğer denizdeyseniz, teknenizi 50 metre, 100 metre derinlikteki bir alana uzaklaştırmalısınız. Tsunami durumunda özellikle Muğla kıyılarında küçük tekne barınaklarından, limanlarda çalkantı ve şiddetli akıntı oluşturacağı için hasar olacaktır. Tsunami dalgasının adı zaten liman dalgası olduğu için limanlarda mutlaka az da olsa rahatsızlık verir. Yüzer dalgakıranlar, gelen dalgalar uzun dönemli bir dalga olduğu için tsunamiyi önleyemez. Ancak taş dolgu dalgakıranlar tsunamiden etkilenmez ve büyük olmadığı durumlarda önleyebilir. Tsunami sonrası 5-6 saat daha riski devam edebilir.”

İHA