Erdoğan: Bunu iddia eden namerttir

Partisinin Kars il kongresinde muhalefetin iddialarına sert cevap veren Erdoğan, Baykal'a gönderme yaptı.

Erdoğan: Bunu iddia eden namerttir

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, milletin iradesinin üzerinde hiçbir merci olmadığını bildirerek, ''Kim ki kendisini yasama organının yani TBMM'nin üzerinde görürse bu millete haksızlık eder. Asli olan insanımızdır, milletimizdir, vatanımızdır, ülkemizdir, anayasal düzendir'' dedi. Başbakan Erdoğan, partisinin İsmail Aytemiz Spor Salonu'ndaki Kars 1. Olağan Kongresinde yaptığı konuşmada, AK Parti'nin bugüne kadar yapılan 4 seçimden birinci parti çıktığını kaydetti. ''Şehit ve gaziler şehri'' olan Kars'ta da vatandaşın teveccüh gösterdiğini ve belediye başkanlığını AK Parti'ye verdiğini anlatan Erdoğan, hizmette hız kesmeden çalışmaların devam edeceğini söyledi. Bugüne kadar mahcup olmadıklarını, ''Allah'ın izniyle'' bundan sonra da hizmetin devam edeceğini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu: ''sizler çok büyük bir harekete gönül verdiniz. Türkiye'yi aydınlık yarınlara çıkaracak, şaha kaldıracak, bölgesinde, dünyada küresel güç haline getirecek, ülkemizi mamur ve bayındır kılacak bir harekete omuz verdiniz. Hamd olsun 6,5 yıl boyunca bu ideallerden vazgeçmedik. Hedeflerimize doğru kararlılıkla ilerledik. Siyaset çözüm üretemiyordu, AK Parti gelene kadar... Ekonomik krizler milletimizin belini kırıyordu. Yüksek enflasyon ve faizler emeğinize, ekmeğinize musallat olmuştu. Türkiye, içerde ve dışarıda itibar kaybediyordu. Siyasetteki tartışmalar toplumu etkiliyor, ülke her an gerilimin, gölgesinde adeta tedirginlik yaşıyordu, yoksulluk çığ gibi büyüyordu, yolsuzluk ülkenin kaynaklarını kemiriyor, yasaklar ülkemizin üzerine bir karabasan gibi çöküyordu. 3 Kasım'da milletimiz hep bir ağızdan, 'yeter, söz de karar da milletindir' dedi.'' ''BİZ TÜRKİYE PARTİSİYİZ'' Yapılan 4 seçimde de milletin AK Parti dediğini kaydeden Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin ''Türkiye Partisi'' olduğunu ifade etti. Bunun 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarındaki 71,5 milyon vatandaşın her biriyle gönül bağı kurduklarının ispatı olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Buradan tüm teşkilatımıza seslenmek istiyorum. Biz, bir Türkiye partisiyiz. Altını çizerek ifade ediyorum, bize oy versin ya da vermesin tüm vatandaşlarımızın hükümetiyiz. Bu ülkedeki her bir kardeşimin, her bir vatandaşımın huzuru ve emniyeti bizim mesuliyetimiz altındadır. Her bir vatandaşımın yaşam şekli, yaşam tarzı bizim güvencemiz altındadır. Buradan, Kars'tan sesleniyorum, AK Parti ve AK Parti iktidarı, laikliğin, hukukun ve sosyal hukuk devletinin olduğu kadar demokrasinin de teminatıdır. En önemlisi, sarsılmaz savunucusudur. Bu ülkede hükümetler seçim yoluyla iş başına gelir, seçim yoluyla görevden ayrılırlar. Milletin iradesinin üzerinde hiçbir merci yoktur. Gazi Mustafa Kemal'in, TBMM'nin açılışından hemen önce tüm Türkiye'ye verdiği mesajı burada bir kez daha hatırlatmak isterim. Diyor ki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, '23 Nisan 1920 Cuma günü, Büyük Millet Meclisi açılacaktır. O günden itibaren bütün sivil ve askeri makamların ve Türk milletinin yegane başvuru merci Meclis olacaktır'. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin üzerinde bir merci yoktur, millet iradesinin üzerinde bir irade yoktur. Aziz milletimizin kararından öte bir karar ve yetki yoktur. Kim ki kendisini yasama organının yani TBMM'nin üzerinde görürse bu millete haksızlık eder. Asli olan insanımızdır, milletimizdir, vatanımızdır, ülkemizdir, anayasal düzendir. Hükümet olarak 6,5 yıl boyunca demokrasiyi güçlendirmenin gayreti içinde olduk. Türkiye'yi tüm manasıyla demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti, yapabilmenin gayreti içinde olduk. AK Parti olarak da bütün teşkilatımızla, Türkiye sevdamızla demokrasiyi en yüksek standartlara kavuşturmanın mücadelesi içinde olduk. Önümüze çıkarılan engeller bizi mücadelemizden yıldırmadı. Zorluklarla karşılaştığımızda yılgınlık göstermedik. Çünkü biz bir emanet taşıyoruz.'' ''ÇAMURLAR İZ BİLE BIRAKMADI' Erdoğan, milletin kendilerine emanet ettiği, yüklediği yetkiyi ''hukuk dışı yollardan çalmak, gasp etmek isteyenlere asla müsamaha göstermediklerini'' söyledi. Buna 81 ilin her birinin şahit olduğunu ifade eden başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hukuk mücadelesinde, demokrasi mücadelesinde yalnız bırakıldığımız dönemler oldu. Hukuksuzlukla üzerimize geldiler. Hukuk dışı örgütlenmelerle üzerimize geldiler, mafyayla çetelerle suç örgütleriyle üzerimize geldiler. Anarşi ile provokasyonlarla tahriklerle üzerimize geldiler. Biz sağduyudan taviz vermedik, soğukkanlılıktan taviz vermedik, sabrettik, hukuku yücelttik. Milli iradeyi güçlendirdik ve yolumuza devam ettik. Hedeflerimizden sapmadık. Hani İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy diyor ya 'Değil mi cephemizin sinesinde iman bir; Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir; Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz, Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz'... Aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Hukuku savunmaya devam edeceğiz, laikliği muhafaza etmeyi, din ve vicdan özgürlüğünü savunmaya devam edeceğiz. Sosyal devlet uygulamalarımıza devam edeceğiz. Demokrasiyi yaşatmaya, demokrasiyi her türlü tehdide karşı kollamaya devam edeceğiz. Bu ten bu canda olduğu müddetçe Türkiye'yi büyütmeye, yüceltmeye devam edeceğiz. Bütün teşkilatımla bu vizyonu, bu anlayışı, bu bakış açısını muhafaza etmelerini bilhassa rica ediyorum. Dikkat ediniz bugün de özellikle 29 Mart seçimlerinde elde ettiğimiz başarının ardından yeni taktiklerle yeni tahriklerle bir siyasetle üzerimize geliyorlar. İftira atarak, karalama kampanyalarıyla asılsız ithamlarla güya bizi yıpratmayı hedefliyorlar. Türkiye'nin bu en büyük siyasi hareketini, alnı ak, gönlü ak hareketini, yüreği pak bu hareketi güya kirletmeyi hedefliyorlar,. TBMM'yi çalışamaz hale getiriyorlar. milli iradeye bir kez daha ipotek koyuyorlar. 6,5 yıl üzerimize çamur attılar, o çamurlar iz bile bırakamadı. Çünkü güneş balçıkla sıvanmaz.'' ''KARA SİYASET...'' ''Önce 'gizli gündem' dediler, 'rejim tehlikede' dediler, hayali senaryolar ürettiler. Ama baktılar ki AK Parti'nin Türkiye'yi adalet ve kalkınma üzerinde yükseltmekten başka gayesi yok'' diyen Erdoğan, AK Parti iktidarının milleti yüceltmekten, refah seviyesini yükseltmekten, demokrasiyi, hukuku, evrensel değerleri yükseltmekten başka bir amacının bulunmadığını söyledi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: ''Anladılar ki AK Parti suni, sanal gündemlerle sanal tehditlerle hayali korkularla gerçek gündeminden kopmuyor, milletimizin gönlündeki yerini kaybetmiyor, bu sefer AK Parti'yi karalama, gözden düşürme gayreti içine girdiler. İçi boş dosyalarla AK Parti'lileri suçlamaya, asılsız iftiralarla yıpratmaya çalıştılar. Ama görülüyor ki güneş balçıkla sıvanmıyor. Çamur atmakla AK Parti kirlenmiyor. Biz bunlara gülüp geçeceğiz, bizim bu kara siyasete kaybedecek tek bir saniyemiz bile yok. Millete hizmet için yola çıktık. Millete hizmetten alıkoyacak her türlü girişime, teşebbüse karşı tek yürek halinde, birbirimize ketenlenerek en anlamlı cevabı verdik. Bundan sonra da vereceğiz. Bir kez daha tekrar ediyorum, bizim millete hizmetten öte gayemiz yok. Bizim millet için eser üretmekten başka hedefimiz yok. AK Parti'nin Türkiye'yi büyütmekten, kalkındırmaktan, yüceltmekten, bu ülkenin itibarını arttırmaktan başka derdi yok. Tüm teşkilatımızın bu vakarla bu sağduyuyla hareket edeceğine, hizmetlerimize yeni hizmetler ilave edeceğine canı gönülden inanıyorum.'' AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Milletimize sesleniyorum. AK Parti'nin kasasına bir kuruş evvelallah yanlış para girmemiştir. Ne Deniz Feneri, ne Deniz Feneri'nin yetkililerinin hiçbirisinin benim partimin kasasına girmiş bir kuruşu yoktur'' dedi. Erdoğan, partisinin İsmail Aytemiz Spor Salonu'ndaki Kars Kongresinde yaptığı konuşmada, bazı çevrelerin ''Ne yapalım da AK Parti'yi karalayalım'' diye düşündüğünü, anamuhalefet partisi başta olmak üzere bazı çevrelerin bir kampanya başlattığını söyledi. Erdoğan şöyle konuştu: ''Efendim ne imiş? Deniz Feneri olayı. Kars'tan serhat şehrinden 780 bin kilometre kareye tüm 71 buçuk milyon milletimize sesleniyorum. AK Parti'nin kasasına bir kuruş evvelallah yanlış para girmemiştir. Ne Deniz Feneri, ne Deniz Feneri'nin yetkililerinin hiçbirisinin benim partimin kasasına girmiş bir kuruşu yoktur. Bu kadar açık. Bunu iddia edenler namerttir, namert. Zira bugüne kadar biz hazinemizden aldığımız yasal yardımla partimizin çalışmalarını götürdük, götürüyoruz. Partimizin genel merkezini aynı şekilde yaptık, hizmetlerimizi aynı şekilde sürdürüyoruz. Seçimler de aynı şekilde. Ve alnımız burada ak ve pak. Fakat, ben bugün burada yine söylüyorum. Ey CHP, Sayın Baykal, Anayasa Mahkemesi bir trilyona yakın usulsüz harcama yaptın diye seni mahkum etti. Ey Baykal, sen önce bu bir trilyonu nerede harcadın onu ispat et, onu. Onu açıkla, bak bunu ben söylemiyorum, Anayasa Mahkemesi seni tescil etti. 'Usulsüz harcama yaptın' dedi. Naylon faturalar çıkardın, nerede yaptın bu harcamaları bunu açıkla. Ama açıklayabildi mi? Açıklayamadı. 'Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış' diye bir söz var ya. Şimdi bizleri bastırmaya çalışıyor. Boşuna uğraşma, Deniz Feneri'nin içerisinde varsa suç işleyenler, varsa yasalara aykırı hareket edenler bedelini öderler, cezasını öderler. İşte Almanya'da Alman yargısı tuttu içeri attı. Sen onunla bizi neyle ilintilendirmeye çalışıyorsun. Hangi ilintiyi kurmaya çalışıyorsun? Ha, Türkiye'de bağlantıları varsa onlarla ilgili de... Bu ülke bir hukuk devletidir, onlarla ilgili de gereği yapılır. Sen bizi kalkıp da hukuksuzluğu yapanların avukatlığını yapmakla suçlama, o senin sıfatın. Öyle demedi mi? Ergenekon terör örgütünün avukatı olduğunu söylemedi mi. Söyledi. O senin işin. Benim öyle mesleğim yok. Senin mesleğin. Biz milletimizin avukatıyız. Bizim milletimizden başka bir derdimiz yok. Milletimizin avukatıyız, olmaya da devam edeceğiz. Aynı şekilde yine hiçbir zaman gerek şahsım gerek arkadaşlarım, hiçbir zaman hukuksuzluğun yanında olmadılar olamazlar. Ve biz yine bu mücadeleyi aynı kararlılıkla sürdürdük, sürdürüyoruz.'' ''GELİN ŞEHİTLERİMİZE LAYIK OLALIM'' Serhat şehri olan Kars'ta bugün vatandaşlarla kucaklaştıklarını, bir yandan da Sarıkamış'ta kaybedilen binlerce şehidin huzurunda bulunduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, yıllar önce savaşta Sarıkamış'ta dedesini kaybettiğini hatırlattı. Sarıkamış'ta, Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda bu vatan evlatlarının omuz omuza savaşarak şehit düştüğünü anlatan Başbakan Erdoğan, birlik ve bütünlük içinde yaşayan vatan evlatlarının, yiğitlerin ortak bir hedef için can verdiğini ifade etti. Bu kardeşlik ruhuna sahip çıkılması gerektiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İşte şurada Kars'ın eteklerinde, Sarıkamış'ın eteklerinde her şehirde binlerce vatan evladı toplu mezarlarda birbirlerine sarılmış olarak yatıyorlar. Bu kardeşlik ruhuna sahip çıkmak zorundayız. Onların emaneti olan vatana sahip çıkmak, bu vatanı çok daha ileri seviyelere hep birlikte taşımak zorundayız. Kardeşin kardeşe sıktığı her bir kurşunla, ben eminim ki Sarıkamış şehitlerimizin ruhu inciniyor. Kardeşliğimize sıkılan her bir kurşunla Çanakkale'deki, Sakarya'daki, Dumlupınar'daki şehitlerimiz gözyaşı döküyor. İşte onun için diyoruz ki gelin şehitlerimize layık olalım, gelin şehitlerimizin aziz ruhunu huzura kavuşturalım, gelin kardeşliğimize dostluğumuza birlik ve bütünlüğümüze kastedenlere kenetlenerek cevap verelim. Bizi birbirimizden ayırmaya, aramıza nifak sokmaya çalışanlara kardeşliğimiz en güzel cevabı veriyor. Diyorum ki, gelin istismar siyasetinden vazgeçin, ayrımcı siyasetten vazgeçin, çözümsüzlük siyasetini elinizin tersiyle itin, gelin şehitlerimizin, gazilerimizin emaneti olan bu ülkeyi hep birlikte geleceğe taşıyalım. Bu ülkeyi sarsılmaz bir huzura, sarsılmaz bir istikrara hep birlikte taşıyalım. Bu tarihi fırsatı değerlendirenler, Türkiye'nin sorunlarını çözmek yolunda elini taşın altına koyanlar, inanıyorum ki tarih boyunca milletimiz tarafından hayırla yad edilecektir.'' 'VAR MI BÖYLE BİR ŞEY?' Başbakan Erdoğan nedense ülkede kimlik siyaseti yapan birileri olduğunu ifade ederek, ''Bu kimlik siyasetini yapanlar bizi yerli-yabancı, Türk-Kürt, Laz-Çerkez, Gürcü-Abhaz, vesaire vesaire bu şekilde ayırmak istiyorlar, bölmek istiyorlar'' dedi. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Var mı böyle bir şey? Şimdi bu ülkede bir defa böyle bir ayrımcılık yok. Benim ülkemde bugün Türküyle Kürdüyle, Lazıyla Çerkeziyle, Gürcüsüyle Abhazıyla herkes parlamentonun içinde. Bugün 100'e yakın benim Kürt kökenli vatandaşım milletvekili. Nerede var? Bugün yargıda, eğitimde, sağlıkta, ulaşımda aklınıza ne gelirse bütün kamu dairelerinin en üst yönetim kadrolarından tutun da en altına kadar her yerde Türküyle Kürdüyle, Lazıyla Çerkeziyle, Gürcüsüyle Abhazıyla benim bütün vatandaşlarım orada iş sahibidir. Bugün bunu söyleyenler, 'var' diyenler, bunun istismarını yapıyorlar ve dürüst davranmıyorlar. Dürüst olacağız. Biz AK Parti olarak benim partimin içerisinde kimse kalkıp böyle bir ayrım yapamaz. Çünkü biz yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Şu an benim belediye başkanım, Kars Belediye Başkanım, annesi babası, birisi Türk birisi Kürt, güzellik bu. Kız verip almışlar, böyle bir dert var mı? Kim çıkarıyor bunu? Bunu çıkaranlar bizi bölmek isteyenler.'' AK Parti'de böyle bir ayrımcılığın olamayacağını ve nifak sokulamayacağını belirten Erdoğan, ''Şu anda Türkiye'de kimlik siyaseti yapan bir parti var mı? Var. Kimlik siyaseti yapan bu partinin hangi dayatmalarla nasıl oy topladığını biliyorsunuz değil mi? Anlatmaya