Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, Danıştayın, YÖK'ün, üniversiteye giriş sınavında
katsayı uygulamasının kaldırılması yönündeki kararının yürütmesini durdurması ile ilgili ''Bu karar tamamıyla ideolojik bir karardır. Dolayısıyla böyle bir ideolojik kararı anlamakta zorlanıyoruz. Bunun kabul edilir hiçbir yanı yok'' dedi. Başbakan Erdoğan, bayram namazını kıldığı
Eyüp Sultan Camisi'nden ayrılırken gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, Danıştayın, YÖK'ün katsayı uygulamasını kaldıran kararının yürütmesini durdurduğunu anımsatarak, bu konudaki görüşlerini sorması üzerine Erdoğan, konuyla ilgili YÖK'ün ve ilgili kişilerin gerekli açıklamaları yaptığını söyledi. Aldığı bu kararın, Danıştayın kendi içinde ne denli çelişkili olduğunu gösterdiğini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bu konuda yetkili mercinin YÖK olduğunu söyleyen Danıştayın, aynı yıl içerisinde tamamen o aldığı kararı nakseden bir karar alması hiçbir şeyle izah edilemez. Bu karar tamamıyla ideolojik bir karardır. Dolayısıyla böyle bir ideolojik kararı anlamakta ben şahsen zorlanıyorum. Bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yok. Yargı organıdır, kararını almıştır ama inanıyorum ki muhatabı olan YÖK de bununla ilgili itirazını yapacaktır, tavrını belirleyecektir. Biz de bu ülkede mağdurların haklarını arama noktasında olan bir iktidar olarak, bir siyasi iktidar olarak, yargı karşısında yapılması gerekenleri aramızda bayramdan sonra değerlendireceğiz.''
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, memurların bir günlük ''uyarı grevi'' ile ilgili olarak, bir ülkede yasaların çiğnenmesine müsaade edilirse, o ülkenin yol geçen hanına döneceğini ifade ederek, ''Hukukun önünde saygılı olmayanlar, yasalar önünde bunun hesabını verirler'' dedi.
Erdoğan, bayram namazını kıldığı
Eyüp Sultan Camisi'nden ayrılırken gazetecilerin de bayramını kutladı. Burada bayram mesajını da veren Erdoğan, Kurban
Bayramı'nın ülke, millet ve
İslam dünyası için birliğe, beraberliğe ve hayırlara vesile olmasını temenni etti.
Bayramın insanlığın barışı için, sevgiye dayalı bir dünya için hayır getirmesini isteyen Başbakan Erdoğan, özellikle dini bayramların birlik ve beraberlik için en önemli fırsatlar olduğunu vurguladı. Erdoğan, ''Kurban Bayramı'nı bu noktada, öyle bir fırsat olarak görüyorum. Özellikle milli birlik ve kardeşlik projemizin, demokratik
açılım sürecinin, ağırlıklı gündemde olduğu bir dönemde Kurban Bayramının buna farklı bir ivme kazandırmasını temenni ediyorum. Tüm halkımın ve vatandaşlarımın ailece mutluluk içerisinde nice bayramlara kavuşmasını tekrar temenni ediyorum'' diye konuştu.
-BAHÇELİ'NİN DAVA HAZIRLIĞI-
Bir gazetecinin, ''MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli,
Meclis Genel Kurulu'nda dudak okutmak suretiyle kendisine
hakaret ettiğinizi tespit ettikleri iddiasıyla
dava açmaya hazırlanıyor. Bu konuda neler diyeceksiniz?'' sorusu üzerine Erdoğan, Bahçeli ve ekibinin niyet okuyuculuk kabiliyeti olduğunu söyledi. ''Bir defa bunlar kendileri herhalde aynaya bakarak konuşuyorlar'' diyen Erdoğan, kendisinin lügatında küfretmek diye bir şeyin olamayacağını söyledi. Erdoğan, ''O seviye, onların seviyesidir. Biz o seviyeye hiçbir zaman düşmedik. Düşmeyiz. Bunlar çok çok kabiliyetli oldukları için niyet okumaya devam ediyorlar. Niyet okumaya devam etsinler. Bundan da başka söyleyecek bir şey bulamıyorum'' dedi.
-DOMUZ GRİBİ-
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin ''
Domuz gribinden her geçen gün ölümler artıyor. Bu konuda bir değerlendirmeniz olacak mı?'' sorusu üzerine, ''Geçen yıl normal gripten kaç kişi ölmüş? Onu bir araştırırsanız, herhalde bu yol gösterici olur.'' ifadesini kullandı.
Türkiye'de bir yıl öncesine kadar,
domuz gribi diye bir şey duyulmadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
''Söylenenle, virüsün adı değişti.
Bilim adamlarına bakıyorsunuz. Bu konuda olumlu konuşan var, olumsuz konuşan var. Ben sadece medyadan bir şey rica ediyorum; medya konuyu bu kadar kurcalamasın. Bırakalım bütün vatandaşları... Devlet zaten kendi görevini yapıyor. Biz 'Yan etkilerini anlatacaksınız' dedik. Arkadaşlar yan etkilerini de anlatıyorlar. Bu konuyla ilgili çok açık, net bir şekilde 'İsteğe bağlı olarak aşının yapılması sürecini başlatacaksınız' dedik. Bu konuda da açıklamalar yapılıyor. Bazı basın yayın organlarında, 'Başbakan ikide bir bunu söylüyor' deniyor. Bakın ben söylemiyorum.
Medya olarak siz soruyorsunuz ben de
cevap veriyorum. Cevap da vermeyebilirdim. O ayrı mesele. Cevap veriyorum. Ve diyorum ki, medya bu konuda yardımcı olsun. Yardımcı olması dediğim işi gündemden düşürmesidir.''
Sağlık Bakanlığının domuz gribine ilişkin gerekli çalışmaları yaptığını, aşı ithalini gerçekleştirdiğini belirten Erdoğan, ''Bırakın ben de kendimle ilgili olanı kendim istediğim gibi uygulayayım. Kimseye de gidip (Sen de aşı olacaksın) diye dayatamam. Böyle bir şey söz konusu değil.
Bilim adamları da farklı farklı görüşler ortaya koyuyorlar. Bu iki kere iki eşittir dört değil'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, ''Torununuza aşı yaptırdınız mı?'' sorusunu da ''Benim ailemden şu ana kadar kimse aşı olmadı'' diye yanıtladı.
-MEMURLARIN UYARI GREVİ-
Başbakan Erdoğan, memurların uyarı grevi ile ilgili bir soru üzerine ''Biten işi daha konuşmanın anlamı var mı?'' dedi.
Konuya ilişkin bir başka soru üzerine, ilgili kişilerin gerekli yaptırımı uygulayacağını belirten Erdoğan, bir ülkede yasaların çiğnenmesine müsaade edilirse, ülkenin yol geçen hanına döneceğini söyledi. Böyle bir şey fırsat vermeyeceklerini ifade eden Erdoğan, herkesin hukuk içinde hakkını aramasını istedi. Bir gazetecinin,
KESK Genel Başkanı Sami
Evren, ''Biz Başbakan'ın sözlerine
boyun eğecek
sendika değiliz' dedi. Bu konuda neler diyeceksiniz?'' sorusu üzerine, şunları söyledi:
''Biz
Sami Evren'den, şunun bunun, Başbakan'ın sözlerine boyun eğmesini beklemiyoruz. Hukuka boyun eğmesini bekliyoruz. Ama hukukun önünde saygılı olmayanlar, yasalar önünde bunun hesabını verirler. Olay bu kadar basittir. Biz onların yasalar çerçevesinde çalışmasını istiyoruz. Yasal çerçeve içinde çalışılmadığı zaman ülkede her şeyin ucu açık devam eder ki bunun bedelini ağır öderiz. Ve gerginliklerin yaşandığı ülke haline döneriz. Buna da kimsenin hakkı yok. KESK yapısı itibariyle yasal hakkını kullansın. Biz de saygı duyalım. Ama yasal olmayan haklarını kullanmaya kalkarlarsa o zaman devlet gereğini yapmak durumundadır.''