Türkiye yıllardır
yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliğinin ortaya çıkardığı sorunlarla boğuşuyor. Coğrafi
bölgeler arasında ciddi gelir uçurumu var. Ekonomik gelişmişlik belirli bölgelerde yoğunlaşmış. Gerek kişi başına düşen millî gelir, gerekse sosyo-
ekonomik kalkınmışlıktaki fark büyük boyutlarda. Göstergeler incelendiğinde, Doğu ve Güney
doğu Anadolu bölgesi illerinin gelir sıralamasında sonlarda yer aldığı görülüyor.
Bunun çok çeşitli sebepleri olmakla birlikte, yıllardır devam eden
terör en önemlisi. Terör, hayatının her cephesine
darbe vurduğu gibi ekonomik hayatı da yaralamış.
Yatırımlar ağır aksak. Bazı illerde
kalkınma diye bir şeyden söz etmek neredeyse imkânsız hâle gelmiş.
İşsizlik, yoksulluk hayatın değişmeyen parçası.
Her bölgede olduğu gibi
Güneydoğu'da da
büyümenin, kalkınmanın ve refahın motoru olması gereken özel
sektör bir türlü gelişemiyor. Devlet yatırımlarının oluşan boşluğu doldurması mümkün görünmüyor. Şimdiye kadar verilen devlet
teşvikleri istenilen neticeyi vermedi, etkili olmadı. Zaman zaman istismar edildi, haksız kazançlar sağlandı.
Bunun yanında yıllardır bölgeye giden heyetler, güzel şeyler söyledi, umut dağıttı. İcraata yönelik çok az şey yapılabildi. Sayısız
işadamı heyetleri yörenin işadamlarıyla oturdular konuştular, hatta projeler geliştirdiler fakat bir türlü gerisi gelmedi.
SERMAYE GÜVEN İSTİYOR
Bölgedeki potansiyeli görüp yatırım yapmak isteyen yatırımcıyı en çok korkutan terör. Kârlılıktan önce onu düşünüyor, "Ya bana da bulaşırsa?" diyor. Bir süre sonra da fikir değiştiriyor. Hazır elindeki parayı daha güvenli bölgeler, iller dururken riske atmak istemiyor. Zaman zaman bazı şirketlerin, saldırıların hedefi hâline gelmesi de korkuları pekiştiriyor.
Şemdinli hadisesinin ardından bölgede cereyan eden olaylarda ulusal çapta iş yapan bazı şirket ve bankaların şubelerine zarar verilmesi bunun en çarpıcı örneğiydi.
Sadece
yabancılar değil, yöre işadamlarından pek çoğu da belli bir birikim elde ettikten sonra soluğu
İstanbul'da ya da Batı Anadolu'nun başka bir ilinde alıyor. Yöre işadamları bunu yaparken diğer işadamlarını ve yabancı yatırımcıyı Doğu'ya ve Güneydoğu'ya çekmek daha da zorlaşıyor. Her yerde olduğu gibi burada da
sermaye gemisi fırtınasız bir
liman, kavgasız gürültüsüz bir vasat arıyor.
Yaşananlardan, terörün sebebinin geri kalmışlık olmadığını görsek de, gerçek olan bir nokta var ki, o da yoksulluğun, fakirliğin terörü besleyen bir unsur hâline geldiğidir. Bununla birlikte, terör devam ederken ekonomik alanda atılan adımlar da bir yere kadar başarılı.
Bugün terörün sebep olduğu göç, sorunları iyice ağırlaştıran bir faktör. Boşaltılan köyler sebebiyle kırsal kesimde hayat durmuş, şehirler göç halkalarıyla kuşatılmış vaziyette. Topraklarından ayrılmış, doğru dürüst bir gelir kapısı bulamamış binlerce insan bulunuyor. Yoksullukla boğuşan bu insanların eğitim imkânlarından yoksun olan çocukları da terörün propagandasına açık hâlde.
Göç dalgasından İstanbul başta olmak üzere diğer
batı şehirleri de nasibini alıyor. Çarpık yapılanma oralarda da kendini gösteriyor.
Halbuki, bölgenin gelişme potansiyeli son derece yüksek. Kısa zamanda büyük sıçramalar kaydedilebilir.
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), bölge için büyük bir imkân ve şans. Fakat onun da başarısını sınırlayan yine terör.
Türkiye, cumhuriyet tarihinin en büyük yatırım projesini bu bölgede gerçekleştirmiş bulunuyor. Bugün dokuz ili içine alan proje bin bir umutla hazırlanmıştı. Proje için 2005 sonu itibariyle 21 milyar dolar harcama yapıldı. Projenin bu harcamalarla nakdî gerçekleşme oranı yüzde 56 seviyesine yükseldi. GAP İdaresi verilerine göre, 1990-2005 arasında kamu kaynaklarından bu projeye ayrılan pay yılda ortalama yüzde 6,9. Bugün proje kapsamında 8 hidroelektrik santral tamamlanmış.
Sudan elde edilen elektriğin yüzde 47'si bu santrallerde üretiliyor.
Proje kapsamında sulamaya açılan tarım alanı 236 bin hektara ulaşmış. 142 bin hektarlık alanın
sulama kanalı inşaatı da devam ediyor. 2005 itibariyle sulama kanalı yatırımlarının yüzde 13,7'si tamamlandı.
1995 yılında sulamanın başladığı
Harran ovasında 30 bin hektar alanda sulama öncesinde kişi başına 596 dolarlık katma değer düşerken, bu rakam 2004'te ikiye katlanarak 1.135 dolar olmuş.
Bölgede sulu tarıma geçilmesinin, teröre rağmen, sanayi üzerine de yansımaları söz konusu. GAP kapsamındaki illerde sanayi tesisi sayısı ikiye katlanmış. Ancak bu seviye olması gerekenin çok altında.
Benzeri olmayan dev projeden bölgenin ve genelde Türkiye'nin elde ettiği kazanım giderek artmakla birlikte istenilen seviye ve nitelikte değil. Terör, komple bir kalkınma projesi olan GAP'ın bölge insanının hayatına yapacağı olumlu etki ve katkıları sınırlamakta, umulan faydanın daha az gerçekleşmesine yol açmakta. Yaktığı canlar ve Türkiye bütçesine getirdiği ağır yük ise ayrıca incelenecek konular.
ORTADOĞU'YA KAPI
Türkiye'nin cazibe merkezleri batıda yoğunlaşıyor. Doğu komşuları kendisinden daha az gelişmiş. Bu bölgelerde iklim şartları daha ağır. Karadeniz'in durumu da aslında doğudan farklı sayılmaz. Ancak Güneydoğu Anadolu; Doğu Anadolu ve Karadeniz'e nazaran elverişli bir coğrafyada. En büyük avantajı
Ortadoğu'nun Avrupa'ya, Avrupa'nın da Ortadoğu'ya açılan kapısı konumunda olması. Bu sebeple gelişme potansiyeli yüksek. Bölge,
ülke nüfusunun yüzde 10'unu oluşturuyor. Nüfusun yıllık
büyüme oranı Türkiye ortalamasının çok üzerinde olup, nüfusun yüzde 63'ü şehirlerde yaşıyor. Güneydoğu, hızlı artan nüfusu ile iyi bir
pazar olmanın yanında, Ortadoğu pazarına da giriş noktası. Karayolu ile
Mardin'den
Bağdat 545 km, Kilis'ten Şam 217,
Beyrut 231 km uzaklıkta. Kilis'in Amman'a uzaklığı ise 382 km. Günübirlik
seyahat yapılabilecek mesafede.
Diyarbakır-Şam arası da 601 km.
Sulu tarımın da başladığı Güneydoğu Anadolu, bugün yılda üç
ürün alınabilen iklim şartlarına ve verimli topraklara sahip. Bu özelliğinin yanı sıra dünyada önemi giderek artan organik tarım konusunda da geniş imkânlar mevcut.
Avrupa'nın sanayi atıklarıyla kirletilmemiş en
temiz otlakları, toprağı ve suyu Doğu ve Güneydoğu'da bulunuyor.
Tarım yanında
hayvancılık da önemli bir gelir ve geçim kaynağı olma potansiyeline sahip. Sadece canlı hayvan, et ve süt değil, bunlardan elde edilen çok sayıda
gıda sanayii ürünü ile bölge pazarlarına ihracat yapılması zor değil.
Güneydoğu'da yetişmekte olan
pamuk bugün
tekstil sektörünün ana hammaddesi. Bölgenin pamuk üretimindeki ağırlığı hızla artıyor. Bu, bölge tekstil sektörü için de iyi bir fırsat.
Gelişme potansiyeli yüksek bir diğer alan da turizm. Tarihin en eski uygarlıklarına ev sahipliği yapmış Mezopotamya ovası cazibesini günümüzde de koruyor.
Şanlıurfa, Mardin,
Adıyaman ve Diyarbakır sadece
yerli değil yabancı turistlerin de gözdesi. Ancak patlayan bir
bomba, atılan bir kurşun, bölgenin eşsiz mekânlarına gelip döviz bırakacak turistlerin anında fikir değiştirmesine yol açıyor.
Güneydoğu'nun terörden daha az etkilenen illerinin daha hızlı geliştiği, fakirliği aşmakta olduğu hemen göze çarpıyor. Ve görünen o ki, hiçbir teşvik huzur ve güven ortamından daha cazip değil.
BÖLGEYE DÖNÜK TEŞVİKLER
5084 ve 5350 SAYILI KANUNLAR
Gelir Vergisi Stopaj Desteği
Sigorta Primi
İşveren Paylarında Teşvik (%80-%100)
Enerji Desteği (%20-%50)
Bedelsiz Yatırım Yeri Tahsisi
GENEL TEŞVİK MEVZUATI
Gümrük Vergisi ve Toplu
Konut Fonu İstisnası
Katma Değer Vergisi İstisnası
Vergi, Resim ve Harç İstisnası
Kredi Tahsisi
DİĞER
KOSGEB KOBİ Destekleme Mekanizması
Dış
Ticaret Müsteşarlığı
İhracatın Desteklenmesi
İLLERİN SOSYO-EKONOMİK GELİŞMİŞLİK SIRALAMASI
1 - İstanbul
2 -
Ankara
3 -
İzmir
4 -
Kocaeli
5 -
Bursa
6 -
Eskişehir
7 -
Tekirdağ
8 -
Adana
9 -
Yalova
10 -
Antalya
11 - Kırklareli
12 - Denizli
13 -
Muğla
14 -
Bolu
15 -
Balıkesir
16 -
Edirne
17 -
Mersin
18 -
Bilecik
19 -
Kayseri
20 -
Gaziantep
21 -
Zonguldak
22 - Aydın
23 -
Sakarya
24 -
Çanakkale
25 -
Manisa
26 -
Konya
27 -
Karabük
28 -
Isparta
29 -
Hatay
30 -
Uşak
31 - Burdur
32 -
Samsun
33 -
Kırıkkale
34 -
Nevşehir
35 -
Karaman
36 -
Elazığ
37 -
Rize
38 -
Trabzon
39 -
Amasya
40 -
Kütahya
41 -
Malatya
42 -
Kırşehir
43 -
Artvin
44 -
Afyon
45 -
Düzce
46 -
Çorum
47 -
Osmaniye
48 - K.
Maraş
49 -
Niğde
50 -
Giresun
51 -
Kastamonu
52 -
Tunceli
53 -
Sivas
54 - Kilis
55 -
Bartın
56 -
Aksaray
57 -
Sinop
58 -
Erzincan
59 - Çankırı
60 -
Erzurum
61 -
Tokat
62 -
Ordu
63 - Diyarbakır
64 -
Yozgat
65 - Adıyaman
66 -
Bayburt
67 -
Kars
68 - Şanlıurfa
69 -
Iğdır
70 -
Batman
71-
Gümüşhane
72 - Mardin
73 -
Siirt
74 -
Ardahan
75 - Van
76 -
Bingöl
77 - Hâkkari
78 -
Şırnak
79 -
Bitlis
80 -
Ağrı
81 - Muş
Kaynak: DPT Araştırması 2003
Kadir Dikbaş -
Aksiyon