Sevgili okuyucularım, olaylar adım adım gelişti ve sonunda amaçlarına ulaştılar! Meclis’e dün itibariyle dört adet sıkmabaş kelle soktular. Alınlarında bant bile vardı, bol makyajın üzerinde çok yakışmıştı!
Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Plan ayrıntılı olarak kurulmuş, dantel gibi örülmüştü. Önce sıkmabaşı kamuda serbest bıraktılar. Sonra işin Meclis’e geleceği zaten belliydi.
Herkes örtünür de Tayyip’in kadın milletvekilleri örtünmez mi!
Bunlar bu bez parçasına “Başörtüsü” diyorlar ve dinimizin gereği olduğunu iddia ediyorlar.
Dinimizin neresinde, Kur’anı Kerim’in hangi ayetinde “Ey kadınlar, sakın ola ki saç kıllarınızı göstermeyin, saçlarınızı gizleyin” diye bir hüküm olduğunu açıklamaları bir türlü mümkün olmuyor.
Kur’an’da saç kılları gizlenecek ve hiç kimseye gösterilmeyecek diye bir hüküm yok.
Başörtüsü farklıdır, Anadolu ve Türk kadınının geleneğidir. Orada saçları gizleme diye bir husus asla ve kesinlikle yoktur. Bunların bugün açtığı yol, kadınlarımızı adına sıkmabaş denilen bir üniformaya sokmaktır.
* * *
Dün dört adet AKP’li kadın milletvekili Meclis’e üniformalarıyla geldiler. O kadınların isimlerini Meclis çalışmalarında bugüne kadar hiç duymamıştık. Kendilerini belki seçmenleri bile tanımıyordu.
İsimleri parti yönetimi tarafından listeye konulmuş ve seçilip gelmişlerdi.
Bazılarını kendi milletvekilleri ve bakanları sadece şahsen tanıyordu.
Maaşlarını düzenli olarak alıyorlardı da, Meclis çalışmalarında yoklardı!
Oylamalarda kaldır elini deyince kaldırıyor, kaldırma deyince kaldırmıyorlardı.
Ancak Tayyip’ten gelen emir önemliydi:
“Türbanı kamuda serbest bıraktık. Şimdi sıra Meclis’e geldi. Söyleyin onlara, isteyen artık örtünmeye başlasın… Ve şovumuz bu kez Meclis çatısı altında devam etsin!”
Programın ayrıntıları belirlendi. İlk aşamada bunlar Kurban Bayramı’nda önce hacı oldu… İkinci aşamada ise “Hacı olduk, o yüzden örtünüyoruz” gerekçesi piyasaya sürülecekti. (Hacca kendi paralarıyla mı, yoksa hacı Abdullah gibi hırsız Suudi Arabistan Kralı’nın davetlisi olarak mı gittiklerini doğrusu bilemiyorum…)
Ve üçüncü aşamada bunlar birdenbire hidayete erip örtünmeye karar verdiler! Hele içlerinden biri hacca ikinci kez gitmişti. İlk gidişi sonrasında örtünmemişti ama şimdi emir vardı, örtünmesi gerekiyordu…
Ve örtündüler!
Düne kadar açık geziyorlardı. Demek ki Allah onlara açık oldukları (!) için günah yazmaktaydı. Şimdi hatalarından dönmüş oldular!
Boyalı saçları, suratlarında pudra, dudaklarında ruj, gözlerinde rimel ve epeyce güzelleşmiş olarak dün topluca Meclis’e şeref verdiler…
Ve Tayyip’in emriyle hidayete erdiklerini kanıtlayıp bütün günahlarından arınmış oldular!
Allah kabul etsin. Amiiin!..
Tayyip de onlara arka çıktı:
“Örtünmek dinimizin emridir!”
* * *
Oynanan şu siyasi oyunu artık herkesin, ama özellikle de kadınlarımızın çok iyi görmesi ve anlaması gerekir.
Bunlar kadınlarımızı ve genç kızlarımızı, kendi emirlerindeki robotlar olarak görüyorlar.
Onları siyasette oyuncak, figüran, emir kulu olarak kullanıyorlar.
Bu baskıyı kendi kadın milletvekilleri üzerinde bile uygulamaktan utanmıyorlar.
Emirle örtüyorlar.
“Biz ne zaman istersek o zaman örtünmek zorundasın” diyorlar.
* * *
Piyasaya ve seçim meydanlarına çıkıp kendi deyişleriyle “Başörtüsünü” (yani sıkmabaşı) nasıl büyük bir atılımla Meclis’e bile soktuklarını ballandıra ballandıra anlatacaklar.
Ey kutsal dinimiz görüyor musun, seni kendi siyasal ve parasal çıkarları uğruna ne durumlara düşürdüler… Seni bir karışlık bez parçasına indirgediler…