Başbuğ: ‘Tecrübelerimden
ders aldım, değişiyorum’ demiştiniz. İcraatlarınız bu sözünüzü doğrulamıyor.
Erdoğan: Ben gelişerek değiştim.
Basın çarpıtıyor. Beyaz
siyah oluyor. Laiklik tanımına saygılıyız.
Başbuğ: Türk olmak üzerinde durmayıp
Türkiyelilik kavramını getirmeniz son derece tehlikelidir.
Erdoğan: Türkiye’nin temel nitelikleri ile sorunumuz yok. Bundan endişe etmeniz bizi üzüyor.
Başbuğ: Demokrasiyi Türkiye’yi ılımlı
İslam ülkesi yapma aracı gibi mi gördüğünüzü merak ediyoruz.
Erdoğan: İrtica tehlikesini kabul etmiyoruz. İslam, partinin değil benim şahsi referansımdır.
Başbuğ: Kamu Yönetimi, YÖK tasarısı, Belediye sınırlarını değiştiren
yasa tasarısını bize sormadınız.
Erdoğan: Uyarı ve taleplere karşı değiliz. Kamu Yönetimi Yasası ile ilgili görüşlerinize uyduk.
Başbuğ: Ayrılıkçılığı cesaretlendirmekten kaçınmalı.
Avrupa Birliği üyeliğinde yavaş hareket edilebilir.
Erdoğan: Aralık 2004’te üye olamazsak B planını devreye sokarız. Olmazsa
Rusya ile görüşüyoruz.
Başbakan Tayyip Erdoğan’a
Genelkurmay Karargâhı’nda “
Ulusal Güvenlik Brifingi” veren askerlerin,
Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik yolunda yapılan reformların yavaşlatılmasını istediği ortaya çıktı. Erdoğan’dan TSK aleyhinde medyada çıkan haberlerin önüne geçmesini de isteyen askerlerin, toplantıda Kamu Yönetimi Yasa Tasarısı’ndan, YÖK Kanunu’na, Kur’an Kursları Yönetmeliği’nden İl
Milli Eğitim Müdürlükleri’ne atanacak kişilere kadar, neredeyse bütün alanlarda, AKP hükümetinin iki yıllık icraatlarını masaya yatırdığı anlaşıldı. Askerlerin sadece hükümetin icraatları ile de sınırlı kalmadığı toplantıda Erdoğan’dan parti programında yer alan “Türkiyelilik” kavramıyla ilgili maddenin çıkarılması istendi.
‘Söylemleriniz çelişkili’
15 Ocak 2004’te gerçekleşen toplantının
kayıt belgeleri Şener
Eruygur’da ele geçti. 177 nolu klasörde yer verilen belgelere göre “brifingi” dönemin Genelkurmay 2. Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğ sundu. Eski
Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hilmi Özkök ile birlikte dönemin
Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ile
kuvvet komutanları da Genelkurmay Karargâhı’nda hazır bulundu. Başbakan’a ise
Milli Savunma Bakanı Vecdi
Gönül eşlik etti. AKP hükümetinin iktidara gelişinin ikinci yılında gerçekleşen bu toplantının ardından
Genelkurmay Başkanlığı Genelsekreterliği Şehit
Gazeteci Hasan Tahsin Basın Bilgi Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada “Toplantıda Erdoğan’a ülke güvenliğine ilişkin brifing sunulmuştur. Brifingde Erdoğan’a
Irak’taki federasyon girişimlerine,
İncirlik Üssü’nün
yabancı güçler tarafından kullanımı,
Afganistan,
terör ve irticai faaliyetler gibi sunumlar yapıldı” dendi.
