Erdoğan, Gül ve asker abiler!
Abdullah Gül Çankaya'ya çıkabilir. Ama çıkmasın! Neden?
Asker abiler kızar sonra.
Gül'den iyi
cumhurbaşkanı olur.
Ama olmasın!
Neden?
Asker abiler kızar sonra.
Gül'ün eşinin
türbanlı olması da Çankaya yolunda bir engel değildir.
Öyleyse?..
Yine de çıkmasın Çankaya'ya.
Neden?
Asker abiler kızar sonra.
Gül dürüsttür, namusludur, yumuşaktır, uzlaşmacıdır.
İyi güzel.
Ama cumhurbaşkanı olmasın!
Niye?
Asker abiler kızar sonra.
Önce
Meclis yenilensin deniyordu, yenilendi. Meclis'in meşruiyet tabanı çok yetersiz deniyordu, şimdi fazlasıyla yeterli. Temsilde
adalet yok deniyordu, şimdi var. Yüzde 34 oyla milletvekillerinin yüzde 65'ine sahip olan AKP, cumhurbaşkanını seçemez deniyordu. Şimdi bu da değişti.
O zaman?..
Gül yine de vazgeçsin!
Neden?
Asker abiler kızar sonra.
367 engeli de aşıldı. MHP'nin Genel Kurul'a girmesiyle birlikte cumhurbaşkanı
seçim süreci başlayacak.
Öyleyse?..
Erkeklik Gül'de kalsın.
Neden?
Asker abiler kızar sonra.
Neredeyse her iki seçmenden birinin oyunu alan AKP'nin, biliyorum, kendi adayını cumhurbaşkanı seçmesinden daha meşru, daha haklı bir şey olamaz.
Öyleyse...
Gül'e şövalyelik yakışır.
Nedenmiş?
Asker abiler kızar sonra.
Ne yaparlar? Darbe mi?
Bu devirde hâlâ
darbe mi olur?
Peki, ne yapar asker abiler? Çankaya
cehenneme mi
döner Gül için?
Türkiye ikide bir çalkalanır,
kriz havasına mı sokulur?
Bilmem.
Niye karnından konuşuyorsun ki? Açıkça söyle ne düşündüğünü. Mesaj mı var askerden? Erdoğan'la
Büyükanıt Paşa'nın
Dolmabahçe buluşmasından bir şeyler mi sızıyor?
Cevap yok!
Susma hakkını kullanıyorsun.
Bak, eğer Türkiye'de rejimin adı
demokrasi ise, bu ülkeyi eğer sandıktan çıkanlar yönetecekse...
O zaman bir cumhurbaşkanına Çankaya'yı cehennem etmeye kalkışanlara veya ülkede kriz havası yaratmak isteyenlere karşı da hukukun gereği neyse o yapılır, eski deyişle müeyyide uygulanır.
Ben tekrarlamaktan yanayım. Abdullah Gül iyidir, hoştur ama bir şövalyelik yaparak şu Çankaya sevdasından vazgeçse...
Ben de son defa soruyorum nedenmiş diye?
Asker abiler kızar sonra.
Kızarlarsa kızsınlar!
Böyle demedikten sonra Türkiye'de demokrasi ve hukuk devletine dikiş tutturmak olanaksızdır. Askerin seçilmiş
sivil otoriteye tabi olduğu gerçeğini kabul etmedikçe, bu ilkeyi uygulamadıkça, Türkiye'nin siyaseten normalleşmesi ve demokratik olgunluğa erişmesi mümkün değildir.
Bir nokta daha var:
Asker abiler kızarlarsa kızsınlar demedikten sonra bu ülkenin temel sorunlarının çözülmesi de imkânsızdır.
Kürt sorununa fazla girme! Dağdakileri indirmek için fazla ileri gitme!
Neden?
Asker abiler kızar sonra.
Kıbrıs'ta
fren yap!
Ermeni meselesinde, Ermenistan'la normalleşmede, 301'de, Vakıflar Yasası'nda dikkat et! Yerel
yönetim reformunu ertele! Türban meselesine dokunma!
Neden?
Asker abiler kızar sonra.
Kızarlarsa kızsınlar birader!
Ya açık darbeyle gelir, bu ülkeyi kendi bildikleri gibi yönetirler. Ya da seçim sandığından çıkanlar, tüm sorumluluğu üstlenerek ülkeyi, elbette anayasal çerçeve içinde kalarak yönetirler.
Bir üçüncü yol yoktur.
Üçüncü yol, yani asker abiler kızar sonra zihniyetinin damgasını vurduğu düzen 'köhne düzen'dir. Demokrasi değildir böyle bir rejimin adı. Böyle bir zihniyetle uzlaşmaya da demokratik uzlaşma denemez.
Son nokta:
Abdullah Gül'ün
adaylık konusundaki kararlılığının dün öğle vaktine kadar devam ettiğini biliyorum. Bu durumda, eğer Tayyip Erdoğan'ın sözü de geçerliğini koruyorsa, gelecek hafta Gül'e Çankaya yolu açılacak demektir.
Tersi olursa...
"Sonunda bunlar da askere yattı!" sözü dolaşıma girer.
Bir başka deyişle:
Türkiye ne uzar ne kısalır.
HASAN CEMAL/MİLLİYET