Erdoğan'dan Baykal'a: İSPATLA - İZLE

Başbakan Erdoğan başkanlığındaki MKYK toplantısı sona erdi. Toplantının ardından Başbakan Erdoğan açıklama yaptı.

Erdoğan'dan Baykal'a: İSPATLA - İZLE

CHP'nin telekulak iddiasıyla GAP eylem planını sabote etme yoluna girdiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, ''CHP; planlayarak, isteyerek, bilerek, taammüden ülkenin iyimser gündemini kundaklamıştır. Ateşe vermiştir'' dedi. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''CHP planlayarak, bilerek, isteyerek, taammüden ülkenin iyimser gündemini kundaklamıştır. Ortalığı karıştırıp sonra da bu ağır suçlamaların sorumluluğundan kaçamazsınız, kaçamayacaksınız'' dedi. Erdoğan, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından yaptığı açıklamada, ülkenin temel meselelerini ele alan yararlı bir toplantı yaptıklarını belirtti. Toplantıda son 1 ayda meydana gelen iç ve dış politik konularla sosyal ve ekonomik politikalarını değerlendirdiklerini anlatan Erdoğan, yarın Kızılcahamam'da başlayacak istişare toplantısında partisinin milletvekilleriyle değerlendirmeleri sürdüreceklerini bildirdi. AK Parti olarak ülkeyi kalkındıracak, milletin yaşam standardını yükseltecek çalışmaları hız kesmeden sürdürdüklerini anlatan Erdoğan, son 1 haftada yoğun bir program gerçekleştirdiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, ülkenin ekonomik ve sosyal gelişiminde hayati önemi olan GAP, DAP ve KOP projelerinde büyük hamle başlattıklarını ifade ederek, ''Geri kalmış bölgelerin talihini değiştirecek işsizlik, göç ve terör gibi temel sorunlarımızda çok önemli iyileşmeler sağlayacak bu hamlenin takvimini ve kaynaklarını Diyarbakır'dan Türkiye ve dünyaya duyurma fırsatı buldum'' dedi. GÜNDEM SAPTIRMA ATAĞI Erdoğan, şöyle konuştu: ''Biz ülkemizi kalkındıracak hizmetler için Diyarbakır'da, Osmaniye'de, İstanbulda toplu açılışlar gerçekleştirirken, bu kadar azimli, bu kadar kararlı mesai sarf ederken ne yazık ki ana muhalefet partisi CHP yapıcı eleştiriyle buna katkıda bulunmak yerine gündem saptırma atağına girmiştir. Biz hizmet hamleleri yapıyoruz onlar gündem saptırma ataklarını sürdürüyor. Milletimizin umutlarını kırmak, karamsarlığa sevk etmek, adeta güzel, iyimser ortamı zehirlemek için özel bir gayret içindeler. Bu kez de Güneydoğu Anadolu Projesi Eylem Planımızın ülke genelinde meydana getirdiği olumlu havayı izan ve insafa sığmayacak iddialarla sabote etme gayretine girdiler. Bu ülkede iyi işler yapılsın, konuşulsun, tartışılsın istemiyorlar. Milletimizin gerçek meselelerini asıl gündemini konuşmaktan kaçan, onun yerine fantastik söylemlerle gündemi sürekli, fuzuli işgal altında tutan, gerçeküstücü sürrealist muhalefet anlayışıyla karşı karşıyayız. CHP ve sayın Baykal, gerçekler dünyasından kopuk sürrealist siyaseti artık bırakmalı, kendi hayal dünyalarında yaşamaktan kurtulmalıdır. Çünkü bu muhalefet anlayışı artık CHP'ye değil millete ve devlete de ciddi zararlar vermeye başlamıştır. Bunu milletimiz adına üzüntüyle karşılıyoruz.'' CHP Genel Sekreteri Önder Sav ile Merkez Valisi Ali Serindağ arasında geçtiği iddia edilen konuşmaların yayımlanmasından 5 gün sonra Cumhuriyet Savcılığı'na başvurduğunu dile getiren Erdoğan, ''Acaba bu gazeteyi 5 gün sonra mı okudu?'' diye sordu. GAP EYLEM PLANINI AÇIKLAMAMIZI BEKLEDİ ''Kendi iddiasını ciddiye alan, kendisine karşı suç işlendiğini iddia eden birinin yapacağı iş bu mudur?'' diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''Bu