Sunumu yapan Orgeneral
İlker Başbuğ, Erdoğan’ın hükümete gelmeden bir yıl önce, 23
Ağustos 2001’de AKP Genel Başkanı sıfatıyla Kalyon Otel’de yaptığı “Ben değişmeyi erdem sayıyorum” sözlerini hatırlatarak “İfade ettiğiniz değişmin ne derece gerçeği yansıttığını değerlendirmek istiyoruz” diyerek başladı. TSK’nın “Laiklik ve
Atatürk milliyetçiliği” ile ilgili hassasiyetine değinen Orgeneral Başbuğ, Erdoğan’a, hükümetin bazı icraatları ile basında yer alan bazı konuşmaların “Ben değiştim” ifadesiyle çeliştiğini öne sürdü. Erdoğan’a “Şimdide icraatlarınız değerlendirilecektir. Söylem ve icraatlarınıza, yöneten
demokrasi değil, yönetemeyen demokrasi fikri hakimdir” diyen İlker Başbuğ, şu başlıklarda değerlendirmelerde bulundu:
‘Haberlere müdahale edin’
“
Cumhurbaşkanlığı’nın
yetkilerini daraltmaya çalışıyorsunuz, MGK danışma
organı iken, alt organ olan MGK Genel Sekreterliği’nin yapısı ve fonksiyonunu değiştirerek etkisini azaltmaya yönelik
düzenlemeler yaptınız, YÖK Yasa Tasarısı’yla kurumun üzerinde siyasi otoritenin hakim kılınmak istenmesi, iç istihbaratın MİT’ten alınarak,
İçişleri Bakanlığı’na bağlanmaya çalışılması, TC İç Güvenlik Stratejisi belgesi karşı görüşe rağmen onaylandı,
Jandarma Genel Komutanlığı’nın görev, yetki ve sorumluluk alanının daraltılarak etkisiz hale getirilmesi çalışması, yasaların hazırlanmasında usule uygun hareket edilmemesi, görüş alınmaması ve bir çoğunun Cumhurbaşkanı tarafından veto edilerek iade edilmesi, Kamu Yönetimi Yasa Tasarısı bize sorulmadı, YÖK sorulmadı,
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çıkardığı Kur’an Kursları değişikliği sorulmadı. Büyükşehir Belediye sınırlarını değiştiren yasa sorulmadı....”
Başbuğ’un, TSK ve hükümet ilişkileri kapsamında yaptığı değerlendirmeler de dikkat çekti: “Medyada TSK’yı yıpratmaya yönelik faaliyetler sürmekte. (...) Basın üzerinde olduğunu bildiğimiz etkinizi kullanmanızı müdahale edemiyorsanız tavrınızı koymanızı bekleriz.
Toplantıda
“TSK açısından hassasiyet arz eden” başlıklar altında şunlar sunuldu:
“TSK üzerinden
politika yapılmamalı, 28
Şubat kararlarının gerektiği şekilde uygulanması ve takip edilmesi, Milli Görüş genelgesinin geri çekilmesi, türbanın kamusal alana çekilmesinin gayretlerinin sürmemesi, Kur’an Kursları Yönetmeliği ile eğitim birliği ilkesinin aşındırılmak istenmesi, İl Milli Eğitim Müdürleri’nin türbanı denetim altına alma arzusu olmayan, göz yumanlar arasından seçilerek atandırılması, YÖK Yasası’nda İHL (
İmam Hatip Lisesi) mezunları için değişiklik yapılmak istenmesi..”
AB’ye üyelik yolunda yapılan reformlar konusunda şu uyarılar yapıldı: “AB’ye sosyal ve siyasal alanda üye olma durumunu düşünmeksizin birçok düzenleme yapılmıştır. Ayrılıkçı düşünceleri cesaretlendiren,
destek sağlayıcı düzenlemelerden kaçınmalı, üyelik konusunda gerekirse yavaş hareket etmeyi de kapsayacak birçok
tedbir düşünülmelidir.”
‘Türkiyelilik tanımı tehlikeli’
İlker Başbuğ, hükümetin siyasi icraatlarının yanı sıra AKP’nin programına yönelik uyarılarda da bulundu: “Parti programında Türk olmak üzerinde durulmayıp, tanım değiştirilerek ‘Türkiyelik’ kavramı getirilmektedir. Bu tanım son derece yanlış ve tehlikelidir.”
PKK’ya yönelik “tavır alınması”nı isteyen askerlerin bu konudaki görüşleri ise şöyle: “Irak’ta yeniden yapılanma çalışmaları sürmekte olup, birbiriyle ilişkili bu faaliyet ve gelişmeler konusunda politikanızın bizimle paylaşılması önem arz etmektedir. PKK faaliyetlerine yönelik tavır koymazsanız endişemiz daha da artacaktır.”
