Erdoğan, AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin üniversitelerinin şekil, kılık kıyafet, sakal, bıyık tartışmalarıyla anılmasını Türkiye ve üniversitelere büyük haksızlık olarak gördüğünü ifade etti. Danıştay'ın katsayı kararını değerlendiren Erdoğan, "Bunun ne evrensel hukuk değerleriyle örtüşen bir yanı vardır, ne çağdaş dünyanın normlarına uygun düşen bir yanı." dedi. Erdoğan, şunları söyledi: "Ülkeniz BM Güvenlik Konseyi'nde üye olacak, bu seviyelere yükselecek ama siz okulların üniversiteye girişinde ayrımcılık yapacaksınız. Ülkemiz AB ile müzakereleri yürüten bir konuma ulaşacak ama siz hâlâ meslek liselerini tartışma konusu yapacaksınız. Yoksa Başbakan meslek lisesi mezunu, imam hatip lisesi mezunu olduğu için mi bunları yapıyorsunuz? Çok çirkin bir şey. Böyle bir yaklaşım olmaz. Ülkemizin milletvekilleri büyük bir çaba ile büyük bir gayretle Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı'na AK Partili Antalya milletvekili seçilecek, siz hâlâ katsayı konuşuyor olacaksınız. Bu ülkenin muhalefeti bir Türk'ün oraya başkan seçilmesini hazmedemeyecek kadar kin ve nefreti taşıyor. Türkiye dünya genelinde adaleti, barışı, hukuku savunacak, vizeleri ortadan kaldıracak ve mayınlı arazileri temizleyecek ama siz hâlâ belli kesimlere, belli okullara, belli gelir gruplarına üniversiteye girişte engeller çıkaracaksınız. Bunun ne evrensel hukuk değerleriyle örtüşen bir yanı vardır, ne çağdaş dünyanın normlarına uygun düşen bir yani vardır. Ne Türkiye'nin gerçekleriyle, ihtiyaçlarıyla uyumlu yanı vardır. Bu akla da, mantığa da, vicdana da aykırıdır. Her şeyden önce bu millete, bu ülkeye, bu milletin evlatlarına haksızlıktır. " Erdoğan, milletin iradesi doğrultusunda ülkeyi muasır medeniyet seviyesine taşırken, birilerinin geri kalmış bir anlayışla ülkenin paçasından çekiştirmesi, ülkenin hızını kesmesi, ülkeyi geriliğe mahkum etmeye çalışmasının anlaşılır bir durum olmadığını vurguladı. Erdoğan, "Engel, sorun ve kriz çıkaran bir zihniyetin bu ülkeye, bu millete ne faydası olabilir? Değişime direnen, değişime ayak direyen, ileriye doğru atılan adıma ayak direyen Türkiye ne gibi faydası olabilir?" diye sordu. Erdoğan, dünyanın, Türkiye'nin ve toplumun değiştiğine işaret ederek, "Bazı anlayışlar tarihin karanlıklarında bir türlü çıkamıyor." ifadesini kullandı. Erdoğan, hükümet gaza basarken, birilerinin frene bastığına işaret ederek, "Hükümet ileriye atılacak, birileri geriye doğru çekecek. Hükümet yatırım yapacak, hizmet edecek, çalışacak, koşacak; birileri çukur kazacak, engel çıkaracak, mayın döşeyecek. Birileri Türkiye'yi düşünmüyor. Milletin menfaatlerini hesaba katmıyor, ülkemizin geleceğine yönelik sorumluluk hissetmiyor olabilir. Ancak biz aşkla, sevdayla, sorumluluk duygusu ile çalışmaya devam ediyoruz. Engel çıkaranlara da diyeceğiz ki 'Gölge etmeyin başka ihsan istemiyor." şeklinde konuştu. Türkiye'nin geleceği ve ulusal menfaatlerinin sadece hükümetin sorumluluğunda olmadığına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Yasama da, yargı da, yürütme de, medya da, sivil toplum da yapıcı rol oynamalı. Engel olunan, köstek olunan AK Parti iktidarı değildir, Türkiye'dir. Herkes ve her kurum Türkiye'nin geleceğini, Türkiye'nin menfaatini düşünmek durumundadır. Millete hesap verme derdi olmayanlar, milletin menfaatini gözardı etme lüksüne sahip olamazlar. Millete hesap versin, vermesin herkes milletin menfaatini, milletin selametini düşünmek durumundadır. Çünkü herkes millet adına yetki kullanmaktadır. Bu statüko anlayışın TBMM çatısı altında sahiplenilmiş olması hepsinden daha vahimdir." (CİHAN)