Baş
bakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''
Türkiye'nin, merkezinde bulunduğu coğrafya içinde, barıştan,
demokrasiden ve hukuktan başka hiçbir gayesi yoktur. Nüfuz mücadelesi içinde değiliz; farklı niyetlerin, farklı gayelerin içinde değiliz'' dedi.
Erdoğan,
Tataristan'da
Kazan Privoljskiy Federal
Üniversitesinde yaptığı konuşmada, kardeş Tataristan
Cumhuriyetini ve üniversiteyi ziyaret ediyor olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Volga Nehri'nin incisi olan tarihi Kazan şehrini ilk kez bir Türk
Başbakan olarak ziyaret etmekten duyduğu memnuniyeti vurgulayan Erdoğan, ''Bu ziyaret tarihi bir nitelik arzettiği kadar, aslında bir hasretin de sona ermesi, bir kucaklaşma, özlem giderme anlamına geliyor'' diye konuştu.
Erdoğan, geçen yılki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ziyareti ile bugün kendisinin gerçekleştirdiği ziyaretin, Türkiye ile
Tataristan Cumhuriyeti arasındaki iletişimin farklı bir boyut kazanmasını, bir dönüm noktası teşkil etmesini sağlayacağına inandığını ve umduğunu dile getirdi.
Kazan'ı ziyaret ediyor olmanın heyecan verici olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Ancak bu köklü üniversitede, mazisi 200 yılı bulan böyle bir üniversitede bulunmak ayrıca heyecan verici. Kazan Üniversitesinin 1804 yılında kurulduğunu, Vladimir Lenin, Lev
Tolstoy, Lobaçevski, Butlerov gibi dünyaca ünlü devlet adamı,
sanatçı ve bilim insanlarına ev sahipliği yaptığını göz önünde aldığımızda, heyecanlanmamak mümkün değil'' diye konuştu.
Burada, Şarkiyat Enstitüsüne bağlı bir
Türkoloji bölümünün de bulunduğunu memnuniyetle öğrendiğini belirten Erdoğan, ''İnşallah, bu bölümler, bilimsel düzeydeki bu çalışmalar, ülkelerimizin
refahına olduğu kadar, bilimin gelişmesine de güçlü katkılar sağlayacaktır'' dedi.
Erdoğan, 2005'te Kazan şehrinin, bininci kuruluş yıl dönümünü kutladığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
''Bir şehir için bin yılın ne büyük anlam ifade ettiğini, ne büyük bir zenginlik hazinesi olduğunu çok iyi biliyorum. Zira, ben,
İstanbul gibi binlerce yıl önce kurulmuş, çokça
medeniyete ev sahipliği yapmış, birçok medeniyete ilham olmuş bir şehirde doğdum ve 1994-1999 yılları arasında İstanbul'un Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürüttüm.
Bin yıllık bir şehir olan Kazan'ın da, aynı şekilde, tıpkı İstanbul gibi, dünya kültür mirasına söyleyecek çok sözü olduğuna inanıyorum. Tabii bizim aramızdaki benzerlik sadece şehirlerimizden, sahip olduğumuz engin medeniyet ve kadim tarihten ibaret değil... Aslında bizler, bir dalın kolları, bir ailenin çocukları gibi birbirimize kardeş
halklarız. Aramızdaki fiziki mesafe her ne olursa olsun, Türkiye Türkleri ve Tatarların kalbi her zaman ortak çarptı, sevincimiz, hüznümüz her zaman ortak oldu.''
TATAR AYDINLARININ TÜRK KÜLTÜRÜNE ETKİSİ
Türk ve Tatar halkları arasındaki yakın kardeşlik ilişkilerini güçlendiren en önemli unsurlardan birinin, bu topraklarda doğan ve büyüyen Yusuf Akçura ve Sadri Maksudi Arsal gibi büyük düşünce insanları olduğunu ifade eden Erdoğan, Akçura ve Arsal'ın, Türk kültürüne ve düşünce hayatına gerçekten önemli katkılarda bulunduklarını vurguladı.
Erdoğan, 19 ve 20'nci yüzyıllarda
Osmanlı topraklarına göç eden Tatar aydınlarının, Türkiye'de cumhuriyet fikrinin yerleşmesinde ve Türk
Tarih Kurumu ile
Türk Dil Kurumu gibi önemli müesseselerin kurulmasında da emekleri geçtiğine işaret ederek, Türkiye'de yaşayan yüz binlerce Tatar kökenli vatandaşın da iki halk arasındaki kardeşlik bağının çok değerli bir unsurunu oluşturduğunu, kültürel alandaki iş birliği için yeni ufuklar açtığını kaydetti.
