MÜSİAD'ın Türkiye'ye kurulduğu 1990 yılından bu yana büyük katkılar sağladığını belirten Başbakan Erdoğan, MÜSİAD'ın Türkiye'nin ekonomik kriz geçirdiği zamanlarda bile birçok şehirde ciddi sanayi yatırımı gerçekleştirdğini söyledi. MÜSİAD'ın Türkiye'de güçlü ve standartları yüksek bir demokrasi için yıllarca mücadele verdiğini belirten Başbakan Erdoğan, demokrasinin vatandaşların özgür iradesi ile serbestçe hiçbir baskı altında kalmadan oy kullanması olduğunu dile getirdi. "MİLLETİN OY VERME EŞİTLİĞİNİ TARTIŞMAYA AÇAMAZSINIZ" Demokrasinin her seviyeden, gelir düzeyinden, kökeni, ırkı, dini ne olursa olsun her vatandaşın eşit oy hakkına sahip olması anlamına geldiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, bu özgürlüğü tartışmaya açmanın demokrasiyi tartışmaya açmak olacağını vurguladı. Erdoğan, "Demokrasi her seviyeden, gelir grubundan, kökeni, ırkı, dini ne olursa olsun her bir vatandaşın eşit oy hakkına sahip olmasıdır. Bu özgürlüğü vatandaşın elinden alırsanız, orada demokrasinin hiçbir çeşidinden bahsedilemez. Oy vermedeki eşitliği tartışmaya açarsanız, doğrudan demokrasiyi tartışmaya açmış olursunuz. Siyasi patilerden hiçbir tepkinin gelmemesi çok manidardır. Milli iradeyi kategorilere ayırmak demokrasiyi tartışmaya açmakla eş anlamlıdır. Demokrasiye, milli iradeye demokratik kazanımlara karşı atılan her adım yine karışsında tüm demokratik örgütleri, partileri bulabilmelidir." diye konuştu. Türkiye'de 2007 yılında yaşanan siyasi gerilimden dolayı küresel sermaye yatırımlarında yüzde 85 gerilime yaşandığını aktaran Erdoğan, Türkiye'de bazı kesimlerin bu durum karışında "zevkten dört köşe" olduğunu dile getirdi. Sermayenin ürkek olduğunu ve yatırım yapacakların kendisine Türkiye'deki son durum hakkında sürekli sorular yönelttiğini aktaran Erdoğan şöyle konuştu: "Asılnda dilerdim ki bunu bana sormasınlar. Öyle bir noktaya geldik ki misak ı milli sınırları içine kendisini hapsetmekten sınrılarını dar tutmaktan, değişememekten dolayı kendilerine övünç payı çıkarıyorlar. 1940 ların Türkiye'sine dünyasına takılıp kalmışlar. Oradan bir adım öteye geçemiyorlar. Keşke misak-ı milli sınırları olsa, o kadar bile değil. Bunlar dünyaya sağır, kör, görüşmelerden haberleir yok. Kuyu kazmakla, başaranların altını oymakla meşguller." "PİRİNÇ SPEKÜLATÖRLERİNDEN HESAP SORACAĞIZ" Türkiye'nin son günlerde suni krizlerle karşı karşıya kaldığını belirten Başbakan Erdoğan, son günlerde gündeme gelen pirinç krizi hakkında da açıklamada bulundu. Yaşanan krizin spekülatörlerden kaynaklandığını aktaran Erdoğan, "Bunlarda ar diye bir şey yok.. Depolarda bunları saklamak suretiyle vatandaşa daha pahalı pirinç nasıl satacağız hesabını yapıyorlar" şeklinde konuştu. Bazı gazetelerde "70 li yıllara geri dönüş yaptık, kuyruklar oluştu" şeklinde çıkan haberlerin hükümeti yıpratmak amacıyla yapıldığını söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü; "Dert başka dert, biz bu iktidarı nasıl yıpratırızın peşindeler. Bir kuraklık var. Tamam biz geçen yıla kadar pirinç ihraç ettik. Ama şimdi de ithal ediyoruz. Benim ülkemde biz milletçe gerekirse pirinç yemeyiz, bulgur da yemeyiz. Ama buna ihtiyacımız yok, pirincimiz var. Yine biz pirinç ithal etmek suretiyle vatandaşımızın damak tadını da kaçırmayız. Bu tür spekülatörlere, cambazlara aldanamayın, gerekirse ihbarda bulunun. Bunları üzerine üzerine gideceğiz. Milletimize karşı bu tür oyunlara girenlere milletçe bunun hesabını sormak zorundayız." Başbakan Erdoğan'a konuşmasının ardından MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat tarafından plaket verildi. CİHAN