Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, ''Herkesin başka milletlerin, başka halkların yan gelip yatma şansı bulunabilir ama bu coğrafyada yaşayan bizlerin, Anadolu insanının, Türk milletinin bir anı bile boşa geçirmeye, durup dinlenmeye vakti yoktur, bizim böyle bir şansımız yoktur'' dedi. Bakan Suat Kılıç, 2011-2012 akademik yılı törenle açılan Gaziantep Üniversitesinde ilk dersi verdi. Gaziantep'teki ziyaretleri hakkında bilgi veren Kılıç, konuşması öncesinde salondan ayrılan öğrencileri eleştirerek, ''Her ne kadar akademik yıl açılışlarına hiç yakışmayan ve bağdaşmayan bir şekilde, bir kısmı benim konuşmam öncesinde salondan ayrılmış olsa da Gaziantep Üniversitesi öğrencilerinin çok gerekli bir ihtiyacı olduğuna inandığım spor tesislerinin tamamlanması konusunda üniversite Rektörümüzün Gençlik ve Spor Bakanlığından beklentilerini ne ise o beklentilerin tamamını da Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak ivedi ve hızlı yöntemlerle karşılamaya hazır olduğumuzu yine burada hem öğretim görevlileri hem de öğrencilerin önünde ifade ediyorum'' diye konuştu. Kılıç, Türkiye'de nüfusun yüzde 17'sinin Sağlık Bakanlığı kriterlerine göre obezite tehdidi altında ve takip eden yüzde 33'lük dilimle maalesef aşırı kilo kriterleri altında bulunduğunu belirti. Gaziantep gibi kebabı bol olan dolayısıyla kolesterol ve kalori hesabını tutturmanın mümkün olmadığı bir şehirde bunu konuşmanın zor olduğunu dile getiren Kılıç, şöyle konuştu: ''Nüfusun yarısının sağlıklı beslenme, eksik beslenme demiyorum, sağlıklı beslenme problemleriyle birlikte yaşamak zorunda olduğu bu ülkede, her bir yurttaşımızın özellikle genç ve yeni nesillerden başlayarak her bireyin asgari bir spor dalıyla iç içe ve birlikte yaşamasını hayatın olmazsa olmaz gereği olarak görüyor ve değerlendiriyoruz. Dolayısıyla Gaziantep Üniversitesi Besyo spor tesisleri bünyesinde faaliyet göstermek üzere tenis kortları ve sahil donatıların çevre düzenlemeleriyle birlikte yapılmasına yönelik talebi son derece gerekli, makul ve yerinde bir talep olarak görüyor, makul gördüğümüz bu talebi de aynı makuliyet ölçüsünde hızla karşılamak üzere alıp kabul ediyoruz. -''Boş geçirecek bir an bile yok'' Bakan Kılıç, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin bakanları olarak, başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere boşa geçirilecek, bırakın bir saati, bir dakika, bir anlarının bile bulunmadığına inandıklarını vurguladı. Cumhuriyet Türkiye'sinin kuruluştaki büyük heyecanı, takip eden yıllarda büyük ölçüde yitirildiğinden dolayı maalesef pek çok sahada ve alanda özellikle de bilim ve teknoloji alanlarında büyük geri kalmışlıklar yaşadığını dile getiren Kılıç, şöyle konuştu: ''Kayıplarımızı telafi etmek için artık bundan sonra zaman kaybetmeye, havadaki bir zerrecik kadar bile tahammülümüz yok. Herkesin durup dinlenme hakkı olabilir, herkesin teneffüse çıkma ihtiyacı olabilir, herkesin yatıp uzanma, uyuma gereksinimi bulunabilir. Deyim yerindeyse halk arasındaki meşhur ifadesiyle herkesin başka milletlerin, başka halkların yan gelip yatma şansı bulunabilir ama bu coğrafyada yaşayan bizlerin, Anadolu insanının, Türk milletinin bir anı bile boşa geçirmeye, durup dinlenmeye vakti yoktur, bizim böyle bir şansımız yoktur. Dolayısıyla başta siz değerli akademisyenler olmak üzere, sizlerin eğitim şartlarınızda eğitim alan, geleceğe hazırlanan kız ve erkek bütün genç kardeşlerimin bu bilinçle yetişmelerini, yürekten, canı gönülden ümit ve temenni ediyorum.'' Kılıç, gençlerin yollarını aydınlatacak ışığa ihtiyaçları olduğunu, bu çoban yıldızlarının bilimsel bilgiyle hareket eden akademisyenler olduğunu vurguladı. Türk dilinin önemini vurgulayan ve zengin Türk dilinin kullanılması konusunda öğrencilerin kendini geliştirmesi gerektiğini ifade eden Kılıç, kitap okumanın önemine değindi. -''Neden 3 çocuk?'' Suat Kılıç, zaman zaman Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın her evlenen yeni çifte en az 3 çocuk çağrısı yapıyor olmasının, belirli kesimlerden sıkı eleştiriler aldığını, hatta ''tipik muhafazakar erkek davranışı'', ''çok çocuk talep ediyor'' şeklinde ''sözüm ona'' sosyolojik bilimsel değerlendirmeler yapanların bile olduğunu vurguladı. Dünyada nüfus grafiklerinin, demografik yapıların çan eğrisi gibi zirve noktasından geriye dönmeye başladığını, dünya nüfusunun yaşlandığını ve en hızla yaşlanan nüfusun Avrupa Birliği üyesi ülkelerin nüfusu olduğunu bildiren Kılıç, şunları anlattı: ''Türkiye'deki bilimsel verilere göre, nüfusu bugünkü gençlik oranlarıyla tutabilmenin yolu her ailede asgari 3 çocuğun olmasıyla mümkün. Yani üç olduğunda çok genç bir nüfus olmayacağız sadece mevcut nüfus istatistikleri, mevcut yaş grafiklerini varlığını muhafaza etmiş olacak. Bu sayı üçten fazlaya gittikçe de Türkiye nüfusu bugünkü gençlik grafiklerinden daha genç bir noktaya taşınmış olacak. Tabii çok çocuk kalabalık bir nüfus, genç ve dinamik bir yapı tek başına yetmez. Eğer ki bu nüfusu iyi eğitebilirsek, iyi öğretebilirsek geleceğe iyi hazırlayabilirsek işte o zaman yeniden tarihin belirli sahnelerinin gelecekte tekerrür edeceğine tanıklık edebileceğimiz yeni bir zaman dilimine giriyor olacağız.'' -Bingöl'deki fedakar anne- Bakan Kılıç, dünya görüşü, inancı, inanışı, mezhebi, Türkiye'nin hangi coğrafi bölgesinde bulunursa bulunsun, doğumdan sonra kendisini kucağına alan annenin okuduğu ninniler hangi dilde olursa olsun tek vatan, tek devlet, tek bayrak ve tek millet doğrularına inanan bir nesli birlikte inşa edebilmek gerektiğini vurguladı. Bugün basına Bingöl'deki bir olayın yansıdığını anımsatan Bakan Kılıç, şunları kaydetti: ''Bingöl'de dün bir canlı bomba hadisesi yaşandı biliyorsunuz. Onunla ilgili sonradan ortaya çıkan bir başka detay var. Bir anne yanındaki iki çocuğuyla beraber yolda yürürken canlı bombayı fark ediyor, patlatacağını da hissediyor ve kendi iki yavrusunu koruyabilmek için kendi canına kast ederek canlı bombanın üzerine atlıyor ve birlikte parçalanıyorlar. İşte bu annenin kendi yavruları üzerine titrediği gibi eğer bu ülkenin aydınları, okumuşları akademisyenleri, öğrencileri bizler ülkemizin ve bu ülkeyi ayakta tutan değerler sisteminin üzerine titreyebilirsek emin olun başta bölücü terör olmak üzere hayatımızı, güvenliğimizi, geleceğimizi tehdit eden her türlü risk aşılabilirdir. Buna inanalım, buna kanaat getirelim, ortak değerler etrafında birbirimize kenetlenelim, emin olun aşılamaz hiçbir güçlüğün olmadığını hep birlikte fark etmiş olacağız.'' Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun, dersin ardından Bakan Kılıç'a, bir fincan kahvenin ''40 yıl hatırı vardır'' diyerek bir çift kahve fincanı hediye etti. Bakan Kılıç da bunu sahnedeki bir yabancı uyruklu öğrenciye hediye etti.