Başbakan Erdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğüne bağlı olarak
İstanbul'da gerçekleştirilen en büyük
restorasyon projesi olan
Beşiktaş'taki ''Akaretler Sıraevleri''nin açılışında yaptığı konuşmada, burayı
restore ederek İstanbul'a yeniden kazandıran
Serdar Bilgili, ilgili tüm kurum, şirket,
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Vakıflar Genel Müdürü Yusuf
Beyazıt ve tüm çalışanlara teşekkür etti.
Hem İstanbul'un diğer bölgelerine hem de
ülkenin tüm şehirlerine örnek teşkil edecek bir çalışma gerçekleştirildiğini belirten Erdoğan, son dönemde Vakıflar Genel Müdürlüğünün, milletin yüzünü ağartacak birçok eseri renove ve restore ederek ülkeye kazandırdığını söyledi.
Erdoğan,
vakıfların, 960 yıldır
Türkiye'de olsun, eski
Osmanlı coğrafyasında olsun yoksulun, kimsesizin, garibin, gurebanın ve yolda kalmışın kimsesi ve koruyucusu olduğunu ifade ederek, bu medeniyete sahip çıkmanın ve eşsiz zenginliği yeniden canlandırmanın kendilerine nasip olduğunu kaydetti.
Adana'da 1111 vakıf eserinin toplu açılışını örnek gösteren Erdoğan, tamamen çöplük, mezbelelik haline gelmiş olan bu eserleri ülkeye ve halka kazandırmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını dile getirdi.
Erdoğan, bu eser sayısının,
Kültür ve
Turizm Bakanlığının elindekilerle birlikte 4 binlere ulaştığını kaydederek, 5 yılda yaptıkları çalışmalarla adeta kaybolan bir medeniyetin yeniden ayağa kalktığını söyledi.
AKARETLER'İN DURUMU
İstanbul'da bu tarihi eserlerin ne hale geldiğinin görüldüğünü belirten Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Yazıcı'nın konuşmasında okuduğu
Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından
merhum İsmet İnönü'ye gönderilen telgrafa atıfta bulunarak, ''Bütün bunlar birer vaka olarak önümüzdeyken, bunları yeniden aslına döndürmek, amacına uygun veya en azından amacına ters düşmeyecek şekilde onları kullanılır hale getirmek, ülkemiz için büyük bir zenginlik ve yeni nesiller için de geleceğe bakarken çok önemli bir öz güven meselesidir'' diye konuştu.
Erdoğan, bu öz güveni yeniden yakalamak gerektiğini vurgulayarak, şöyle dedi:
'' Batıya gidiyorsunuz bakıyorsunuz ki bütün tarihi eserlerini nasıl ele alıp canlandırıyor ve geleceğe yürüyorlar. Bizde ise 'Bırakın kendi haline gitsin' diyoruz. İşte doğduğum, büyüdüğüm şehir... Buralardan geçerdik, maalesef kapanın elinde kalmıştı Akaretler. Ama şimdi kapanın elinde değil, gerçekten sahiplerinin elinde olan bir Akaretler var.''
Göreve geldiklerinde, şimdi
Başbakanlık Ofisi olarak kullandıkları yerin yanında Beşiktaş Kaymakamlığı'nın bulunduğunu, bunun da
Dolmabahçe mimarisi ile tezat halinde olduğunu, adeta orada bir sığıntı ve hançer gibi durduğunu anlatan Erdoğan, orayı ele alarak yeniden yaptıklarını söyledi.
Erdoğan, şimdi de kaymakamlığa ait olan aynı yerdeki bir binayı çok amaçlı olarak yapıp sadece İstanbulluların değil, tüm insanların
hizmetine sunacaklarını ifade etti.
Yine aynı yerde bulunan ve daha önce
Tekel deposu olarak kullanılan yeri de örnek gösteren Erdoğan, çeşitli mücadeleler sonucu bir girişimcinin burayı aldığını dile getirdi.
ENGELLERİN OLUŞTURDUĞU SIKINTI
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Fakat engeller anlatılamayacak kadar çok. Almak yetmiyor, 'Burayı yapayım, yaparım, ne gerekiyorsa yapacağım' demek de yetmiyor. İçeriden birileri adeta bariyer oluşturuyorlar, '
Hayır yapamazsın veya yapacaksan benden geçmen lazım' diyor. 'Senden nasıl geçeceğim, onun yolunu söyle' dediğiniz zaman işte orada bakıyorsunuz ahlaki olmayan yollarla karşı karşıya kalıyorsunuz. Sıkıntımız burada. İşte bizim bunu aşmamız lazım ama biz bunlarla uğraşmıyoruz ki ülkede, başka şeylerle uğraşıyoruz. Temenni ediyorum ki er ya da geç bu millet bunu da aşacaktır. Bunu aştığımız gün zaten söylüyorum, gümbür gümbür yürürüz''
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, İstanbul'a özel tarihi eserlerin birçoğunu
otele çevirme kararı aldıklarını belirterek, ''Hem tarihimizi tanıtalım hem bu eserlerle
yatak kapasitesini arttıralım'' dedi.
Erdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bağlı olarak restore ettirilen, Beşiktaş'taki ''Akaretler Sıraevleri''nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, İstanbul'da şu anda tüm otellerin yatak kapasitelerinin dolu olduğunu ve ihtiyaca
cevap veremediğini söyledi.
Vatandaşın ''Ben otel yapacağım ve bu şaheser olacak. Bırak da bitireyim'' dediğini belirten Erdoğan, ancak engellerin çıkarıldığını ifade etti. Başbakan Erdoğan ''Biz yeni bir karar aldık. İstanbul'a özel tarihi eserlerimizin birçoğunu otellere çevirelim. Hem tarihimizi tanıtalım, hem bu eserlerle yatak kapasitemizi arttıralım'' dedi.
İstanbul'un ''müze şehir'' olması için müzelerin sayısının artırılması gerektiğini ifade eden Erdoğan, bu çerçevede hem vakıf eserlerinin hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın elindeki eserleri süratle hayata geçirmenin gayreti içinde olduklarını kaydetti.
Erdoğan, 5 yılda 1,2 milyar YTL yatırım yaptıklarını, 50 bin kişiye istihdam sağladıklarını belirterek, ''İşte tarihe, mirasa, kültüre sahip çıkmak budur'' diye konuştu.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün sadece tarihi eserlerin restorasyonunu yapmadığını, 81 ilde 100 bin aileye sıcak yemek dağıttığını, 2007 yılında da bir
uygulama başlatarak, her ay 794 ilçede 10 kalemden oluşan kuru
gıda paketinin 75 bin aileye düzenli olarak dağıttığını anlattı. Bunun siyasi bir amacının olmadığını belirten Erdoğan, bunun Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün asli görevi olduğunu, ancak bugüne kadar yapılmadığını söyledi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün, 2006 yılından itibaren, öncelik şehit ve yetim çocukları olmak üzere orta öğretimden itibaren öğrencilere burs dağıtmaya başladığı ve bütün bunları yaparken de bütçeden herhangi bir pay almadığını belirten Erdoğan, bu kaynağın Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün en büyük ortağı olduğu Vakıfbank'ın dönemlerinde karlı hale geçerek dağıttığı temettüden sağlandığını kaydetti.
OSMANLI'NIN İLK TOPLU KONUT ÖRNEĞİ
Akaretler'deki sıra evlerin Sultan Abdülaziz döneminde hizmete açılmış Osmanlı döneminin ilk toplu konut ve ilk sıra ev örneği olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, kendilerinin de toplu konuta büyük önem verdiklerini, 81 ilde başlatılan 290 bin toplu konuttan 170 binini sahiplerine teslim ettiklerini anlattı. Erdoğan, ''İstiyoruz ki, Türkiye gecekondularla adeta
akşam yatılıp, sabah planlanmış ülke olmasın. Üzerinde düşünülsün, projeler zihinsel üretimin neticesinde oluşsun. Bunu da başarmanın mutluluğunu yaşıyoruz'' dedi.
Serdar Bilgili'nin sıra evleri restore ederek İstanbul'a hem tarihi bir mekan, hem işlevsel bir
alışveriş merkezi hem de dinlenme ve nefes alma imkanı kazandırdığını belirten Erdoğan, ''Şimdi Akaretler bizim için çok daha anlamlı bir mekan haline geliyor. Akaretler'den yukarı dediğimiz zaman artık yorulmayacağız. Bu yokuş artık dinlendiren bir yokuş oldu. Ortaya çıkan eserde, mimariden, estetikten, kullanışlılıktan ve sadelikten taviz verilmediğini görüyoruz. Aslına uygun olarak yapılması önemli'' diye konuştu.
Erdoğan, burada
kilit taş yerine granit taşların kullanılmasını da önemli olduğunu, böylece kolay kolay buranın deformasyona uğramayacağını söyledi.
''GÖÇ İSTANBUL'U TEHDİT EDİYOR''
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, 1950'li, 60'lı ve 70'li yıllarda
kente başlayan aşırı göçün İstanbul'u tehdit ettiğini söyledi. Artık mümkün olduğunca buraya gelmemeye çalıştıklarını ama belli bir yükü alan İstanbul'un bunu artık kaldıramadığını ifade eden Erdoğan, şimdi depremle birlikte valilik,
büyükşehir ve ilçe belediyeleriyle koordineli yeni adımlar attıklarını kaydetti.
Yeni Yerel Yönetimler Yasası'nı da bunu için çıkardıklarını belirten Erdoğan, bu adımlarla birlikte İstanbul'un çok daha farklı bir hale geleceğini söyledi.
Erdoğan, İstanbul'un 2010 yılı
Avrupa Kültür Başkenti ilan edildiğini de hatırlatarak, ''İstanbul'u süratle dünya kültür başkentine hazırlamamız lazım. Bunun çalışmaları yapılıyor. Birçok tarihi eser restore ediliyor. İnanıyorum ki, onurla, gururla 2010 yılını karşılayacak ve bunu da başaracağız'' dedi.
Erdoğan, önümüzdeki yıl IMF ve
Dünya Bankası yıllık toplantılarının İstanbul'da yapılacağını, bu toplantılar için bütün hazırlıkların yapıldığını bildirdi.
Haliç kenarındaki
Sütlüce Mezbahası'nı belediye başkanlığı döneminde kültür merkezi olması için çalışma başlattığını, ancak görevi bıraktıktan sonra orasının yarım kaldığını belirten Erdoğan, ''Şimdi sayın Topbaş, bu dönemde orayı tamamladı. Önümüzdeki birkaç ay içinde Sütlüce
Kongre ve Turizm Merkezi olarak hizmet verecek'' dedi.
İSTANBUL'A VERİLEN ÖNEM
Erdoğan, İstanbul'un çehresini değiştirmeye yönelik tüm surları ele aldıklarını belirterek, şunları söyledi:
''Eminönü ile ilgili atılan adım da budur. Eminönü ilçesini Fatih'e katarken düşündüğümüz incelik var. Eminönü, mevcut nüfusuyla 30 bin ama gündüz nüfusu 3 milyon. 30 bin nüfusun Eminönü'ne sağladığı kaynakla siz 3 milyonluk bir yükü kaldıramazsınız. Belediyeciliği bilen de konuşuyor, bilmeyen de...
Biz, Eminönü'nü Fatih'in içine katmak suretiyle daha güçlü, tüm tarihi eserleriyle bütünleşen bir Fatih'i meydana getireceğiz. Böylece Fatih ilçesi içindeki bazı ucubelerden de kurtulmak suretiyle... Mesela
Sulukule projesi var. Bunun hakkında da böyle garip garip şeyler konuşuyorlar. Bunu konuşanlar daha bir kere gidip Sulukule'yi görmüş değildir. Görmüş olsalar böyle konuşmazlar. Şimdi yapılan Sulukule projesine bak. Bu projeyi gördüğün zaman, eğer samimiysen, aklıselim sahibiysen diyeceğin şey; 'Arkadaş
tebrik ederim. Burada güzel bir eser meydana getiriyorsun. Sulukule'yi o ucube halinden kurtarıp,
modern, çağdaş ama tarihi bir
sokak, tarihi caddelerle donanmış bir yer haline getirdiğiniz için size teşekkür ederiz' diyeceksin. Bu atılan adım budur. Biz İstanbul'u seviyoruz. İstanbul sevdalısıyız. İstanbul'a aşığız. İstanbul yaşanılabilir bir kent olmanın ötesinde, Türkiye'nin vizyonu olan bir kenttir. Ona gereken önemi vermemiz lazım ve gözümüz gibi bakmamız gerekiyor.''
Başbakan Erdoğan, İstanbul'a yapılan yatırımların birçoğunun da yer altında yapıldığını belirterek, ''Adeta
kuyu misali yerin altına tüneller açılıyor. Bütün bu tüneller İstanbul'un ulaşımını rahata kavuşturmak için açılıyor.
Metroya yönelik olarak da, hafif metro da dahil bütün bu yatırımlar yapılıyor ama bunlar hep yerin altında olduğu için görünmüyor.
Millet minareyi görür ama kuyuyu görmez. O bakımdan sıkıntı var. İnanıyorum ki bütün bu engeller bittiği zaman, takdiri de yapacaktır'' diye konuştu.
AA