Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, resmi temaslara bulunmak üzere gittiği Kırgısiztan'da
Türkiye'nin Bişkek Büyükelçiliği'nin yeni
hizmet binasının açılış törenine katıldı. Açılışın ardından Büyükelçilik'te beraberindeki gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan,
Mısır'daki gelişmeler, Büyük
Ortadoğu Projesi, Başkanlık Sistemi ve yeni yargı
reformuna ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Erdoğan'ın o açıklamaları:
■ Mısır'da ordu
halkı evlere dönmeye davet etti. Çatışmalar çıktı. Değerlendirmeniz nedir?
Halkın iradesine karşı çıkmak ırmağı tersine çevirmek gibi bir şey. O ırmak neyi gerektiriyorsa er veya geç olacak. Ok yaydan çıkmaya görsün. Mısır'ın içişlerine karışmak gibi bir niyetimiz yok. Ancak Ortadoğu'da 10 yıllardır bir sıkıntı çekiliyor. Bunun acısını
bölge halkları çekiyor. Bizler Ortadoğu'yu tribünden izleyecek bir
ülke değiliz. Gittiğimizde bize soruluyor.
■ Okyaydan çıktı mı diyorsunuz?
Ok yaydan çıktı gözüküyor.
Proje doğmadan öldü
■ Çevreye yayılır mı?
El Cezire'nin yayımladığı
Filistin belgelerini nereye koyacaksın? Mısır'daki belgeler de öyle. Bu halklar bırakın bu belgeleri görmeyi bizzat yaşıyor. Şarmelşeyh'te 4 başbakanın konuşmacı olarak katıldığı 2 bin 500 kişilik bir toplantıda bir bayan kalktı, sorusundan gazeteci olduğunu anladık ve bana sordu. 'Sizin ülkenizde seçimler kaç haftada yapılıyor' diye. Sorunun cevabını tabii ki biliyordu. Ben kendisine, '24 saatte kesin sonuçlar alırız ama aynı gece 10-11 gibi durumu anlarız' cevabını verdim. Bayan gazeteci dedi ki, 'Bizde de bir ayı aşıyor.' Mısır Başbakanı Ahmet Nazif'te ses yok.
■ Bu gelişmeler Büyük Ortadoğu Projesi'nin BOP) tepeden aşağıya değil aşağıdan yukarıya gerçekleşmesi diyebilir miyiz?
BOP, Türkiye'deki kadar hiçbir yerde yanlış anlaşılmadı. Kılıçdaroğlubana 'Obama'nın eş başkanı' diyor. Ama projede ilk aşamada üç ülke, Türkiye,
İtalya ve
Yemen eş başkandı. Ama proje doğmadan öldü. Bize düşen bu projede kadın hakları ve
demokratikleşme idi. Proje ilerleseydi, kazanımlar sağlasaydık fena mı olurdu.
Cumhuriyet tarihinde hep suçu Ba-tı'ya attılar. Siyonistler şöyle yaptı, böyle yaptı. Sen ne yaptın? Gardını alsana. Sen adam değil misin? Senin gardın düşmüş. O geldi vurdu, bu geldi vurdu.
■ Türkiye AB'den vaz mı geçiyor?
Biz son 8 yılda kendi duruşumuzu aldık. Herkes o duruşa göre tavır alsın dedik. AB'ye karşı son günlerdeki çıkışımız da öyle. Biz bu projeden vazgeçmiş değiliz. AB'ye bizi almayacaklarsa bunu AB açıklasın.
■ Borçlu hikâyesindeki gibi, onlar mı düşünsün?
Evet biraz da onlar düşünsün...
Hukuk falan hep hikâye
■
Yargı reformuna CHP'nin tepkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yargı reformu aslında yeni ana
yasayla olacak. Bu yasa
oksijen çadırında bekleyen dosyaları, zaman aşımından 20 bin dosyayı kurtaracak. İstinaf
mahkemeleri kurulsun deniyoır. Kurulsa ancak aşağıdan yukarıya gelişi durduracak. 1 milyon 800 bin bekleyen dosyayı eritemez.
Yargıtay açıklama yapmış. Teklif bizden geldi diye karşı çıkıyorlar. Ama ilginçtir, bina yapmak istiyorlar,idari mahkemeye takılmışlar
Anayasa Mahkemesi'nin binası var aynı parselde. Mahkeme Yargıtay'a izin vermiyor bina için. Birisi birisine kafayı taktığı zaman hukuk falan hep hikâye.
Başkanlık Sistemi çok başlılığı kaldırır
■ Başkanlık Sistemi'ni sizin açınızdan cazip kılan nedir?
Başkanlık Sistemi'ni parlamentoyu dışlayan bir
sistem olarak görmüyorum. Farklı düşünüyorum. Başkanın her dediği olacak diye bir şey yok. Aksine orada ikili bir parlamento var. Hem
Temsilciler Meclisi hem de Senato'dan geçecek. Mesela başkan harcamak n Senato'dan geçiriyor. Bizde
bütçe Meclis'ten geçerken izin alıyoruz sonra bir daha parlamentoya uğramıyoruz. Çok başlılığı ortadan kaldırıyor Başkanlık Sistemi. Bizde bir vali ataması üç kez gidip geliyor. Orada seçimle geliyor. Memur atamaları da aynı. Bir milli eğitim il müdürü 12 defa gidip geliyor.
Erzurum il eğitim müdürü hapse girdi, kefaletle çıktı idare mahkemesi kararıyla göreve döndü.
Üniversite Oyunları için Erzurum'a gittim. İsimsiz bir
mektup geldi. Yanıma valiyi alıp ismi geçen okula gittim.
Okul durumu çok kötüydü.
Valiye sordum 'Malum zat geri döndü her yere ulaşamıyoruz' dedi. Ben de kendisine 'By-pass edeceksin özel
ekip kurup her yere ulaşacaksın' talimatını verdim. Bizim derdimiz 15 tatilde veya yıl sonunda gerekli
bakım onarımları yapıp okulları pırıl pırıl öğrencilere sunmak. Yoksa aldığın parayı repoya yatırmak değil.
■ Ödeneğini repoya yatıran mı var?
Zaman zaman yakaladığımız paralar var. Repo dediğim biliyorsunuz
faiz. Oligarşik
bürokrasi elindeki parayla bir yerleri ezmek, ulufe dağıtmak istiyor ama kendi parasıyla değil tabii.
■ Başkanlık Sistemiyle ilgili zamanlama?
Bu sisteme hemen geçeceğiz yeni anayasaya koyacağız diye kimseye vaadimiz yok. Mevcut anayasayı anlayamıyorum.
■ Özbudun taslağında zaten Başkanlık Sistemi yok. Partiniz de bu taslağa sadık kalacağı açıklandı.
O
taslak nihai değil, üzerinde çalışıyoruz. Ben bu anayasayı anlamıyorum. Halkın diliyle yazılmış bir anayasa olmalı.
■ Bu tartışmaları yaparken
toplum psikolojisini ne kadar dikkate alıyorsunuz. Siz 'Başkanlık Sistemi tartışılsın' dedikçeyüzde42'nin endişeleri de artıyor.
Toplumsal psikolojiyi çok düşündüm. Bu tartışmaların toplumsal psikolojiye daha iyi geleceğini düşünüyorum. En ileri
demokrasi deyince halkımız nereye bakıyor? ABD ve İngiltere'ye. ABD hangi sistemle yönetiliyor. Başkanlık Sistemi ile. Halkım bunu düşünsün ve Türkiye neden onlar gibi Başkanlık Sis-temi'ne geçmesin?
■ Kafanızdaki
model Amerikan sistemi mi?
Fransa'da da var. Rusya'da da var. Mevcut durumda bizde de yarı Başkanlık Sistemi var. Güçlü cumhurbaşkanlığı var. Sayın Sezer döneminde farklı. Sayın Gül ile çok farklı çalıştık. 'Tek adam tek adam' diyorlar. Tüzüğümüze yazdık. Milletvekilliğini üç dönemle sınırladık.
Açıkcası medyadan
destek beklerdim
■ Ama bu başkan seçilmeye engel değil.
O farklı bir durum. İki partili sistem deniliyor. Amerika'da kaç parti var? İki. Halk elemine ediyor. Güçlü muhalefet, güçlü
iktidar istiyor. Mesela Obama kazandı. İlk seçimde Temsilciler Meclisi'ndeki hâkimiyetini kaybetti. Ben medyadan açıkça daha destek beklerdim. Neden bunlardan korkuyor çekiniyoruz.
Özal konuştu, De-mirel konuştu bu kadar üzerine gitmediler.
■ Çünkü yapılabilirlik meselesi var!
(Erdoğan gülüyor).
RÖPORTAJ: Gülay GÖKTÜRK / BİŞKEK