gerek var mı?'' dedi. Bunları yapanlara ilk seçimde gereken dersin verilmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, son seçimde Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesinde DTP'nin yüzde 24, AK Parti'nin ise yüzde 34 oy aldığını anımsattı. Erdoğan, ''Niye bu böyle oluyor? Çünkü biz hepinizi seviyoruz. Türküyle Kürdüyle seviyoruz, Lazıyla Çerkeziyle seviyoruz, Gürcüsüyle Abhazıyla her şeyiyle seviyoruz. Ayrım yok. Bu ayrımcılık bize yakışmaz'' dedi. ''HERKES BİRBİRİNE SAYGI DUYACAK'' Bunun başarıldığı gün Türkiye'nin önünü hiç kimsenin tıkayamayacağını belirten Erdoğan, kültürümüzün ve dinimizin de gereğinin bu olduğunu kaydetti. Erdoğan şöyle konuştu: ''Kimse ayıramaz bizi birbirimizden, ayıramayacak da. Bu bir geçiş dönemi. Bunların hepsi evvelallah aşılacak yeter ki işi anlayalım, kavrayalım ve gereken dersi de bunlara sandıkta verelim. Onun için iyi çalışacağız. Ama şunu da söyleyeyim, bu ülkede kimse kalkıp da efendim işte bu Türk, at kenara, bu Kürt, at kenara diyemez. Herkes kendi etnik yapısıyla övünebilir. Herkes buna saygı duyacak. Ben Kürt kardeşime de saygı duyarım, Kürt kardeşime de saygı duyarım. Lazına Çerkezine hepsine saygı duyarım. Herkes birbirine saygı duyacak. Ama bizi ondan sonra üst bir çatı var birbirine bağlayan. Bizi birbirine bağlayan o çatı ne? O çatıda hepimiz neyiz? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Bunu da ortaya koyacağız. Buna toz kondurmayacağız. Çünkü bu da millet olma anlayışımızı zayıflatır. Çünkü, bir vatan birçok etnik unsurdan meydana gelir. Osmanlı bunun en güzel örneğini vermiştir. Orada farklı dinler, farklı mezhepler var. Farklı ırklar var, hiç dert olmuş mu? Olmamış. Onun için rahat olacağız ve birbirimize saygılı olacağız. Birbirimizi Allah için seveceğiz.'' EKONOMİ VE DIŞ POLİTİKA Erdoğan geçen hafta açıklanan teşvik paketine de değinerek ülke ekonomisi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Enflasyonun bugün yüzde 5'lere çekildiğini, faiz oranlarının düştüğünü anlatan Erdoğan Türkiye'nin artık gündemi belirlenen değil, dünyada gündem belirleyen bir ülke konumuna geldiğini anlattı. Bugün Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada söz sahibi bir ülke haline geldiği ve son olarak BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçildiğini anımsatan Erdoğan, İKÖ'de de ikinci dönem Türkiye'nin başkanlık yaptığını hatırlattı. Bütün bunlarla beraber Türkiye'nin Kıbrıs meselesinde de vakur bir şekilde tavrını ortaya koyduğunu anlatan Erdoğan, ''Kimse 'Kıbrıs'ta şunu verdiniz' diyemez. Asla. Kazan-kazan anlayışının dışında bugüne kadar hareket etmedik. Problem meydana da getirmedik. Problemleri de çözelim istedik. Çözümsüzlük çözüm değildir. İktidarların görevi nedir? Sorunları çözmek. Bunu yapmak için siz bizi görevlendiriyorsunuz'' dedi. Erdoğan konuşmasının sonunda partililerden halka hükümet icraatını anlatmalarını isteDİ. Kars'ın Büyük Çatak ve Küçük Çatak köylüleri arasındaki kan davasının çözüldüğünü belirten Erdoğan, ailelerin ileri gelenlerini kürsüye davet etti. Ailelerin ileri gelenlerini öpüştürerek barıştıran Erdoğan, böyle sorunların yaşanmaması gerektiğini vurguladı. Erdoğan'a çeşitli hediyeler verildi. Partililerle sohbet eden Erdoğan, çocuklara oyuncak vererek salondan ayrıldı. Başbakan Erdoğan, ziyaret ettiği valiliğe geçerken de vatandaşlarla ilgilendi ve çocuklara hediyeler dağıttı. AA
<< Önceki Haber Erdoğan: Bunu iddia eden namerttir Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER