Hukuksal olarak
Başbakan'ın sözlerine hiçbir şekilde değer vermediklerini belirten
Eminağaoğlu, "Başbakan'ın söylediklerini bir hukuk devletinde yaşama geçirme şansı yoktur" dedi.
12
Eylül 2010 tarihindeki
referandumda "hayır" oyu vermek için mitingler düzenleyen muhalefet, şimdi de il il dolaşarak bu konuda konferanslar veriyor.
Eskişehir'de geçtiğimiz günlerde Atatürkçü Düşünce Derneğinin konferansında bir araya
CHP'li
Süheyl Batum, MHP'li
Oktay Vural ve DP'li
Ufuk Söylemez'in ardından muhalefet şimdi de İşçi Partisi'nin organizesinde "hayır" oyu için bir araya geldi.
CHP Eskişehir
Milletvekili Tayfun İçli,
YARSAV Kurucu Başkanı
Ömer Faruk Eminağaoğlu ve
Cumhuriyetçi Kadınlar Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan, İşçi Parti'sine bağlı
Ulusal Güçbirliği oluşumunun organizesinde, "
12 Eylül'de neden hayır" konulu konferansa katıldı.
Taşbaşı
Kültür Merkezinde düzenlenen konferansta konuşmacılar, dinleyicilere referandum da 'hayır' oyu vermelerini istedi.
Konferans öncesinde gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Eminağağoğlu, Başbakan Erdoğan'a yönelik eleştirilerini sürdürdü.
Başbakanın yaptığı açıklamaların örneğini
Türkiye Cumhuriyeti'nin 30 yıl önce 12 Eylül döneminde yaşadığını ifade eden Eminağaoğlu, "Bugün 12 Eylül izlerinin silindiği söylemin kullanıldığı bir dönemde aynı söylemlerle ve 12 Eylül'ün yöntemleriyle YARSAV'a yönelinmesi ve suçlanmak istenmesini bir 12 Eylül süreci, bir
sivil darbe süreci olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Hukuksal olarak Başbakan'ın sözlerine hiçbir şekilde değer vermiyoruz. Başbakan'ın söylediklerinin bir hukuk devletinde yaşama geçirme şansı yoktur." diye konuştu.
"HUKUK HERKES İÇİNDİR' SÖYLEMİNDEN NEDEN RAHATSIZ OLUNUR?"
YARSAV'ın hukukun üstünlüğü için tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi
yargıç ve savcılara yönelik sivil, serbest iradeyle görev yapan bir mesleki
örgüt olduğunu anlatan Eminağaoğlu, "YARSAV bu şekildeki varlığını da sürdürecektir. YARSAV hem dünya, hem
Avrupa Yargıçlar Birliği Türkiye temsilcisidir. Yargıçların mesleki sorunları, hukukun üstünlüğü için çok önemli çalışmalar yapmıştır. Sadece (hukuk herkes içindir) söylemiyle hukuku
rehber alarak, hukukun üstünlüğüne amaç edinerek, aynı kararlılıkla hiçbir şekilde geri adım atmayarak çalışmalarını sürdürecektir. Süreç getirilen anayasa değişikliğiyle yargının dipçik olarak kullanılmak istendiği bir sivil darbe sürecidir." ifadelerini kullandı.
YARSAV'ın 'hukuk herkes içindir' söylemiyle hareket ettiğini işaret eden Eminağaoğlu, "bu söylemden neden rahatsız olunur? Eğer YARSAV'ın söylemini kullanan başka
siyasi partiler varsa, bu YARSAV'ın siyasallaştığı anlamında değildir. Bu belli noktalarda, belli konularda, hukukun üstünlüğü ortak paydasında buluşmayı göstermektedir. Sayın Başbakan
terör örgütleriyle YARSAV'ın adını anmıştır. Bu konudaki gerekli hukuksal haklarımızı kullanacağımızı belirtmiştik" şeklinde konuştu.
YENİ ANAYASA PAKETİNE DARBE EYLEM PLANI BENZETMESİ
Eminağaoğlu,
Erzincan Cumhuriyet Bavşsavcısı atanmasıyla ilgili olarak da, şöyle dedi: "Bu kararı verecek olan HSYK'dır. Sayın başsavcı hakkında mesleki performans ve yeterliliğini liyakatini gözeterek, bu değişiklikle ilgili olarak en ileri şekilde gerekli işlemi yapacaktır. Ama Adalet Bakanlığının kendi beklentileriyle ile ilgili
soruşturma yapan yargıç ve savcıları bu bir şekilde
hedef haline getirmesi, onları hak kayıplarına uğratacak şekilde açık bir tavır sergilemesini kabul edilebilir bulmuyoruz."
Anayasa değişikliğiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Eminağaoğlu, bir de ilginç göndermede bulundu: "Bu anayasa değişikliği metnini biraz ironi yapalım. Bu
anayasa değişiklikleri İstanbul'da bir
emekli askerin cebinde yakalansa idi, herhalde ifadesini bile almadan, yargılamadan, (darbe
eylem planı) diyerekten hapse atmaktan çekinmezlerdi."