İlker Başbuğ’un Erdoğan’dan ilginç bir talebi daha oluyor:
“
Güneydoğu’da siyasi bir kararlılığa ihtiyaç var. Mesela
HAK-PAR’ın tutumu ve olan olaylar karşısında tavır takınmalıydınız ki kendilerine gelsinler. Takdir sizin.” (
Taraf’ın notu: Aynı tarihlerde Hak ve
Özgürlükler Partisi, programında ‘
Federasyon’ tezine yer verdiği için tartışmalara neden olmuştu. Brifing toplantısından bir hafta önce, 07 Ocak 2004’te,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Siyasi Partiler Yasası’na muhalefetten parti hakkında inceleme başlatmıştı.)
Orgeneral İlker Başbuğ’un sunduğu brifingin ardından kuvvet komutanları da söz alarak görüş belirttiler. Komutanlar, “TC
Anayasası’nda belirlenmiş devlet yapısında öngörülen yapıya ters düşen uygulamalardan, tüm teşkilatlarımız tedirginlik duymaktadır” açıklamasında bulundular.
İslam şahsi referansım
Başbakan Erdoğan’ın, “brifing” ile ilgili olarak kendisi de söz alarak tek tek açıklamalarda bulundu. “Takdimde bazı yorumlar var, bunlar kimlerin bakış açısını yansıtıyor bilmiyorum” diye sözlerine başlayan Erdoğan, YÖK, Kamu Yönetimi
Temel Yasası, Milli Eğitim Müdürlükleri, Kur’an Kursları düzenlemesi konularında Genelkurmay Başkanı’nın görüşlerini dikkate aldıklarını vurguladı.
Milli Görüş düşüncesi ve
Erbakan ile birlikteliği konusuna da değinen Erdoğan, “Erbakan ile birlikteliğim
gençlik dönemime rastlar, Hoca benim Büyükşehir Belediye Başkanı olmamı istemedi. Uzun zaman sonra birlikte çalışamayacağımızı anladık ve ayrıldık” açıklamasında bulundu.
Basında yer alan bir haberde kendisine atfen “
Refah Partisi’nin referansı İslam’dır” yazıldığını ancak bunun doğru olmadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi: “İslam Refah Partisi’nin değil, benim şahsi referansımdır. Cumhuriyet’in temel niteliklerine, Anayasa’nın
laiklik tanımına saygılıyız. İrtica tehdidini kabul etmiyoruz,
Gonca Kuriş olayı hiçbir zaman kabul edilemez. TC’nin temel nitelikleri ile sorunumuz yoktur. Ayrıca laiklik anlayışı ile bizim anlayışımız tam uyuşmaktadır. Konuşmalarıma bakın dini referans vermedim. Aslında dini referans veren, dini kullanan
Baykal’dır,
seçim propagandası döneminde
Yaşar Nuri
Öztürk’ü yanından ayırmadı.”
Erdoğan “AB’ye üyelik sürecini yavaşlatın” diyen askere şu yanıtı verdi: “Aralık 2004’te AB’ye giremezsek B planını uygularız. Ama Türkiye muhakkak güçlü bir organizasyonda olmalı veya bir teşkilatın başını çekmelidir.
Bush’a AB’ye üye olmazsak NAFTA’ya alın demiştim. Oraya girmezsek Türki Cumhuriyetlerin içinde olduğu bir organizasyona gireriz. Rusya ile görüşmelerimiz var.”
Niyetimiz iyi dikkate alın
Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hilmi Özkök de ilk konuşmasında “Yapılan değerlendirmelerin gerginlik yaratmak maksadını taşımadığını ancak TSK’nın düşünce ve endişelerini yetkili makama iletilmesi ana düşüncesinden kaynaklandığını” kaydetti. Erdoğan’ı dinledikten sonra yeniden söz alan Hilmi Özkök, şunları dile getirdi: “Rahatsız olduğumuz konuları aktarmak için bugün bir araya geldik. Umarım iyi niyetle yaptığımız bu değerlendirmelerden sonra TSK, ülkenin temel değerlerinin korunmasında tavır almaya zorlanmaz. Aramızda mevcut güvensizlikler önlenmelidir. Bu açıklamalarımız ve zaman zaman yaptığımız uyarılarımız dikkate alınmalıdır.”
TARAF