Emniyet Genel Müdürlüğü’nün belirlediği tayinler sonrası, toplam 12 ilde şark tayini ile ilgisi olmayan istihbarat müdürlerinin de görevden alındığının ortaya çıkmasıyla ilgili, Yazar Adem Yavuz Arslan dikkat çekici bir yazı yazdı.
Adem Yavuz Arslan, yapılan sürpriz değişiklikleri daha önceden yazdığını hatırlatıp, atamaların rutin olmadığını söyledi. Atamalarda kimin nereye gittiğinin pek bir önemi olmadığını belirten Yazar Arslan, olayın bizzat kendisinin sıra dışı olduğunu ifade etti.
"Parlak sicilli müdürler yerlerinden edilip polis meslek yüksek okulu emrine verildi ki, bunun literatürdeki karşılığı tasfiyedir." diyen Arslan, böylelikle Ergenekon, Balyoz, KCK gibi operasyonları yapan ekibin tamamının pasifize edilmiş olduğunu anlattı.
İdare bu yönde bir tercih kullanmış olabileceğini belirten Yazar Arslan, "Ancak dinen, vicdanen ve hukuken liyakat esastır. Liyakatini ispat etmiş kadrolara yapılanları tarihe ve ehli vicdanın dikkatine not düşüyorum." şeklinde konuştu.
İşte Arslan'ın Bugün gazetesindeki köşe yazısında yer alan o bölüm:
-Emniyet'e ikinci balyoz indi-
Bugünlerde pek yapılmasa da bizim meslekte fikri takip önemlidir.
Hatırlanacağı gibi 27 Mayıs'ta bu köşe de 'İstihbaratta deprem' başlığı ile Emniyet istihbaratında yaşanan sürpriz tayinleri yazmıştım.
Özetle, Emniyet İstihbarat'ta son on yıla damgasını vuran, Ergenekon'u, Balyoz'u KCK'yı yapan ekibin tümden görevden alındığını anlatmıştım.
O yazıyı 'Önümüzdeki günlerde tasfiye olarak yorumlanabilecek yeni tayin dalgalarının' beklendiğini belirterek bitirmiştim.
Araya Gezi olayları girdi.
Yaşananlar Türkiye'nin ne kadar kırılgan bir yapıda olduğunu tekrar teyit etmiş oldu.
Bir yandan da çözüm sürecinde olumsuz sinyaller gelmeye başlamışken ikinci bir tayin/tasfiye dalgası geldi.
-Rutin bir atama değil-
Bu kez de Ankara, İstanbul ve İzmir istihbarat müdürleri başta olmak üzere çok sayıda üst düzey emniyet müdürü görevlerinden alındı. Gelişmeler, rutin bir tayin/atama olmadığının açık delili.
Aslında bu aşamada kimin nereye gittiğinin pek bir haber değeri yok. Çünkü olayın bizatihi kendisi sıra dışı.
Tayin sırası, şark görevi gelmeyen, cezayı bırakın sayısız ödül ve taltif sahibi, parlak sicilli müdürler yerlerinden edilip polis meslek yüksek okulu emrine verildi ki, bunun literatürdeki karşılığı tasfiyedir.
Böylelikle Ergenekon, Balyoz, KCK gibi operasyonları yapan ekibin tamamı pasifize edilmiş oldu.
İdare bu yönde bir tercih kullanmış olabilir.
Ancak dinen, vicdanen ve hukuken liyakat esastır. Liyakatini ispat etmiş kadrolara yapılanları tarihe ve ehli vicdanın dikkatine not düşüyorum.