Ek liste hazırlanarak kanun çiğnendi

HSYK Kanunu'nun 19., Hâkimler ve Cumhuriyet Savcıları Hakkında Uygulanacak Atama ve Nakil Yönetmeliği'nin 24. maddelerine göre, taslak hazırlama yetkisi 'Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'ne aittir. Ali Suat Ertosun tarafından hazırlanan taslak liste kanuna aykırıdır.

Ek liste hazırlanarak kanun çiğnendi

Son bir hafta içerisinde yaşanan tartışmaların odağında, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yaklaşık 1400 hâkim ve savcıyı ilgilendiren yaz kararnamesini bir türlü çıkaramaması yer almaktadır. Bu yoğun tartışmaların esas sebebini, HSYK'da bazı üyelerin, Adalet Bakanlığı Özlük İşleri Genel Müdürlüğü tarafından HSYK'na sunulan atama ve nakil listesini delerek yeni alternatif bir liste oluşturma çabası teşkil etmektedir. HSYK bünyesinde gerçekleştirilen bu listeye ek liste oluşturma çabaları, hem bu kurum açısından ciddi güven aşınımına sebep olmakta, hem de bu çabalar ciddi manada hukuksuzluklar içermektedir. 2461 Sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu'nun 1. maddesine göre, HSYK, hâkim ve savcıların -atama ve nakiller de dâhil olmak üzere- özlük işlerine yönelik işlemleri “mahkemelerin bağımsızlığı ile hâkimlik ve savcılık teminatı” esaslarına göre düzenler. Bu vesileyle HSYK, hâkim ve Cumhuriyet savcılarının atama ve yer değiştirmeleri konularında sınırsız bir yetkiye sahip değildir. Bu konuya ilişkin usuli ilkeler HSYK Kanunu ve Hâkimler ve Cumhuriyet Savcıları Hakkında Uygulanacak Atama ve Nakil Yönetmeliği'nde düzenlenmiştir. HSYK'nun bu usullere aykırı işlemleri, hem hukuka aykırı olacak, hem de hâkim ve savcı teminatını ihlal edecektir. HSYK'nun çalışma düzeni ile hâkim ve Cumhuriyet savcılarının atama ve nakillerine ilişkin usuli ilkeleri şu şekilde sıralayabiliriz. HSYK, son günlerde sürekli toplanmaktadır. Toplantının konusu ve amacı, hâkim ve Cumhuriyet savcılarına ilişkin 2009 yılı yaz kararnamesini görüşerek karara bağlamaktır. HSYK Kanunu'nun 10. maddesine göre, HSYK, Başkanın, onun yokluğunda Başkanvekilinin daveti üzerine, üye tamsayısı ile toplanır. Oysa bu toplantılarda bu kurala uyulmamaktadır. ERTOSUN'UN TASLAĞI HUKUKSUZ HSYK Kanunu'nun 19., Hâkimler ve Cumhuriyet Savcıları Hakkında Uygulanacak Atama ve Nakil Yönetmeliği'nin 24. maddelerine göre, “Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü, ilgililerin isteklerini, sicillerini ve tespit edilmiş sair hallerini, hizmetin icap ve ihtiyacı ile birlikte inceleyerek Kanuna, Atama ve Nakil Yönetmeliğine göre her yılda en az iki defa hazırlayacağı 'KARARNAME TASLAĞINI' HSYK'na sunar”. Bu hükümlere göre, HSYK'na atama ve kararname taslağı sunma yetkisi sadece Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'ne ait bulunmaktadır. Oysa son atama ve nakil kararnamesine ilişkin Kurul çalışmalarında, Kurul içerisinde Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü tarafında kanuna uygun bir şekilde sunulan asıl taslağa ilave olarak yeni bir alternatif taslak sunulmak istenmektedir. Bu usul kanunda öngörülmediği için tamamen kanuna aykırıdır. 