göstermelik, dostlar savcılıkta görsün davranışı mıdır? Konuyu ciddiyetle ele alıp hemen aynı gün Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmak yerine, sayın Baykal, GAP Eylem Planımızı açıklamamızı bekliyor. Bu arada iddianın muhatabı gazete ortadayken doğrudan partimizi, hükümetimizi, devletimizin güvenlik güçlerini itham eden çok ağır hatta akıl almaz suçlamalarda bulunuyor. Böyle ağır ve ciddi meselede ana muhalefet partisinin ciddiyetten yoksun bu yaklaşımını nasıl izah edebiliriz? Bunun tek bir izahı var: Cumhuriyet Halk Partisi planlayarak, bilerek, isteyerek, taammüden ülkenin iyimser gündemini kundaklamıştır. Ortalığı ateşe verdikten sonra şimdi de nasıl kaçarımın hesabını yapıyor. Bu işten nasıl sıyrılacağını düşünüyor. O kadar kolay değil. Ortalığı karıştırıp sonra da bu ağır suçlamaların sorumluluğundan kaçamazsınız, kaçamayacaksınız. AK Parti olarak, hükümet olarak bu işin peşini bırakmayacağız. Gerçekler mutlaka ortaya çıkarılacaktır. CHP ve sayın Baykal; ya bu iddialarını ispatlayacak ya da bu iddiaların altında kalacaksın. Bundan önce de yaptın ve gensoru verme alışkanlığına kapıldın. Gensorunun da izzetiyle oynadın. Verdiğiniz gensoruda isnatta bulunduğunuz iş adamları sizi yalanlamaya başladı. Yalanladıkça batıyorsun. CHP için bu işten başka türlü kurtuluşun başka yolu yoktur, olmayacaktır. İspat edeceksin. Zira hukukta kaide müddei, iddiasını ispatla mükelleftir. AK Parti'ye, hükümetimize, devletimize suç isnadında bulunamazsın. Buna izin asla vermeyiz. Bu böyle bilinsin. Milletimiz de bunu zaten böyle biliyor. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, hangi deliğe girerlerse girsinler arkalarında olacağız. Çünkü biz gerçeklerin bir an önce ortaya çıkarılması için üzerimize düşen her şeyi ciddiyetle yapıyoruz, yapacağız. Biz hak, hukuk, özgürlük meselelerini ciddiye alıyoruz. Biz CHP gibi yapmayız, boş yaygara koparmayız.'' BERABER ARAŞTIRALIM Erdoğan, Baykal'ın ''AK Parti'ye yönelik iftiralarını süratle yargıya taşıdıklarını'' bildirerek, AK Parti Meclis Grubunun da dün araştırma komisyonu kurulması için teklifte bulunduğunu kaydetti. Erdoğan, ''Buyurun, hala ses yok. Niye gelmiyorsun? Haydi buyur gel. Beraber araştıralım. Varsa bir bildiğin söyle, ortaya koy. Koyamayacaksın. Koyamadığın gibi de her geçen gün de batacaksın'' diye konuştu. Konuyla ilgili hukuki ve idari yasal işlemlerin başlatıldığını anlatan Erdoğan, konunun tüm boyutlarıyla ve ciddiyetiyle üzerine gidildiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, ''Kimin yasa dışı dinleme iddialarını aydınlatmak, kimin örtbas etmek istediğini de böylece milletimiz ayan beyan görecek'' dedi. Erdoğan, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından yaptığı açıklamada, temel hak ve özgürlükler konusundaki, özel hayatın gizliliği noktasındaki, iletişim hakkı konusundaki hassasiyetlerinin herkes tarafından çok iyi bilindiğini belirterek ''Biz, hangi gerekçeyle olursa olsun, hangi amaca hizmet ederse etsin, kimi hedef alırsa alsın ayrım yapmaksızın kişilerin yasa dışı yollarla dinlenmesini özel hayata müdahale olarak görüyoruz ve kabul edilemez buluyoruz'' diye konuştu. Kendisinin de arkadaşlarının da, Partisi'nin de bu konuda en küçük bir tereddütü, en küçük bir çekincesi veya çekinceli duruşu bulunmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, AK Parti'yi kurdukları andan itibaren demokrasiyi en çağdaş ve en gelişmiş standartlara kavuşturmanın mücadelesi içinde olduklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, ''Türkiye, bir hukuk devletidir, hukuksuzluğa, hukuk dışı alanlara, karanlık odalara asla izin vermeyiz. Yasa dışı dinleme, insan haklarına aykırı bir eylemdir. Onaylamamız hiç bir şekilde, hiç bir gerekçe ile söz konusu olamaz. Özel hayatın gizliliği noktasındaki hassasiyetimiz, beş buçuk yıllık uygulamalarımızla ortadadır'' dedi. Haberleşmenin ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarının cezalarını bizzat kendi hükümetlerinin ağırlaştırdığını vurgulayan Erdoğan, ''Bizden önceki hükümetler niye böyle adımlar atmadı? Yasal dinlemenin belli kurallara bağlanması için gerekli düzenlemeleri biz hayata geçirdik. Bizden öncekiler niçin bu yolda adımlar atmadı? Eğer ortada bir yasa dışılık bir hukuksuzluk varsa bunun üzerine kararlılıkla gidileceğinden milletimizin tek bir ferdi bile şüphe duymamalıdır'' diye konuştu. SAV ÖZÜR DİLEMELİDİR ''CHP'nin soruşturma talebinde bulunmak, suç duyurusunda bulunmak yerine meseleyi siyasi bir soruna dönüştürme çabası içerisinde olduğunu'' ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Konunun muhatapları belliyken, CHP liderinin meseleyi Hükümet'le ilişkili hale getirmesi hayret verici bir çarpıtmadır'' dedi. Erdoğan sözlerin şöyle sürdürdü: ''Konu daha yargıya intikal etmeden, enine boyuna incelenmeden, araştırılmadan, ortada bir tespit yok iken AK Parti'yi suçlamak, Hükümet'i zan altında bırakmak, İçişleri Bakanlığımıza, güvenlik güçlerimize, polisimize çeşitli isnatlarda bulunmak insaf dışıdır, izandır. Göreceksiniz, CHP istemese bile, üzerine gitmese bile biz bu olayın sonuna kadar üzerine gideceğiz ve bütün boyutlarıyla inanıyorum ki bu işi açığa kavuşturacağız. Tabii CHP Genel Başkanı'nın ve Genel Sekreteri'nin paniğini soğukkanlılıktan, sağduyudan uzak ithamlarını, iftiralarını da anlamakta hiç güçlük çekmiyorum. Geçtiğimiz günlerde, kamera önünde, yaşlı bir vatandaşımızın dini duygularıyla alay eden, aynı zamanda Sevgili Peygamberimiz gibi bütün Müslümanlar için kutsal bir şahsiyeti tahkir eden Sayın Sav'ın telaşını anlıyorum, ama bir yanlışı başka bir yanlışla düzeltmek, telafi etmek, unutturmak mümkün değildir. 'Bu ülkenin yüzde 99'u Müslümandır' diyoruz, Sayın Sav'ın öncelikle çıkıp, bu ülkenin insanlarından özür dilemesi lazım, ama hala çıkıp dilememiştir, dileyememiştir. Şimdi bunu örtmenin gayreti içinde. Çünkü bunlar yanlışlarını, hatalarını ancak böyle düzeltebiliyor. Yoksa daha büyük bir skandal meydana getirerek, başka bir skandalın varlığını ortadan kaldıramazsın. Buradan tekrar ediyorum; Sayın Sav, milletin değerlerine yönelik hakaretamiz yaklaşımlarından kurtulmak için kendinize avukatlar aramayın. Grup Başkanvekili'nin konuşması bu işi kurtarmaz. Siz kendiniz konuşmak durumundasınız. Bu iş avukatla çözülmez, sizin dilinizden çıkacak, sizin dilinizden çıkmadıkça bu işi çözemezsiniz. Başka çıkış yolları aramayın, çünkü bu çıkmaz yoldur.'' ''Gerçekleri çarpıtarak, yalan ve iftiralardan medet umarak hiçbir amaca ulaşılamayacağını'' söyleyen Başbakan Erdoğan, ''Bu yolla benim aklıma doğrusu 1940'ların baskıcı, otoriter, tek parti dönemini yeniden hatırlatan gerçekleri de gelmiyor değil. Belli ki Cumhuriyet Halk Partisi hala o tek parti olmanın özlemi içinde. Tek partili yönetimlerin olduğu dönem var ya onun özlemi içinde'' diye konuştu. KADROLAŞMANIN DUAYENİ CHP ZİHNİYETİ Erdoğan sözlerin şöyle sürdürdü: ''Sayın Baykal ve arkadaşları 40'lı yılların CHP'sini hasretle arıyor. Bu durumu sadece nostaljik bir özlem olarak geçiştirmek mümkün değildir. Sayın Sav öyle görünüyor ki kendisini hala 1940'lı yıllarda zannediyor. Devletin valilerini de CHP'nin il başkanları zannediyor. Öyleydi ya... Birilerinin artık Sayın Baykal ve Genel Sekreteri'ni bu uykudan uyandırmasında fayda var. Valiler; artık CHP'nin il başkanları değil, veya bir başka partinin il başkanları değildir. O devirler çok geride kaldı. Yatıp kalkıp AK Parti'nin bir kadrolaşma harekatı içerisinde olduğunu söylüyordun Sayın Baykal, genel sekreterinle aynı odada oturan Vali, beş yıldır orada görev yapıyor. Eğer kadrolaşma harekatı içerisinde olsaydık, o valiyi oradan çoktan görevden alırdık. Lütfen bunun üzerinde de hassasiyetle düşünmelerinde fayda var. CHP'nin ve Genel Sekreteri'nin, zorda olsa bunu artık anlaması ve kabullenmesi gerekiyor. CHP'nin eski günlerinin özlemi içinde, bürokrasiyle kurmaya çalıştığı bu çarpık ilişkiyi de ortaya çıkarması bakımından bu olay son derece düşündürücüdür.'' ''Bu ülkede kadrolaşmanın mihmandarı, önderi ve duayeni CHP zihniyetidir, bunu da özellikle bilmenizi istiyorum'' diyen Başbakan Erdoğan, son gelişmeleri ''siyasi ahlakla bağdaştırmanını mümkün olmadığını'' söyledi. Erdoğan, ''CHP'nin kendi kendisini ve devletin bir valisini içine düşürdüğü bu durumu milletimiz ve demokrasimiz adına üzüntü verici buluyor ve kınıyoruz. Sayın Baykal, bağırarak çağırarak kuru gürültüyle bir defa bu gerçekleri saklayamazsın. Milletten, milletin gündeminden, gerçeklerden bu kadar kopuk bir siyaset anlayışıyla bir yere varmanız mümkün değildir. Biz AK Parti ve Hükümet olarak sonuna kadar gerçeklerin takipçisi olacağız. CHP'nin içine düştüğü bu ibret verici durumu da milletimizin takdirine havale ediyorum'' diye konuştu. SORULAR Başbakan Erdoğan açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin ''Konuşmanızın bir bölümüne değindiniz, Sayın Dışişleri Bakanı'nın da yurt dışında bir konuşmasında, 'Müslümanların da Türkiye'de kendini Müslüman hissedenlerin de gayrimüslimler gibi dini özgürlüklerini yaşama konusunda bazı sıkıntıları olduğu' yönünde açıklamaları oldu. Sadece CHP'den değil, diğer muhalefet partisi MHP'den de eleştiriler geldi. Siz bu sözleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Aynı görüşte misiniz?'' sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi: ''Ben Dışişleri Bakanının o görüşmedeki açıklamalarının içeriğini tam olarak bilmiyorum. Kendisiyle de o konuyu henüz görüşmüş değilim, ama şunu bilmenizi istiyorum; ülkemdeki değişik dini guruplar nasıl sorunlarını gündeme getiriyorsa, bu ülkenin yüzde 99'unu teşkil eden Müslümanlar, yani bizler 'sorunlarımız yok' diyemeyiz. Bizlerin de sorunları var ve bu sorunlar değişik alanlarda zaman zaman ortaya çıkmaktadır. Bunu en açık en net anlamda aslında Diyanet işleri Başkanlığıyla irtibatını kurarsanız, hangi alanlarda sorunlar olduğunu Diyanet İşleri Başkanlığımızdan çok daha açık, çok daha net alırsınız.'' Bir gazetecinin, ''Akşam saatlerinde ajanslara bir haber düştü. 'Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının bu dinleme hadisesi diye ortaya çıkan iddialarla ilgili bir telefon dökümünü Türk Telekom'dan aldığı ve savcılığa ilettiği' şeklinde. Bununla ilgili belgeler ve bilgiler size ulaştı mı?'' sorusuna, ''Hayır bana ulaşmış bir bilgi yok'' karşılığını verdi. AA
<< Önceki Haber Erdoğan'dan Baykal'a: İSPATLA - İZLE Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER