Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, sel felaketinin yaşandığı bölgenin "
Afet Bölgesi" ilan edilmesi durumunda
yasa gereği her türlü yıkımı gerçekleştirebileceklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, "Ama gönlümüz şunu arzu ediyor. Bu işi bu noktaya getirmeden bütün oralardaki vatandaşlarımıza anlaşalım. Bunu bir
diyalog yöntemiyle, anlaşmak suretiyle bunları çözelim. Buraların
ıslahını bir an önce gerçekleştirelim." dedi.
Cuma namazını
Sultanahmet Camii'nde kılan Başbakan Erdoğan daha sonra avluda bulunan kitap fuarını gezdi. Uğradığı bir çok stanttan kitaplar beğenip satın alan Erdoğan, vatandaşlarla da sohbet etti. Erdoğan içerdeyken kendisini bekleyen vatandaşlardan biri
kalp krizi geçirdi.
Sağlık ekiplerinin hemen müdahale ettiği vatandaş ambulansla hastaneye kaldırıldı. Cami avlusunda uzun süre kalan ve kitapları inceleyen Erdoğan ardından basın mensuplarının sel sonrası çalışmalar hakkındaki sorularını yanıtladı.
Erdoğan sel felaketine neden olan
Ayamama Deresi'nın ıslah edilebilmesi için vatandaşların anlayışına ihtiyaç olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, "Bizler gerekirse buraları afet bölgesi ilan etmek suretiyle,
Bakanlar Kurulu kararıyla buralarda her türlü yıkımı yapabiliriz. Yasanın biz verdiği yetkiler var. Bunları belediyelerimize yapmamız mümkün. Bayındırlık Bakanlığımızla yapmamız mümkün. Bu konudaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tabi bu nereleri kapsayacak, bunun çalışmalarını yürütülüyor. Ama gönlümüz şunu arzu ediyor. Bu işi bu noktaya getirmeden bütün oralardaki vatandaşlarımıza anlaşalım. Bunu bir diyalog yöntemiyle, anlaşmak suretiyle bunları çözelim. Buraların ıslahını bir an önce gerçekleştirelim." ifadelerini kullandı.
Sel felaketinden siyasi
rant elde etmek isteyenlere de tepki gösteren Başbakan Erdoğan şu açıklamayı yaptı: "Üzülerek müşahede ettiğim bir şey var. Altını çizerek bir şeyi söylemem lazım. Bu felaket üzerinden
siyaset yapmak çok çok yanlış. Ben bu felaket üzerinden siyaset yapacak değilim. Siyaset yapmayı da bir defa 30'u aşkın kaybettiğimiz vatandaşımıza saygısızlık, halkımıza saygısızlık olarak görüyorum. Siyaset meydanlarına gelindiğinde, 'Bunlar sizin evlerinizi yıktı, bundan sonra gelince tekrar evlerinizi yıkacak' demek suretiyle çığırtkanlık yapanların şimdi kalkıp, 'Buralar neden yıkılmadı?' demesini anlamak mümkün değil. Ben şunu söylemek isterim. 1996'da İstanbul'da belediye başkanlığı yapmış birisiyim. Derelerimizle ilgili olarak gerek Ayamama, gerek Tavukçu, Papaz Deresi, Çırpıcı Deresi gerekse Alibeyköy Deresi gibi
Avrupa yakasındaki dereler le ilgili ta o zamandan bizim başlattığımız çalışmalar vardı. Sağ olsun
Kadir Bey tamamladı, artık Alibeyköy Deresi artık bize sıkıntı yaratmıyor. Çırpıcı Deresi bir sıkıntı yaşatmıyor. Aynı şekilde Tavukçu Deresi'nde sıkıntı yaşamıyoruz. Fakat Ayamama Deresi'nin ıslahı gerçekleşemedi. Bir çok nedenler var. Her zaman söylediğimiz bir şey. Dere yatağında akar. Eğer derenin yatağına müdahaleler yapılırsa intikamı ağır olur. Bunun bir tespit olarak söylemenin siyasete alet edilmesini anlamak mümkün değil. Nitekim benim 1996'daki belediye başkanlığım dönemimde Atv ve
Sabah, Ayamama Deresi üzerinde dere yatağına mütecaviz bir yapıydı. Orada taşkın yaşandı ve ciddi sıkıntılar yaşandı. 'Dere yatağına bu binayı yaptınız. Sizler bu işleri bilen insanlarsınız. Bu tür
felaketler olduğu zaman yazan çizen insanlarsınız. Kendiniz niye bunu yaptınız?' dedik. Aynı şeyleri dün de gördük. Bunu İkitelli'de, Selimpaşa'da, Silivri'de gördük. Örneğin Mimar Sinan'ın köprüsünün gözlerinden bir kaçı kapatılmış durumda. İkisi açık diğerleri kapalı. Bir bakıyorsunuz Boğluca Deresi var. Bu dereye
tecavüz edilmiş, dere yatağı daraltılmış. Bunlara müdahale ettiğiniz zaman karşınıza çıkan kim? Vatandaş çıkıyor, yargı çıkıyor.
Yargı hemen yürütmeyi durdurma veriyor. Nitekim
CHP bununla ilgili(Boğluca Deresi) yargıya gitti.Yargı burayla ilgili yürütmeyi durdurma verdi. Belediye Başkanımın bana verildiği son bilgi. Bunu neyle izah edeceksiniz? Şimdi felaket ortada. Bu kararı verenler acaba bunu nasıl değerlendirecek? Biz buna benzer sıkıntıları çok yaşadık, yaşıyoruz. Ben onun için yaptığım açıklamada bir şey söyledim. Bizi vatandaşımızın anlaması lazım."
Başbakan Erdoğan dünkü toplantıda aldıkları bir kararı da açıkladı. Erdoğan, "İstanbul'da bu dere yatakları ile ilgili aldığımız bir diğer karar da şu. Eskiden bu dere yatakları Büyükşehir altyapısına bağlıydı. Bundan sonra böyle olmayacak. Bütün
büyükşehirlerde bu tür dere yataklarının ıslahı illerdeki su ve kanalizasyon idarelerine verilecek. Bunların tamamının ıslahını, takibini
İSKİ gibi su ve kanalizasyon idareleri takip edecek." ifadelerini kullandı.