15 HAZİRAN'DA BİTMELİYDİ Esasen bu kararnamenin 2009 Haziranı'nın 15'ne kadar tamamlanması kanuni bir zorunluluktur. Çünkü HSYK Kanunu'nun 19. maddesine göre, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü tarafından HSYK'na sunulan atama ve nakil taslağının, Kurul tarafından en geç bir ay içinde incelenip karara bağlanıp Adalet Bakanlığı'na tevdi edilmesi gerekmektedir. Bu süre 15 Haziran'da dolduğu halde, hâlâ HSYK çalışmalarını tamamlamamıştır. Bu durumda, kararnamenin tamamlanması konusundaki 1 aylık süre emredici nitelikte olduğu için, artık bu işlemin hukuken geçerliği tartışmalı hale gelmiş bulunmaktadır. GÖREV SÜRESİ DOLMADAN YER DEĞİŞTİRİLEMEZ HSYK bünyesinde hazırlanan alternatif taslak ile amaçlanan, Ergenekon ve KCK yapılanmalarını ve faili meçhul cinayetleri soruşturan hâkim ve savcıların görev yerlerinin değiştirilmesidir. Şimdi hâkim ve savcılar, gittikleri yerlerde rast gele görev yapamazlar. Bunların görev süreleri kanun ve yönetmeliklerle açıkça belirlenmiştir. Atama ve Nakil Yönetmeliği'nin 3. maddesine göre, bu Yönetmelikteki istisnai hükümler dışında, en az hizmet süresi beşinci bölgede 2, dördüncü ve üçüncü bölgelerde 3, ikinci bölgede 5, birinci bölgede 7 yıldır. Bu durumda, alternatif taslak ile yerleri değiştirilmek istenen hâkim ve Cumhuriyet savcılarının şu an görev yaptıkları yer birinci bölgedir. Peki, bu süre dolmaksızın görev yerleri değiştirilebilir mi? Cevap: Hayırdır. Atama ve Nakil Yönetmeliği'nin 4. maddesine göre, “bu Yönetmelikteki istisnalar dışında, en az hizmet süresini doldurmayan hâkim ve Cumhuriyet savcıları atanmalarını istemeyecekleri gibi; re'sen de atanamazlar”. Bu durumda, söz konusu hâkim ve Cumhuriyet savcıları, 7 yıllık görev süreleri dolmadıkça, gerek kendilerinin isteği üzerine, gerekse HSYK tarafından re'sen görev yerleri değiştirilemez. Bu yöndeki bir çaba Kanun ve yönetmeliğe açıkça aykırılık teşkil eder. Peki, Yönetmelikte öngörülen istisnai haller hangisidir? Bu konu Atama ve Nakil Yönetmeliği'nin 4/5. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre “Bölgelerde başarısızlığı ve görev gereklerine uyumsuzluğu belgelerle tespit edilenler o bölgedeki görev süresini doldurup doldurmadıklarına ve meslek kıdemine bakılmaksızın hizmetinden yararlanılabilecek diğer bir bölgeye, bulunduğu bölge seviyesinde bir yere veya daha alt bölgelere atanabilirler”. Şimdi bütün bunların olabilmesi için söz konusu durumun belgelerle sabit olması gerekmektedir. YAPILMAK İSTENEN YER DEĞİŞTİRME CEZASI VERMEKTİR Hâkim ve Cumhuriyet savcılarının görev yerlerinin en az görev süresi dolmadan değiştirilmesini öngören bir diğer istisnai hal ise disiplin soruşturması neticesinde verilen “yer değiştirme cezası”dır. Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 68. maddesinde öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde yapılacak bir disiplin soruşturması neticesinde verilecek yer değiştirme cezası ile hâkim ve Cumhuriyet savcılarının yerleri değiştirilebilir. HSYK içerisinde oluşturulan alternatif taslak kapsamında yerleri değiştirilmek istenen hâkim ve Cumhuriyet savcıları hakkında ortaya konulmuş bu manada bir belgeleme söz konusu olmadığı gibi, haklarında açılan bir disiplin soruşturması ve bunun neticesinde verilen bir yer değiştirme cezası da mevcut değildir. Şimdi böylesine bir belgeleme ve ceza olmadığı halde bunların görev yerlerinin değiştirilmesi tamamen keyfilik arz