Tüketiciler Birliği etiket' title='Konya haberleri'>Konya Şube Başkanı Mustafa
Dinç, gramıyla ve fiyatıyla insan sağlığını tehdit eden ekmeğin, artık '
domuz' katkısı ile insan inancını da tehdit etmeye başladığını söyledi.
Dinç, "Bu yüzden Tüketiciler Birliği yönetimi olarak biz piyasada satılan ekmekleri almıyor ve yemiyoruz" dedi. Ekmeğe katılan katkı maddelerini değerlendiren Tüketiciler Birliği Konya Şube Başkanı
Mustafa Dinç, "Konyalı tüketicinin sağlığı ve geleceği bazı kimselerin siyasi emellerine, kaprislerine ve fırıncıların tamahkarlıklarına alet edilmiştir. Gelinen bu noktada ekmeği artık gramıyla ya da fiyatıyla konuşmanın bir önemi kalmamıştır. Üretici 5
kuruş fazla kazanmak için siyasetçisi ise
ucuz ekmek diyebilmek için Konyalıya 'domuz' katkılı ekmek yedirmektedirler" dedi.
Mustafa Dinç, ekmeğin un, su, tuz ve mayadan elde edilmesi gereken bir temel
besin maddesi olduğunu belirterek, bundan 15-20 yıl önce Konya'da ekmeğin 500 gram olarak satıldığını, bu rakamın 150 grama kadar düşürüldüğünü aktardı. Dinç, Türkiye'de
buğday üretiminin artmasına ve fiyatının düşmesine karşın ekmekte sürekli
maliyet artışı olduğuna dikkat çekti.
Dinç, şöyle dedi: "
Ekmek de kapitalistleşmenin, liberalleşmenin ve sömürge düzeninin kurbanı oldu. Batı endüstrisinin dayattığı insan sağlığı ile inancına aykırı modeller, insan ruhu gibi ekmeği de bozdu. ınsan bozulunca ekmeğin bozulması ya da ekmek bozulunca insanın bozulması da denilebilecek bir süreç yaşandı. ıslam inancında ve geleneklerimizde ekmek ayrı bir öneme sahiptir. Son 20 yıla kadar yolda bir ekmek kırıntısı gören kişi Peygamberi bir gelenekle onu alır öper temizler yenilebilecek durumda ise yer ya da kuşlara ikram ederdi. Ama şimdi çöplüklerimizden tonlarla ekmek toplar hale geldik. 'ısraf haramdır' anlayışından israfçı bir
topluma dönüştük."
EKMEKTE DOMUZ KATKISI VAR
Dünya
Sağlık Örgütü verilerine göre, en çok ekmek tüketen halkın Türk halkı olduğunu belirten Dinç, bunun yanında dünyanın en sağlıksız ve kalitesiz ekmeğini de Türk halkının tükettiğine işaret etti. Dinç, Tüketiciler Birliği olarak 2004 yılından bu yana ekmekle ilgili birçok mücadelenin içinde yer aldıklarını, önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi. "Gördük ki ekmek, ekmek olmaktan çıkmıştır. Ekmek, katkı maddecilerinin insan sağlığını ve inancını tehdit ettiği bir
zehir topuna dönüşmüştür. Ekmeği sadece fiyatıyla gündeme getirenler,
seçim kaygısı, pazarlama kaygısı gibi ahlaki olmayan kaygılar insan sağlığının, toplum sağlığının önüne geçmiştir. Dindar olduğunu iddia edenlerin bile aldırış etmediği bir aymazlıkla karşı karşıyayız" diyen Dinç, bugüne kadar geri adım atılır düşüncesi ile temkinli olarak tüketicileri bilgilendirdikleri ekmekte maalesef domuz katkısı olduğunu ifade etti. Bu yüzden Tüketiciler Birliği yönetimi olarak piyasada satılan ekmekleri almadıklarını ve yemediklerini belirten Dinç, şöyle devam etti:
SAĞLIKLI VE GÜVENİLİR BELGE VERİLMELİ
"Çünkü biz içinde domuz ya da benzer yenmesi sakıncalı hayvanlardan elde edildiği bilinen, E472e olarak kodlanan Mono ve Digliserid Diasetil Tartarik
Asit Esterleri'nin bulunduğu bir ekmeği yememiz mümkün değildir. Bu büyük oranda hayvansal menşeili olup yağı bol olan domuzdan elde edilme ihtimali kuvvetle muhtemeldir. Bu madde ile ilgili tüm üreticiler kendi ürünlerinin domuzdan mamul olmadığını sözle ifade etmekte ancak 'sağlıklı ve güvenilir
belge' sunmakta zorlanmaktadırlar. Ekmeğin 150 gram olarak üretilebilmesi için katkı kullanmak zorunda olduklarını söyleyen fırıncılar ekmeğin 300 grama çıkarılmasıyla katkı kullanmaya gerek kalmayacağını açıklamalarına rağmen yine bildiklerini okuyup 150 gram ekmeğe zam katkıya devam mantığı ile tüketicinin karşına çıkmışlardır. Ekmek Tebliği'ne göre ekmeğin üzerinde etiket olmalı ve ekmek poşetle satılmalıdır. Ekmeğe domuz vb. ürünlerden elde edilen katkılarında etiketine yazılması etiket tebliğine göre zorunluluktur. Ancak bütün bunların hiçbiri yapılmamaktadır.
Tarım ıl Müdürlüğü yasal denetim görevlerini yapmayarak suç işlemektedir. Yetkililer haklarında derhal suç duyurusunda bulunacağız."
CİHAN