Başbakan Erdoğan,
Ağrı mitingine giderken uçakta gazetecilere gündemdeki konuları değerlendirdi.
KPSS'de
kopya,
Genelkurmay dinleme skandalı ve
CHP'nin başörtüsü tartışmaları konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı. Merak edilen
Diyarbakır konuşması hakkında da ipuçları verdi.
Referandumda "hayır" çıkması ihtimalini değerlendiren Erdoğan, "Ülke
demokrasi mücadelesinde kaybeder. Ülke ekonomide güvenini ve istikrarını kaybeder" dedikten sonra, özellikle
yabancı sermayenin yargının kendi haklarında verdiği kararlardan ürktüğünü hatırlattı. Başbakan, "Referandumda '
evet' çıkmaz ise yabancı sermaye gelmez" dedi. Erdoğan, yabancı sermaye yatırımlarıyla ilgili kararları alan
Danıştay Başkanı'nın "kararlarımıza saygı gösterin" sözlerini de hatırlatarak, "Saygı duymaya mecbur değiliz. Biz sadece uyarız. Saygı duysak da duymasak da uyarız" diye konuştu.
BALTAYI TAŞA VURDU
CHP lideri
Kemal Kılıçdaroğlu'nun "başörtüsü" çıkışını da değerlendiren Erdoğan, "
Başörtüsü sorununda da baltayı taşa vurdu. Tunceli'de
genel af dedi, ben çözerim dedi, Kayseri'de inkâr etti; ben öyle söylemek istemedim dedi. Bunların
akşam söyledikleri başka, gündüz söyledikleri başka" dedi.
"Bu konuda bir
öneri getirmek de gerekmiyor" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Neyin önerisi? CHP tasarımcılara bir çalışma yaptırıyormuş. Soruyorum aynı şeyi başı açıklar, askılı giyinenler, streç giyenler için de yaptırıyor mu? Başörtülü kişi inancının gereği olarak bunu takıyorsa mesele bitmiştir. İlla
fetva arıyorsanız
Diyanet İşleri Başkanlığı'na gidebilirsiniz. Sen kendi istediğin gibi fetva verecek hoca ararsan onu da bulursun. Zaten son günlerde bu tip türedi hocalar da çoğaldı. Burada önemli olan Ana
yasa ve yasa tasarısıdır. Gerisi hem siyasete, hem kızlarımıza hem de dine saygısızlıktır."
ATTIĞIM İMZALAR ŞEFFAFTIR
Başbakan Erdoğan, "Son günlerde Genelkurmay Başkanlığı'nın aldığı dinleme cihazları ile ilgili bazı iddialar var. Cihazların alımında sizin de imzanızın olduğu söyleniyor" şeklindeki soruya ise şöyle
cevap verdi:
"Benim imzam ancak Savunma
Sanayi İcra Konseyi'ndeki ihalelerle ilgili imzalar olabilir. Bunlar da şeffaftır. Bürokratların parafı,
Milli Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı'nın imzalarının yanında benim de imzam olabilir. Zaten asıl olan cihazların alımı değil, bu cihazlarla izinsiz dinleme yapılıp yapılmadığıdır. TİB ve
Ulaştırma Bakanlığımız konuyu inceliyor."
BAŞBUĞ'A KARŞI TAVRIMIZ YOK
Erdoğan,
emekli olan
Orgeneral İlker Başbuğ'a "Devlet
Şeref Madalyası" verilip verilmeyeceği konusunu da değerlendirdi. "Verilmesin diye bir çabamız yok. 30
Ağustos'a kadar verilir diye bir şey de yok. Hükümetteki arkadaşlar bu dönem
referandum dolayısıyla yoğun çalışıyor. Toplanmak için zaman yok. Başbuğ'a yönelik de bir tavrımız yok.
Bakanlar Kurulu toplandığında bakılır" dedi.
İPTALİ ÇALIŞMALAR BELİRLER
Başbakan, "KPSS'de
kopya iddiaları nedeniyle sınavın iptal edilmesi söz konusu mu" sorusuna ise şöyle cevap verdi:
"
Öğretmen atamasında
erteleme yapıldı. Çalışmalar devam ediyor. İptal kararı bunlardan sonra belli olacak. 10 binlerce insanın sınav hakkı var.
30 bin öğretmen kazanmış. 350 şaibeli ile 30 binin kaybı söz konusu. Bir kısmının kopyaladığı, rüşvet olayı ortaya çıkmış. YÖK ile çalışıyorlar. Bittikten sonra kopya sabit ise ona göre karar veririz."
BAŞBAKAN'IN DİYARBAKIR MESAJI: DAHA NE SÖYLEYEYİM?
"Diyarbakır'da yüksek beklenti oluşturuldu. Bunun nedeni ne? Konuşmanızda ne diyeceksiniz" şeklindeki soruya Başbakan Erdoğan, yeni bir söz vermek yerine icraatlarını anlatacağının mesajını verdi. İşte Erdoğan'ın sözleri:
24 KATRİLYONLUK YATIRIM
"Yüksek beklenti
doğurarak kendi minderlerine çekmeye çalışıyorlar. Hedefi biz belirleriz. Öyle
teklifler olur ki yapılabilir tekliflerdir. Üzerinde durulur. Bunların teklif diye getirdiği şeyler demokratik hukuk ve laik devlet ile yakından alakalı değiller. Bizim planımıza da aykırı. 2005 Ağustos konuşmasında nelerin yapılabileceğini
AK Parti göstermiştir. Bir tek
OHAL kalksın yeter demişlerdi, AK parti kaldırdı. Çekiş Gücü yine aynı şekilde
bölgeden AK Parti uzaklaştırdı. Yarım saatlik
Kürtçe yayın 24 saat yayın haline getirildi. Aynı şekilde 24 saat
Arapça yayın da yapılıyor.
Bunlar yapılırken lokal zemin planlanarak, düşünülerek adımlar atılmadı. Irak'ın bütününe ulaşacak bir planlama bölge barışına büyük katkıları olacağı düşünülen bir planlama. Türkiye'nin bölgesinde daha etkin olabilmesi oraya bağlı. Bölgedeki sosyo
ekonomik yapı bakımından önemli. Doğu
Güneydoğu Anadolu Cumhuriyet tarihinde görmediği yatırımları 7.5 yılda gördü. 24 katrilyon yatırım yapmışız. Bugüne kadar duble yol nedir bilmeyen Güneydoğu ve Doğu Anadolu duble yollara kavuştu. Eğitim konusunda da hak ettiği ideal okul ve
sınıf sayısına ulaşıyor.
Kız öğrencilerimizin ücretsiz taşınması, okullarda yemek verilmesi süreci de başlıyor. Sağlıklı hiçbir dönem görülmeyen yatırımlar artık yapılıyor. Adalet, Emniyet sarayları yapılıyor. Tarımda verilenler kayda değer rakamlar. KÖYDES ile yol su noktasında da çok ciddi yatırımlar yaptık. Bütün bunları ele alınca daha bunun üzerine ne söylenebilir.
Daha ne bekliyorsun? Neyi söyleyeyim? Cezaevine düşen çocuğu ile gidip bir anne şimdi
Kürtçe konuşabiliyor. Ana dilde Kürtçe öğrenebiliyorsun. İstersen git dershane aç. Ama sen kalkıyorsun rengini bu
ülkenin Kürt, Arap, Laz, Gürcü, Çerkez gibi tüm unsurlarından alan Türk Bayrağı'nın yanına ikinci
bayrak teklifi getirirsen kusura bakma orada size dur diyecek bir
iktidar bulursun. Kimse ben Kürtler'in temsilcisiyim diyerek temsilci olamaz. Benim Kürt kökenli kardeşimin temsilcilik yetkisini alamazsın. Sen lafını yapmaktan başka ne yaptın. Bizim hizmetlerimizin hiç biri sizin programlarınızda yoktu. Bizde ayrım yok. Yaratılanı yaratandan ötürü severiz."