etmektedir. Bunun anlamı, “bu hâkim ve Cumhuriyet savcıları, en az görev süresi olan 7 yılı doldurmadıkları ve Yönetmelikte öngörülen istisnai haller de gerçekleşmediği halde görev yerlerinin değiştirilmesidir”. Bu, bir nevi cezalandırılma anlamına gelmektedir. Oysa hâkim ve savcı teminatı, hâkim ve Cumhuriyet savcılarının kanun ve yönetmeliklerde öngörülen şartlar gerçekleşmedikçe, onların özlük haklarının korunmasını zorunlu kılmaktadır. Burada ise keyfi bir şekilde onların özlük haklarına dokunularak görev yerleri değiştirilmek istenmektedir. Bu, bir nevi disiplin soruşturması açılmaksızın ve ilgili hâkim ve Cumhuriyet savcılarının savunmaları alınmaksızın “yer değiştirme cezasına” çarptırılmaları anlamına gelmektedir ki, bu durum, hâkim ve savcı teminatının yok edilmesi anlamına gelmektedir. Burada bütün bu kanunsuzluklara rağmen HSYK içerisinde bazı üyelerin alternatif taslak istikametinde bir atama ve nakil işleminin yapılması yönünde ısrarcı olması, bu kurum merkezli olarak ciddi tartışmaları gündeme getirmektedir. Buradaki dava ve soruşturmaların konusu basit kız kaçırma ya da adi hırsızlık suçu değil, Türkiye'nin yakın geçmişinde yaşandığı iddia edilen en karanlık işleri gün yüzüne çıkarmaya çalışan bir yargılama ve soruşturmadır. Şimdi bir yandan bütün bu karanlık ilişkiler manzumesi suçları soruşturan, gün yüzüne çıkarmaya çalışan hâkim ve savcılar yer almakta, diğer tarafta hiçbir meşru sebep yok iken bunların yerlerini değiştirmeye çalışan HSYK üyeleri yer almaktadır. REFORM KAÇINILMAZ Bu çaba, söz konusu soruşturmaların sonlandırılmasını önlemeye yönelik şüpheleri depreştirmektedir. Bunu yaparken hâkim ve savcı teminatının bertaraf edilmesi ve bu yolla oluşturulan psikolojik baskı neticesinde yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılmış olması, HSYK üzerindeki tartışmaları daha da derinleştirmektedir. Bu durumda, kanuni bir zorunluluk olarak yargı bağımsızlığı ve hâkim ve savcı teminatı esaslarına göre hareket etmesi gereken HSYK, son çabası ile bu yasal amacının dışına çıkmış olmaktadır. Genellikle şu düşünce hararetle savunulur: “Yargı bağımsızlığı ve hâkim ve savcı teminatının bir gereği olarak siyasetin elinin yargı üzerinden uzak tutulması gereklidir”. Bizde son vakada bu yaygın düşüncenin tam aksi istikamette gelişmeler yaşanmakta; bizzat siyasi kimliği de olan Adalet Bakanlığı, yargı bağımsızlığı ve hâkim ve savcı teminatının sağlanması için HSYK'ya karşı mücadele vermektedir. Anayasal olarak HSYK'nın yapması gerekeni, Adalet Bakanlığı, HSYK'ya karşı yapmaya çalışmaktadır. Bunun dünyada bir emsali yoktur. Peki, bütün bunların neticesinde neler olmaktadır? Cevap: Başta HSYK olmak üzere yargı kurumu zarar görmektedir. Artık bu kurumun bizzat kendisi tartışmanın konusunu oluşturmaktadır. İnsanlar “bu kuruma ne ihtiyaç var ki; ya da bizzat yargıya zarar veren bu kurumun kaldırılması daha hayırlı olacaktır” noktasına gelmektedir. Bütün bu tartışmalara son vermenin yolu, öncelikle bu kurumun reforme edilmesidir. Aksi takdirde, Türk yargısı değer aşınımından kurtulamayacak, her gün biraz daha irtifa kaydetmeye devam edecektir. ADNAN KÜÇÜK- YENİ ŞAFAK
<< Önceki Haber Ek liste hazırlanarak kanun çiğnendi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER