ABD ise "Teröristini getiririz ama İran'a karşı tavır al" diye ısrar ediyor
Dağlıca'da 12 askerin şehit edilmesinden bu yana
Türkiye'nin gündemini belirleyen
sınır ötesi operasyon,
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretine ve bugün Başkan
Bush ile yapacağı görüşmeye kilitlendi. ABD, Türkiye'nin sınır ötesi operasyon yapmasına
destek verecek mi? ABD de operasyonda yer alacak mı? Yoksa Türkiye'nin operasyonuna gerek kalmadan ABD,
PKK'yı pasifize mi edecek? Türkiye ile ABD uzlaşmadığı takdirde Türkiye'nin dış politikası nasıl değişecek? Türkiye, ABD'nin desteği olmadan operasyon yapabilir mi? Bunun riskleri nelerdir? Tüm bunları
Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Beril Dedeoğlu'yla konuştuk.
* Türkiye'de Kuzey Irak'a yönelik operasyon beklentisi var. Erdoğan-Bush görüşmesinde Türk kamuoyunun beklediği bir sınır ötesi operasyon kararı çıkabilir mi?
Öncelikle operasyon ile neyin kastedildiğinin Türkiye'de çok iyi anlaşılmadığını düşünüyorum. Çünkü halihazırda sıfır noktasında askeri bir faaliyet var. Bombardıman yapılıyor. Türkiye'nin Kuzey Irak'ta "uzantıları" var. Onlar da Kuzey Irak'taki oluşumlarla görüşme halinde. Sanki bugüne kadar hiçbir faaliyet yokmuş, bundan sonra başlayacakmış gibi bir algılama var. Bu doğru değil.
* Peki, ne tür operasyondan bahsediliyor?
Dünya kamuoyuna, "Bak, Türkiye Kuzey Irak'a girdi, denecek" türden bir operasyondan bahsediliyor. Niye sınır ötesi operasyon diyoruz? Bu, Mesud
Barzani'nin kendisine yapılan
baskıları kabul etmemesi durumunda Türkiye'nin ona
boyun eğdirme çabası olarak okunabilir. Askeri olarak mermiyi, bombayı, PKK'lıların üstüne atıyorsunuz ama siyasi
hedef Barzani oluyor. Türkiye'nin asıl kaygısı Kuzey Irak'ın çekim merkezi olması. Bir de
Amerika'nın kesinlikle "Gitmeyin, oralarda faaliyette bulunmayın" diye yırtındığı kanaatinde değilim. "Bu işi birlikte yapalım" diyor.
'ABD, İRAN'A TAVIR İSTEYECEK'
* Erdoğan - Bush görüşmesinde ele alınacak konu bu birlikteliğin nasıl olacağı mı?
Görüşülecek olan hangi alanlarda hangi zamanlamayla
ortaklık kurulacağı.
İstihbarat ve
askeri operasyonel gibi kısımlarda ortaklık olabilir. PKK'nın bu
eylemleri, karşı politikalar ve bu görüşmeler Türk-
Amerikan ilişkilerinin yeniden bir stratejik ortaklığa, müttefikliğe girmesine yol açacak bir sonuç doğuracak.
* Amerika'nın istediği bu mu?
Kesinlikle bu. Burada biz Irak'la ilgili konuşuyoruz. Oysa bunun arkasındaki temel
oyuncu İran. Amerika'nın temel derdi İran. Muhtemelen pazarlıklarda ABD, 'Senin teröristini buluruz, getiririz, eylemsiz de yaparız' diyor. Karşılığında da Türkiye'nin İran karşısında pozisyon almasını istiyor. Burada iki tarafı yan yana getirecek bir tehdit gerekli. Ve Amerika parmağıyla İran'ı gösterdi.
* Türkiye İran'ı tehdit olarak görmüyor...
Hükümet,
Müslüman ülkelerle iyi ilişkiler öngördü. Şimdi bu rotasını değiştirmesi için çok baskı var. Zor bir karar. Bu kararı alamadığı takdirde PKK eylemleri devam edecek.
Bu yeniden müttefiklik nasıl yansıyacak kamuoyuna? Çünkü Türk kamuoyunda Amerika'ya olan tepkinin oranı yüksek.
Hemen yansıması ve meyvelerinin alınması mümkün değil. Ortaklığın düzeyi açıklanmayacak. Amerikalılar bir teröristi bulup getirebilir. İsmi Mehmet veya Ahmet olacak ama mühim biri olur. Onlar bilgi verdi, Türk ordusu şunları yaptı gibi. Böylelikle ABD'ye karşı infial yavaş yavaş aşağı çekilir.
* Peki sınır ötesi operasyon?
Barzani'nin peşmergeleri, Amerikalılar ve Türkiye ortaklaşa belli mağaraların bertaraf edilmesi yönünde bir, iki askeri operasyon yapabilir. Onlar da göstermelik olur. Türk kamuoyunda da Türkiye savaşmadan da iradeyi kabul ettirdi olur. Ama askeri harekâtlar da kesinlikle içinde
Kürtlerin, Türkiye'nin ve Amerika'nın olduğu üç ayaklı yapılır.
Uzlaşma çıkarsa PKK'nın durumu ne olacak?
PKK muhtemelen mevcut misyonunu bitirmiş olacak. Bu durum PKK açısından da sürdürülebilir bir şey değil. Daha kaç yıl bu yöntemle var olabilecek. Kürt meselesini şiddetle takdim etmenin dönemi geçti. Yapılanlar
Kürtlere fayda sağlayan, onları siyasete taşıyacak bir eylem haline gelmedi. O nedenle bence PKK da
tercih eder bertaraf edilmeyi, kısmen pasifize edilmeyi. PKK da kendi yandaşlarına
döner ve "Neler yapacaktık ama büyük güçler geldi engel oldu" der.
* Bush-Erdoğan görüşmesinde uzlaşma sağlanamaması ihtimali yok mu?
Eli boş dönülmez. Çünkü ön görüşmeler yapıldı. Generallerle gidiyorlarsa eli boş dönülmeyeceğini biliyorlardır. Anlaşmama ihtimali var ama oranı düşük.
* Diyelim ki anlaşma sağlanamadı?
İşte o zaman kamuoyu "Ne zaman giriyorsunuz?" diyecek ve Türkiye de girmek zorunda kalacak. Bu da savaşan orduya destek veren siyasi ve toplumsal dönüşüme yol açar. Otoriterleşiriz. Bu arada
demokratikleşme de halt olacağı için
Avrupa Birliği olayı da biter. Türkiye, İran ve
Rusya eksenine kayar. İstemese de toplumsal güvenlik endişelerinin yerini artık askeri güvenlik endişeleri alır. Toplumsal düzeyde de kendi vatandaşı olan Kürtler ile Kuzey Irak'taki Kürtler aynı tarafa itilmiş olacak. Bu da Pankürdizme
hizmet edecek bir sonuç olur.
ECEVİT KILIÇ - SABAH