2011'in, Uluslararası Türk
Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) tarafından ''Abdullah Tukay Yılı'' olarak ilan edilmiş olmasından ayrıca büyük memnuniyet duyduğunu da ifade eden Erdoğan, büyük Tatar şairi Abdullah Tukay'ın önümüzdeki
Nisan ayında kutlanacak doğumunun 125'inci yıl dönümü çerçevesinde Türkiye'de ve Tataristan'da yıl boyunca düzenlenecek çok sayıda kültürel etkinliğin, iki kardeş halk arasındaki kültürel etkileşimi daha da geliştireceğini söyledi.
Ankara'da bir caddenin isminin, büyük şairin ismini taşıdığını da hatırlatan Erdoğan, ''Esasen Abdullah Tukay'ın şu dizeleri aramızdaki kardeşliği çok manalı şekilde ifade ediyor'' dedi.
Salondakilerden lafzında herhangi bir sıkıntı yaşarsa kusura bakılmamasını isteyen Erdoğan, daha sonra dizelerin orijinalini okudu.
Dizelerin sonunda salondakiler tarafından alkışlanması üzerine Erdoğan, ''Bu kadar alkış koptuğuna göre demek ki doğru okumuşuz'' dedi.
Erdoğan, daha sonra dizelerin Türkçesini okuyarak, Tukay'ın bu dizelerde, ''Öz dilim güzel dilim, babamın annemin dili. Ne bildiysem şu dünyada sayendedir öz dilim'' dediğini belirtti.
Tataristan Cumhuriyeti ile yakın kardeşlik ilişkilerinin bir başka göstergesinin de, Kazan'daki başkonsolosluk olduğunu beliren Erdoğan, Türkiye'nin,
Rusya'daki ilk başkonsolosluğunu
Eylül 1996'da Kazan'da açtığını hatırlatarak, Türk firmaları ve müteahhitlerinin de Kazan'da son derece başarılı işlere
imza attıkları kaydetti.
Erdoğan, Kazan'ın kuruluşunun bininci yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Türk inşaat şirketlerince tamamlanmış projelerin Kazan'ı daha da güzelleştirdiğini ifade etti.
TÜRKİYE'NİN ÜNİVERSİAD TECRÜBESİNİN PAYLAŞIMI
Ocak ayında
Erzurum'da düzenlenen Üniversite Kış Oyunları'na katılan Rus milli takımında yer alan Tatar
sporcularını da, elde ettikleri başarılardan dolayı
tebrik eden Erdoğan, Üniversite Yaz Oyunları'nın 2013'te Kazan'da düzenleneceğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
''Biz,
İzmir ve Erzurum'da ÜNİVERSİAD'a başarıyla ev sahipliği yaptık. Gerek ÜNİVERSİAD organizasyonlarıyla, gerek diğer spor organizasyonlarıyla bu alanda ciddi bir tecrübe elde ettik.
2013'te burada ÜNİVERSİAD Yaz Oyunları yapılırken, aynı şekilde biz de Mersin'de 2013
Akdeniz Oyunları'nı organize ediyoruz. Açıkçası 2013 Yaz Oyunları için inşa edilecek tesislerde Türk müteahhitlerin yer alması bizleri sevindirecek, Kazanlı kardeşlerimizi de ziyadesiyle memnun edecektir.
Fırsatınız olursa, Erzurum'u ziyaret etmenizi, özellikle de kış aylarında giderek mutlaka kış sporlarını denemenizi sizlerden isterim.
Erzurum, ciddi bir alt yapı sıkıntısı çekerken, şartları çok uygun olmasına rağmen tesis noktasında çok zayıfken, bugün dünyanın önemli kış sporları merkezlerinden biri haline geldi.''
Erdoğan, yaklaşık 500 milyon dolarlık bir yatırımla Erzurum'u artık büyük ulusal ve uluslararası organizasyonların adresi konumuna yükselttiklerini vurgulayarak, Kazan'ın da aynısını başaracağına, Yaz Oyunları noktasında çok önemli bir uluslararası adrese dönüşeceğine yürekten inandığını söyledi.
Başbakan Erdoğan, ''Şimdiden, 2013'te yarışacak Türk, Rus ve Tatar sporculara, gençlere, tüm dünyanın değişik yerlerinden gelecek gençlere başarılar diliyorum'' diye konuştu.
EKONOMİK İŞ BİRLİĞİNDE FIRSATLAR
Türkiye ile Tataristan arasında
ekonomik iş birliği noktasında çok büyük fırsatlar olduğuna inandığını dile getiren Başbakan Erdoğan, 2008'de ikili ticaret hacminin 3 milyar dolara ulaştığını, 2010'da, uluslararası finansal krizin etkisiyle ticaret hacminin 1,5 milyar doları biraz aştığını anlattı.
Rusya ile
dış ticaret hacmini 2015 itibarıyla 100 milyar dolara ulaştırmayı
hedeflediklerini, bu irade beyanını her iki tarafın liderlerinin de ortaya koyduğunu ifade eden Erdoğan, ''Bu miktar içinde Tataristan'ın payının da bugünkünden çok yüksek olması gerektiğine inanıyoruz. Bunu başarabiliriz. Ancak Türkiye ile Tataristan arasındaki ticari ve ekonomik iş birliği, yalnızca birkaç ticari mal ile sınırlı kalmamalı ve bunu çeşitlendirmeliyiz'' diye konuştu.
Otomotiv,
kimya, cam
eşya,
kereste işleme, işlenmiş
gıda gibi pek çok alanda ortak projeler gerçekleştirilmesinin mümkün olduğuna işaret eden Erdoğan, ''Biz bu imkanları, bu fırsatları azami ölçüde değerlendirmek durumundayız'' dedi.
Somut projelerin ortaya çıkarılması amacıyla, son dönemde önemli etkinlikler gerçekleştirildiğini de hatırlatan Erdoğan, 20-21
Ekim 2010 tarihlerinde ''Tataristan Cumhuriyeti'nde Otomotiv Yan Sanayiini Geliştirme Perspektifleri'' başlıklı Türk-Rus İş Forumu'nun ve akabinde de 2-4
Mart 2011 tarihlerinde Türk?Rus Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu 11'inci Dönem Toplantısı'nın Kazan'da düzenlendiğini belirtti.
Erdoğan, bu yoğun temaslar çerçevesinde, dış ticaretin yanında karşılıklı yatırımların da arttığını, Tataristan'da artık daha fazla Türk yatırımcı ve müteahhidin görev aldığını memnuniyetle müşahede ettiklerini dile getirdi.
Rusya Federasyonu'na yaptıkları son ziyarete yedi bakanıyla geldiğini ifade eden Erdoğan, üst düzeyli istişare toplantısının başarıyla gerçekleştiğini ve bugün tüm bakan arkadaşlarıyla Kazan'da olduklarına işaret ederek, şunları kaydetti:
''Şunu samimiyetle belirtmek durumundayım: Biz,
Türkiye Cumhuriyeti ile Tataristan Cumhuriyeti arasındaki, dış ticaret olsun, doğrudan yatırımlar, turizm olsun, mevcut seviyeyi asla yeterli görmüyoruz.
Çok daha yoğun çalışarak, daha fazla gayret göstererek, iki kardeşe yaraşır şekilde bir
dayanışma ile, iletişimi, iş birliğini daha yukarı seviyelere çekmek zorunda olduğumuzun farkındayız.
İnşallah bunu başaracağız. Özellikle 2013 ÜNİVERSİAD tesisleri inşaatından başlayarak, inşallah her alanda çok daha farklı bir seviyeye birlikte ulaşacağız.''
''SORUNLARI SAMİMİ ŞEKİLDE ÇÖZMENİN GAYRETİ İÇİNDEYİZ''
Recep Tayyip Erdoğan, son 8 yılda Türkiye'nin, ekonomik, siyasi ve diplomatik alanda çok farklı bir sürece girdiğini ve dünyanın güçlü, itibarlı ülkeleri arasındaki konumunu daha da pekiştirdiğini ifade ederek, ''8 yılda, milli gelirimizi 3 kat artırarak, dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi konumuna yükseldik'' dedi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin
Kuruluşunun 100'üncü yıl dönümü olan
2023 için önlerine büyük bir hedef koyduklarına işaret eden Erdoğan, bu hedefin dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına girmek olduğunu, bunu başaracaklarını, yoğun bir şekilde çalıştıklarını kaydetti.
Ekonomiyle birlikte,
demokratikleşme yolunda da kararlı adımlar attıklarına ve köklü reformlar gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, aynı şekilde, barış, demokrasi,
insan hakları ve uluslararası hukuk ilkeleri çerçevesinde aktif bir dış
politika yürüttüklerini söyledi.
Erdoğan, 8 yıl önce, görevi devralırken, ''Komşularla
Sıfır Sorun'' politikasını da derhal
uygulama planına geçirmeye başladıklarını anımsatarak şöyle devam etti:
''Kısa sürede, komşu ülkelerle aramızdaki sorunları çözüm yoluna koyarken, merkezinde bulunduğumuz
Kafkasya,
Ortadoğu ve Balkanlar'da da barış ve istikrara katkı sağlamaya başladık.
Burada şunu altını çizerek bir kez daha ifade etmekte fayda görüyorum: Türkiye'nin, merkezinde bulunduğu coğrafya içinde, barıştan, demokrasiden ve hukuktan başka hiçbir gayesi yoktur. Nüfuz mücadelesi içinde değiliz; farklı niyetlerin, farklı gayelerin içinde değiliz.
Kardeş olduğumuz, ortak bir tarihi, ortak kültürü, ortak inançları paylaştığımız tüm bu coğrafya ile, dayanışma, iş birliği temelleri üzerinde bir ilişki geliştirmenin mücadelesi içindeyiz.
Kardeşlerimiz huzurlu olsun, biz de huzurlu oluruz. Kardeşlerimiz üzülürse, hiç tartışmasız biz de üzülürüz.
İşte onun için, hiç tereddüt etmeden, bir haksızlık gördüğümüzde, bir yanlış gördüğümüzde, bir
hukuksuzluk gördüğümüzde cesaretle, kararlılıkla tavrımızı ortaya koyuyor, her zaman da insan haklarından ve hukuktan yana tavır alıyoruz.''
Bölge ülkeleri tek tek ne kadar güven ve istikrar içinde olursa, Türkiye'nin de o kadar güven ve istikrar içinde olacağını bildiklerini dile getiren Erdoğan,
bölge ülkeleri ne kadar huzur, barış ve refah içinde olursa, Türkiye'nin de o kadar huzur, refah ve barış içinde olacağını bildiklerini söyledi.
Kafkasya'nın, Ortadoğu'nun, Balkanlar'ın sorunları ne kadar çözüme kavuşursa, tüm bu bölgelerin o derecede refaha kavuşacağını ifade eden Erdoğan, bu anlayıştan yola çıkarak, sorunları samimi şekilde çözmenin ve ileriye bakmanın gayreti içinde olduklarını bildirdi.
Erdoğan, ''Rusya Federasyonu ile de bu hissiyatı paylaşıyor ve hatta bölgelerimizdeki sorunları çözmek noktasında örnek bir
işbirliği de sergiliyoruz. Ben bu iş birliğinin artarak devam edeceğine inanıyorum'' dedi.
Moskova'da yaptıkları temasların da bu noktada sürece katkı sağlar nitelikte olduğunu ve ''Türkiye ile Rusya arasında yeni bir dönemin kapılarını böylece geliştirmiş olduklarını'' vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bu süreç içinde, Tataristan ile de artık farklı bir sürecin başladığına ben yürekten inanıyorum. Yine diyor ki, Abdullah Tukay, 'Biz hepimiz bir bağ içindeyiz'. Evet, hepimiz bir bağ içindeyiz, aynı bağın içindeyiz.
Başbakan düzeyindeki bu ilk ziyaretim, Tataristan ile Türkiye arasında bu farklı ve yeni sürecin başladığının işaretidir.
Ben bir kez daha Sayın Cumhurbaşkanı'na, değerli rektörümüze ve tüm kardeşlerimize, sıcak misafirperverliklerinden dolayı şükranlarımı sunuyorum.
Kazan Federal Üniversitesinin tüm öğrencilerine, hocalarına, üniversite yönetimine başarılar diliyor, hepinizi şahsım ve tüm bakan arkadaşlarım adına en kalbi duygularla selamlıyorum, saygılar sunuyorum.''
Üniversiteye gelişinde Başbakan Erdoğan'a, Tataristan Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov eşlik etti.
Erdoğan'a Lenin ve Tolstoy'un eğitim gördükleri
sınıf gezdirildi.
Başbakan Erdoğan'a, konuşmasının ardından da üniversite teleskobunun fotoğrafı
hediye edildi.