Erdoğan'dan bir uyarı daha

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'milleti, hukuku dekokrasiyi tanımayanları biz de tanımayız' dedi.

Erdoğan'dan bir uyarı daha

Başbakan Erdoğan, AK Parti Ankara İl Teşkilatı Kongresi'nde yaptığı konuşmada, "Biz diyoruz ki hukuk dışı karanlık odaklar bu ülkede siyaseti belirleyemez. Türkiye bu dönemler geri dönmemek üzere tedavülden kalkmıştır. AK Parti ve AK Parti'nin gerçek sahibi millet o dönemlerin geri gelmesine asla izin vermeyecektir. Siyaset üzerinde, TBMM üzerinde, millet iradesi üzerinde vesayeti asla ve asla kabul etmedik. Bundan sonra asla edilmeyecek. Vesayet özlemi içinde olanlar, vesayetten medet umanlar beyhude beklerler. Bugün milletin vesayeti var. Bugün hukukun vesayeti var. Bugün demokrasinin vesayeti var. Hakkı, hukuku, demokrasiyi, milli iradeyi tanımayanları biz de tanımayız. Bunu böyle bilin." ifadesini kullandı. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ankara; Melbourn'deki, Berlin'deki, Viyana'daki, Tokyo'daki Kahire'deki, Saraybosna'daki, New York'daki vatandaşlarımızın da Urumçi'deki, Telafer'deki, Kerkük'teki soydaşlarımızın da Gazze'deki kardeşlerimizin de yanındadır, yanı başındadır'' dedi. Erdoğan, partisinin Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen Ankara İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, il teşkilatının özverili ve gayretli çalışmalarla bir çok başarıya imza attığını kaydetti. 2002 öncesinde Ankara'nın ''Türkiye'ye karşı sağır, dilsiz ve tepkisiz'' hale geldiğini, diğer illerin sorunlarına uzak kaldığını anlatan Erdoğan, AK Parti iktidarlarının bunu değiştirdiğini, Ankara ile diğer iller arasındaki mesafeyi ortadan kaldırdığını bildirdi. AK Parti'nin, insan odaklı bir siyaseti benimsediğini, ''Yegane karar merci TBMM'dir'' anlayışı içinde hareket ettiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''(Yasam organı, yürütme organı, yargı organı ayrıdır, onun için Anayasa'nın 138. maddesine herkes uymalı, saygı duymalı) dedik. 'Kimse kimsenin işine karışmamalı, burnunu sokmamalı' dedik. 'Herkes yerini, yurdunu bilmeli' dedik. 'Eğer adresi şaşıranlar olursa benim milletim onlara adresini er geç buldurur' dedik. Bulduruyor mu? Bulduruyor. Bundan sonra da bulduracak. Milletimizle Ankara arasında oluşmuş o sağır, o dilsiz, o kör ve tepkisiz duvarları biz ortadan kaldırdık. Siyaseti çözüm üretir hale getirdik, bürokrasiyi işletir hale getirdik, fabrikaların atölyelerin çarklarını yeniden döndürmeye başladık. Şimdi Ankara Hakkari'nin yanı başındadır. Şimdi Ankara Artvin'in, Edirne'nin yanı başındadır.'' SEL FELAKETİ Kısa süre önce Artvin ve Ordu'da sel felaketi yaşandığını, hükümetin anında ilgili bakan, milletvekilleri ve bürokratlarıyla olay yerine giderek bilgi akışını sağladığını anımsatan Erdoğan, ancak medyanın bu olayda da hedef saptırdığını söyledi. Erdoğan, ''Hiçbir zaman idare, yürütme bu tür afetlerin karşısında olmazsa olmaz bir çare değildir. 'Dünyada bunun yeri yoktur' diyemezsiniz. 'Dünyanın şu ülkesi bunu başarmış', yoktur... Herkes haddini bilecek. Doğal afetler karşısında yerini bileceksin. 'Her şeyi ben hallederim, biz hallederiz' diyemezsin. Dünyada yeri yok'' diye konuştu. Dünyanın bir çok yerinde afetlerin yaşandığını ve binlerce insanın öldüğünü hatırlatan Erdoğan, ''Ama bunlar bir bakıyorsunuz hemen başlıyorlar, 'Efendim bentler gitti' Onları bir yaşa da ondan sonra konuş. Gerçekleri göreceksin, haddini de bileceksin'' dedi. ''ARTIK DÜNYA KÜÇÜLEN BİR KÖY'' Ankara'nın artık Avrupa Birliği'nin hemen yanı başında olduğunu ifade eden Erdoğan, AK Parti'nin bu yolda kararlılıkla yürüdüğünü anlattı. Türkiye'nin ihracatının yüzde 50-60'ının AB üyesi ülkelere yapıldığını kaydeden Erdoğan, olaylara geniş bir bakış açısıyla yaklaşmak gerektiğini vurguladı. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Artık dünya küçülen bir köy haline geliyor unutmayacağız. Bütün bunları hep beraber yapacağız. Nedir? Biz bütün bu adımları atarken Avrupa eğer Türkiye'ye karşı bir olumsuzluk sürdürecek, kalkacak olumsuz bir karar alacaksa, bu Türkiye için bir kıyamet değildir. Artık 10 yıl öncesinin Türkiye'si yok. Bugün başka bir Türkiye var. Bugün ayakları üzerinde duran bir Türkiye var.'' Erdoğan, ''Şimdi Ankara; Melbourn'deki, Berlin'deki, Viyana'daki, Tokyo'daki Kahire'deki, Saray Bosna'daki, New York'daki vatandaşlarımızın da Urumçi'deki, Telefer'deki, Kerkük'teki soydaşlarımızın da, Gazze'deki kardeşlerimizin de yanındadır, yanı başındadır'' dedi. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Açık söylüyorum, Türkiye'de bir AK Parti, bir Tayyip Erdoğan vesayeti yoktur. Türkiye'de bir muhalefet sorunu vardır. CHP'de ise bir Deniz Baykal sultasının olduğunun son derece aşikardır'' dedi. Erdoğan, Atatürk Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AK Parti Ankara İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'de artık siyaseti çetelerin yönlendiremeyeceğin, mafyanın şekillendiremeyeceğini, hukuk dışı karanlık odakların bu ülkede siyaseti belirlemeyeceğini söyledi. Türkiye'de bu dönemlerin geri dönmemek üzere tedavülden kalktığını vurgulayan Erdoğan, AK Parti ve AK Parti'nin gerçek sahibi milletin o dönemlerin geri dönmesine asla izin vermeyeceğini söyledi. Aynı şekilde siyaset, TBMM, millet iradesi üzerinde vesayeti asla kabul etmediklerini belirten Erdoğan, ''Bundan sonra yine asla edilmeyecektir. Vesayet özlemi içinde olanlar, vesayetten medet umanlar beyhude beklerler. Bugün milletin vesayeti var, bugün hukukun, demokrasinin vesayeti var. Hakkı, hukuku, milli iradeyi tanımayanları biz de tanımayız. Bunu böyle bilin'' diye konuştu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kendisine ilişkin sözlerine de değinen Erdoğan, ''Bazı yerlerde bazı dostlar diyor ki, 'Şu Baykal ile ilgili Sayın Başbakanım konuşma' diyorlar. Fakat bazı şeyler de oluyor ki konuşmadan olmuyor'' dedi. Baykal'ın, ''Türkiye'de Tayyip Erdoğan vesayeti var'' sözlerini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Peki, ben de buradan Sayın Baykal'a soruyorum; 22 Temmuz, 29 Mart seçimleri öncesinde muhalefet partilerine defalarca çağrılarda bulundum. Ne dedim? 'Eğer partim bu seçimde birinci olmazsa genel başkanlıktan çekileceğim, siz de çekilecek misiniz' diye sordum. Hiçbir cevap alamadım. Bu mu vesayet? Soruyorum bu mu? '2011 seçimlerinde son kez milletvekili adayı olacağım, yerimi daha sonra inşallah yeni arkadaşlara bırakacağım' dedim. Bu mu vesayet? Sayın Baykal, çık sende açıkla. Hadi Bahçeli sende açıkla. Yahu doymadınız... Yıllar yılı bu ülkede milletvekilliği yaptınız, doymadınız mı? Sizden başka bu parlamentoda milletvekilliği yapacak kimse yok mu? Bir de bırakın başkaları yapsın. Ben bunu yaşımda bunu söylüyorum. 55 yaşındayım söylüyorum. 70 yaşına geldin hala söylemiyorsun, hadi söyle. Söyle. Bu ülkede bunların bu alışkanlıkları zaten bu ülkeyi bu hale getirdi. Bak, açıkça söylüyorum, 3 seçimde olduğu gibi 29 mart seçimleri öncesinde adaylarımızı tamamen demokratik mekanizmalar içinde belirledik. Seçimle, istişare ile temayül yoklamalarıyla, aday listelerimizi oluşturduk. Bu mu vesayet? Bunun yanında hükümet olarak demokrasinin tüm kurum kurallarıyla işletilmesi noktasında azami hassasiyet içinde olduk. Hiçbir kurum üzerinde baskımız olmadı. Yasama, yürütme, yargının demokratik ülkeye yakışan şekilde kendi yetki sınırları içerisinde çalışabilmesi için her türlü özveriyi yaptık, her türlü müdahaleye hassasiyeti gösterdik.'' ''27 NİSAN BİLDİRİSİNDEN SONRA NEREDEYDİN?'' Erdoğan, tüm yapılanlara karşın Baykal'ın Anayasa'nın 138. maddesini devamlı çiğnediğini ifade ederek, ''Bu mu vesayetsiz bir ülke ve vesayetsiz bir demokrasi? Bi hep bunları yaptık'' dedi. CHP Genel Başkanı Baykal'a, ''27 Nisan bildirisinden sonra neredeydin?'' diye soran Erdoğan, şunları kaydetti: ''Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde neredeydin? Demokrasiye, hukuka, milli iradeye gölge düşürülmeye çalışıldığı günlerde neredeydin? Nasıl bir tavır takındın? Milletin yanında, milli iradenin yanında mıydınız? Yoksa vesayet özlemi içinde olanların yanında mıydınız? TBMM'nin hür iradeyle çıkardığı yasaları iptal ettirmek için, kendileri meclis'te, önergeyi okumuşlar, haberleri var. Oturumu, genel kurulu yöneten başkan soruyor, 'kabul edenler', hepsi ellerini kaldırıyor, 'kabul'... Hepsi, CHP'lisi, MHP'lisi. 'Oy birliğiyle kabul edilmiştir'... Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Ertesi gün herhalde uyku devam ediyor. Bir sonra ki gün bakıyorsunuz elini kaldırılanlardan bir tanesi diyor ki 'gece yarısı baskını oldu, farkına varmadık' ve Sayın Baykal'da diyor ki 'bu bir gece yarısı operasyonudur.' Ya senin adamların ne iş yapıyor orada? Uyuyanları niye gönderiyorsun oraya. Uyanık olanları gönder. Bu parlamento saat 3'lere, 4'lere kadar çok çalışıldı. Bunu iyi bilirsin. Arkasından ne yapıyor? Daha cumhurbaşkanımız, onaylayacak mı onaylamayacak mı belli değil, hemen anında, 'Bunu biz Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz' diyor. Zaten Anayasa Mahkemesi'nin kapısına kulübeyi kurmuşlar. Bu dönemde 33 kez Anayasa Mahkemesi'ne gittiler. Ayıptır ya. Biraz ciddiyet lazım. Biraz siyasi partilerde ciddiyet olur. Bu kadar sulu bir siyaset olur mu? Durmadan parlamentoda işlerini göremeyince ve elini Anayasa Mahkemesi, orada işi göremeyince ver elini Anayasa Mahkemesi. 33 kez gitmişler. Oraya da çok güveniyorlar herhalde. Bu mu demokrasi anlayışı. Açık söylüyorum, Türkiye'de bir AK Parti, bir Tayyip Erdoğan vesayeti yoktur. Türkiye'de bir muhalefet sorunu vardır. CHP'de ise bir Deniz Baykal sultasının olduğunun son derece aşikardır.'' AA
<< Önceki Haber Erdoğan'dan bir uyarı daha Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER