Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''
Libya tarihinde yeni bir dönem başlamıştır. Libya meselesinde artık söz tükenmiştir. Bu noktada yapılması gereken, Libya'da
Trablus'ta yönetimi elinde tutan Muammer
Kaddafi'nin derhal iktidarı bırakması, üzerindeki tarihi sorumluluğu insani ve vicdani sorumluluğu derhal yerine getirmesidir'' dedi.
Başbakan Erdoğan, WOW Oteli'ndeki
TUSKON Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından Libya'daki gelişmelere ilişkin
basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan, Libya'nın çok zor bir dönemden geçtiğini,
Türkiye'nin, Libya halkının içinden geçmekte olduğu bu zor dönemi, en az zararla aşarak, selamete kavuşmasına katkıda bulunmaya çalıştığını ve bugün de aynı şekilde çalışmaya devam ettiğini belirtti.
Herkesin bildiği gibi soruna Libya'nın içinde Libyalılar tarafından bir çözüm bulunmasının mümkün olmadığını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Sivil halkın güvenliğinin
tehlike altına girmesi üzerine uluslararası camia, duruma müdahil olmak durumunda kaldı. Neticede,
Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi, herkesin uymak zorunda olduğu 1970 ve 1973 sayılı kararları kabul etti. Bu kararlar temelinde NATO Libya üzerinde uçuşa
yasak bölge ihdas etti ve
sivilleri koruma amacına yönelik askeri
operasyon başlattı. Türkiye, görünür zorunluluk, uluslararası meşruiyet, bölgesel
katılım ve
destek şartlarının yerine gelmesi üzerine, bu harekatın
silah ambargosunun denetlenmesi ve insani
yardımın Libya halkına ulaştırılması boyutlarına katıldı. Bir yandan da sorunun sadece askeri yöntemlerle çözülemeyeceği; ateşin kesilmesinin, akan kanın durmasının ve Libya'da halkın meşru talep ve beklentilerini karşılayacak bir siyasi sürecin başlatılmasının elzem olduğu düşüncesinden hareketle bir yol haritası geliştirdik.''
Başbakan Erdoğan, 7 Nisan'da açıkladığı bu
yol haritasının ana parametrelerini şöyle aktardı:
''Bir; derhal gerçek bir
ateşkes sağlanması, bu çerçevede, yönetime bağlı askeri unsurların şehirlerden çekilmesi, kuşatmaların kaldırılması, tüm şehirlere ve bölgelere elektrik, gaz, su tedarikinin başlaması, iki; hiçbir ayrım gözetmeksizin bütün Libyalı kardeşlerimize kesintisiz insani yardım akışı sağlayacak güvenli insani bölgeler oluşturulması, üç; Tüm Libya halkının meşru çıkarlarını dikkate alan, tüm Libya'yı kucaklayan kapsayıcı bir demokratik değişim ve dönüşüm sürecinin ivedilikle başlatılması. O tarihten bu yana yürüttüğümüz diplomatik temaslarla yol haritamızı detaylandırdık. Libya
Ulusal Geçiş Konseyi ile istişarelerde bulunduk ve uluslararası toplumun yol haritamıza desteğini sağladık.''
-''LİBYA'DA AKAN KAN, KARDEŞLERİN KANIDIR''-
Sorunun başladığı andan itibaren, Trablus'taki Libya yönetimiyle her an
iletişim halinde olduklarını dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''
Muammer Kaddafi'ye, her görüşmemizde samimi mesajlarımızı ilettik. En başından itibaren, kendisinin yönetimi artık bırakması gerektiğini, Libya'da her kesimin uzlaşma sağlayacağı bir ismin göreve gelmesi gerektiğini, huzur, barış ve istikrarın ancak ve ancak bu şekilde tesis edilebileceğini ifade ettik. En son, açıkladığımız yol haritasında, anayasal demokrasiye geçişin sağlanması için Kaddafi'nin yönetimden çekilmesinin elzem olduğunu açıkça belirttik. Suhuletle, sağduyuyla, soğukkanlılıkla yürüttüğümüz tüm bu girişimler, ne yazık ki Trablus yönetimi tarafından dikkate alınmadı. Muammer Kaddafi, tavsiyelerimizi dikkate almak, kan dökmekten kaçınmak, Libya'nın
toprak bütünlüğünü sağlamak için çaba harcamak yerine, kanı, göz yaşını, baskıyı ve kendi halkına saldırıyı
tercih etti. Değerli arkadaşlarım... Libya tarihinde artık yeni bir dönem başlamıştır. Libya meselesinde artık söz tükenmiştir. Bu noktada yapılması gereken, Libya'da, Trablus'ta yönetimi elinde tutan Muammer Kaddafi'nin derhal iktidarı bırakması, üzerindeki tarihi sorumluluğu, insani ve vicdani sorumluluğu derhal yerine getirmesidir. Muammer Kaddafi, Libya'nın geleceği, Libya'nın toprak bütünlüğü, Libya'nın barış ve huzuru adına bu tarihi adımı artık atmak zorundadır. Mevcut şartlar altında, en uygun çıkış yolu, emaneti sahibine, yani iktidarı ve yönetimi, emanetin gerçek sahibi olan halka iade etmektir.''
Libya'da dökülen kanın, Libyalıların kanı olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Libya'da akan kan, kardeşlerin kanıdır. Kan üzerine, hele hele kardeş kanı üzerine istiklal, istikbal, barış ve
adalet asla tesis edilemez. Dolayısıyla, Libya Liderinin, daha fazla kana, göz yaşına, yıkıma sebebiyet vermeden, kendisi için, ülkesinin geleceği için derhal Libya'dan uzaklaşmasını ve yönetimden çekilmesini arzu ediyoruz. Evlat acısı, acıların en büyüğüdür,
torun acısı gerçekten çok çok büyük bir acıdır. Bir
baba olarak, bir
dede olarak Kaddafi'nin de bu acıyı yaşadığını biliyoruz. Aynı acıyı Libya halkının da yaşadığını görmesini ve hissetmesini, daha fazla acının yaşanmaması için artık bu adımı atmasının kaçınılmaz olduğunu hatırlatmak istiyoruz.''