Erdoğan, devletin katili affetme yetkisine sahip olamadığını vurguladı, "Af yok. Suç işleyen cezasını çeker." dedi. Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Uşak'a gelen Başbakan Erdoğan, Ulu Cami'de kıldığı cuma namazının ardından vatandaşlara Başbakanlık otobüsünün üzerinden hitap etti. Dünyanın değişim, dönüşüm içinde olduğunu, Türkiye'nin de bu değişim ve dönüşümden nasibini aldığını belirten Başbakan Erdoğan, yere sağlam bastıklarını, emin adımlarla geleceğe yürüdüklerini kaydetti. Birçok olumsuz yaklaşım gösterenler olduğunu, ancak kendilerinin, Türkiye'nin durumuna baktıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Sıkıntılar yok mu? Tabii ki var. Sıkıntısız hiçbir an olmaz. Ama bu sıkıntılar nereden nereye gelmiş bu önemli'' dedi. Milli gelirin 79 senede 181 milyar dolar olduğunu, bu rakamın üstüne 5 yılda 308 milyar dolar koyarak geliri 489 milyar dolara getirdiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, kişi başına düşen milli gelirin ise 2 bin 500 dolardan 7 bin dolara yükseldiğini ifade etti. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Hep konuşurlar, 'İthalat, ihracat.' Doğru. İthalat ihracat arasında bir açık var, ama yapılan ithalat nereye gidiyor, sen buna bak. İhracata. Göreve geldiğimizde Türkiye'nin dünyaya sattığı ürün miktarı 36 milyar dolardı, şimdi ne oldu? 2007 yılı sonu itibariyle 107 milyar dolara geldik. 5 senede buraya geldik. Bunlar dün yoktu da şimdi var. Eğer Uşak'ta bugün fabrikalar açılmışsa, organize sanayi bölgesi her geçen gün gelişmişse bu nasıl oldu? Özgüvenden, istikrardan oldu. Dünya piyasalarından gelenlerden oldu. Türkiye artık güvenli bir liman haline geldi ve daha iyiye doğru gidiyoruz. Enflasyon tek haneli rakam. Şimdi buradan bizi vurmak istiyorlar. Diyorlar ki 'Bu sene bak artış gösterdi' doğru ama bir dünyaya bak, dünyada neler oluyor. Buradan tabii ki etkilenmemiz oluyor ama bunun ne kadar olduğu önemli. Türkiye 3 haneli enflasyonu yaşadı. Biz göreve geldiğimizde yüzde 30 enflasyon vardı, şimdi yüzde 8 civarında. Nerelerden nerelere geldik? Göreve geldiğimizde cebimizdeki 100 liranın 78.5 lirası borçtu. Ama şimdi cebimizdeki 100 liranın 39 lirası borç. Ülkemizi böyle sömürdüler. Ama şimdi bu paralar senin cebinde kalıyor. Belki bunu fark etmiyorsunuz. 5 sene önceki alım gücüne bak, bugünkü alım gücüne bak.'' ''IMF'YE BORÇ 6.9 MİLYAR DOLAR KALDI'' 5 sene içerisinde 290 bin adet toplu konut yaptıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, bu konutların hepsinin sahiplenildiğini, vatandaşların buraları aldığını kaydetti. İnsanların alım gücünün yükseldiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Bu konutlar kaymak takımı için yapılmıyor ki, dar gelirli insanlar için yapılıyor, onlar alıyor. Daha da yapacağız'' dedi. Göreve geldiklerinde, Türkiye'nin IMF'ye, 23.5 milyar dolar borcunun olduğunu, bu borcun şu anda 6.9 milyar dolara düştüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Onlar borçlandı, biz ödedik. İnşallah kısa zaman içinde onları da sıfırlarız. Bunu şimdi öderiz ama ödemeye gerek yok. Ucuz bir borçlanma, onun için durmasında fayda var'' dedi. ''FAKİRİNİ, FUKARANI BULACAKSIN, ONLARA ELİNİ UZATACAKSIN, DEVLET BUDUR'' Hükümetin dar gelirliler için yaptığı kömür yardımlarının basında farklı bir şekilde yayınlanmasını da eleştiren Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bazen bakıyorum böyle sağolsun televizyon kanallarında şaşırıyorum. 'Nereden vuracağız bu hükümeti' diye. Fakire fukaraya dağıtılanlar için halkı sadaka dağıtılan insanlar haline getirdiler diyorlar. Çok ayıp, çok çirkin. Bunlar yapamadıklarını 'Acaba nasıl gölgeleyelim' diyorlar. Fakir fukara AK Parti iktidarında mı var oldu? Daha önce yok muydu? Biz bunları kucağımızda bulduk. Ama kucağımızda bulduğumuz bu insanlara tribünden bakacak mıyız? Fakirini, fukaranı bulacaksın, darda kalmışı bulacaksın, onlara elini uzatacaksın, devlet budur. Kış mevsiminde gidip benim valim, kaymakamım, belediye başkanım fakiri fukarayı buluyorsa, kömürü getiriyorsa, bunu sadaka diye takdim etme ayıptır ayıp. Bunu böyle bil. Biz her yıl okullar açılırken masaların üzerine kitap koyuyorsak bunu sadaka olarak niteleme. Zengin fakir ayrımı yapmıyoruz. Neden, sosyal devlet onun için. 5 yılda Türkiye'de tüm ilköğretim okullarında, ortaöğretimde 550 bin bilgisayar dağıttık.'' ''AF YOK'' Eğitim yatırımları hakkında konuşması esnasında bir vatandaşın, ''Af yok mu?'' sözü üzerine Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Af yok, af yok. Suç işleyen cezasını çeker. Devlet katili affetme yetkisine sahip değildir. Katili affetme yetkisi aslında maktulün varislerine aittir, öyle olması lazım. Hukukçu da burada. Öyle mi? Yanlışlık olur, haksızlık olur. Nasıl affeder? Böyle bir yetkimiz bizim yok ki. Bununla ilgili kanun çıkardığın zaman en büyük zulmü yapmış olursun. Katilse cezasını çekecek.'' Bu sözler üzerine aynı vatandaşın, ''Sen de olabilirsin'' demesine üzerine Başbakan Erdoğan, ''Ben olamam. Allah'ın yarattığı bir kula asla biz öyle bir zulüm yapamayız, asla. Biz yaradılanı yaradandan ötürü sevmeyi biliriz. Bununla yetişen insanlar asla insana o şekilde yaklaşmaz'' dedi. Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından çocuklara oyuncak dağıttı. Yol güzergahı üzerindeki 1 Eylül İlköğretim Okulu öğrencilerine ajanda gönderen Başbakan Erdoğan, bir vatandaşın Mehmet Akif Ersoy'un ''Safahat'' adlı kitabını imzaladı. BELEDİYELİKTEN DÜŞÜRÜLEN KARBASAN SAKİNLERİ Dün meclisten geçen yasayla belediyelikten düşürülen Karahallı ilçesine bağlı eski Karbasan beldesinin bir grup sakini, Başbakan Erdoğan'ın otobüsle geçişi esnasında, ellerindeki çeşitli dövizlerle belediyelik haklarının ellerinden alınmamasını talep ettiler. Vatandaşların tuttuğu dövizleri gören Başbakan Erdoğan, otobüsü durdurarak vatandaşları yanına çağırdı. Vatandaşlara, ''Sizi kim örgütledi, söyleyin bana'' diyen Erdoğan, ''Bizi kimse örgütlemedi, halk olarak geldik'' yanıtını veren vatandaşlara, tekrar ''Bırakın şimdi, sizi kim örgütledi?'' diye sordu. Başbakan Erdoğan, daha sonra gruptan bir kişiyi yanına çağırarak, yapılan düzenlemenin yararlarına olduğunu, geçmişte İl Özel İdareden aldıkları kaynağın çok daha fazlasını, köylere hizmet götürme birlikleri aracılığıyla alacaklarını söyledi. AA